ISBN13 978-605-316-097-7
13x19,5 cm, 168 s.
Yazar Hakkında
Okuma Parçası
Eleştiriler Görüşler
Yazarın Metis Yayınları'ndaki
diğer kitapları
Dönüş, 2009
Çevengur, 2010
Can, 2010
Mutlu Moskova, 2012
Muhteşem Vahşi Dünya, 2014
Birbirimiz İçin Yaşayacağız, 2018
Saklı İnsan, 2022
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
 

Erhan Tekten, "Andrey Platonov'un 'Çukur'u", Hürriyet Kitap Sanat, 29 Eylül 2017

Sovyetler Birliği'nde sanayileşme ve kolektifleştirmenin arka planına odaklanan Çukur fantastik ama gerçekçi, komik ama trajik, son derece hareketli ve rahatsız edici bir roman. Sovyetler Birliği'nde birçok eseri sansürlenen ya da basılamayan Andrey Platonov Çukur'u 1930 yılında bitirmesine rağmen 1987'de, yazarın ölümünden 36 yıl sonra yayımlanabildi.

Andrey Platonov bir demiryolu işçisinin oğlu olarak 1899'da Voronez yakınlarında dünyaya geldi. Kızıl Ordu saflarında iç savaşa katıldı. Elektrik Mühendisi ve ıslah uzmanı oldu. 1926 yılından itibaren yazdığı makale, şiir ve denemeleri ile Maksim Gorki'nin dikkatini çekerek parlak bir başlangıç yaptı. Daha sonra ise kimi eserleri Sovyetlerde sert eleştirilere maruz kaldı. 2. Dünya savaşında savaş muhabirliği yapan Platonov, resmi olarak tanınmasının ardından savaş sonrasında da sansürlendi. Önemli eserleri 80'li yılların sonuna dek yasaklı kaldı. Platonov'un KGB edebiyat arşivinin kısmen halka açılmasıyla ortaya çıkan bir romanı bile bulundu.

Andrey Platonov'un 1930 yılında tamamladığı ama Sovyetler Birliği'nde ancak 1987 yılında yayımlanabilen Çukur, yazarın Metis Yayınları'ndan yayımlanan diğer eserlerini de Türkçe'ye kazandırmış olan Günay Çetao Kızılırmak'ın çevirisiyle çıktı. Sovyetler Birliği'nde sanayileşme ve tarımsal kolektifleştirmenin arka planını tüm çıplağıyla ortaya koyan Çukur'da mükemmel geleceğin engin evi, tarım işçilerinin ikametgahı, "geleceğin ortak proleter konutu" için bir grup işçi temel kazma işine başlar. Platonov'un sert eleştirileriyle kaleme aldığı eserde, ekip çalışmaya başladığında işler zorlaşır, ne kadar derine inerlerse o kadar şey ters gider ve kazılmış olanın temel değil de muazzam bir mezar olduğu anlaşılır.

Çukur Sovyetlerde 1927 yılında uygulanmaya başlanan tarımın kolektifleştirilmesinin ortaya çıkardığı aksaklıklara doğrudan yanıt olarak yazılmış Platonov'un en açık politik eleştirisidir. Platonov komünizmin kendince asil amaçları ile iktidardaki partinin gerçekliği arasındaki farkı kitabında ortaya koymaya çalışır. Çukurun zengin Rus köylülerinden yani 'Kulak'larından alınan toprağa açılması ve gelecekte kurulacak bu yapının da kolektifleştirilecek tarım işçilerinin evi olacağı gerçeği, eleştirisinin simgesel dilini oluşturur. Sovyetler'de kişilerin gönüllü bir kolektif çalışma için bir araya gelmesiyle oluşan birlik yani 'Kolhoz' romanın ana karakteridir aslında. Hikaye, kısa bir süre sonra 'Kolhoz'a katılacak Volşov'un çalıştığı küçük makine fabrikasından atılmasıyla başlar. Volşov'un işten atılma sebepleri ise; 'Dirençsizliğindeki artış ve genel iş temposu ortasında düşüncelere dalması'. İşini geri almak için gittiği fabrika komitesinde yaşadığı absürt tartışmada Volşov, iş ortasında düşünmesinin savunusunu yaparken "Mutluluk benzeri bir şey bulabilirdim, manevi anlam sayesinde de verimlilik artardı" der. Mutluluğun materyalizmden geldiğine inanan fabrika komitesi üyeleri ise Volşov'un bilinçsiz bir adam olduğu kanısına varır. İş yaşamına dönemeyen Volşov'un yolu 'Kolhoz' ile kesişir ve çukurda çalışmaya başlar. Kolhoz örgütlenmiş üyelerin katılımıyla sürekli büyürken, örgütlenmeyi reddeden özel mülk sahipleri de direniş göstermeye başlar. Bu süreçte 'Kolhoz' çukura Kozlov gibi bilinçli işçileri de kurban verir. "Öyle ya, bütün cumhuriyeti kolhoza çevireceksiniz, sonra bütün cumhuriyet tek bir özel çiftliğe dönecek!" eleştirisine kulaklarını tıkayan işçiler örgütlenmeyen köylüleri sallara bindirip nehrin aşağısına sürer. Çiklin bir gün kolhoza açlık ve sefaletten ölen 'Kulak' bir kadının çocuğu Nastya'yı getirir. Sovyet okullarında eğitim gören Nastya, Safronov'a Lenin'i beklediğini, o yüzden doğmadığını çünkü annesinin 'burjuva karısı' olmasından korktuğu, Lenin gelir gelmez de kendisinin geldiğini söyler. Nastya'nın söylediklerini duyan işçiler, iktidarlarının böyle çocuklar yetiştirmesinden, çocukların sosyalizmin soylu erdemlerini anlatan doğru sözcükleri kullanmasından memnuniyet duyar. Sınıf çatışmalarının ortasında açılan bu koca çukur, anne özlemiyle yataklara düşen ve sonunda hayatını kaybeden Nastya'nın mezarı olur.

Metis Yayınlarının bu baskısı Platonov'un değişik bir final metnini ve bizzat daktilo ile yazdığı ama kitaba almadığı parçalara da yer veriyor. Absürt diyalogları, varoluşsal sorgulamaları, psikolojik çözümlemeleri ile Platonov'un tuhaf ve özgün üslubu şaşırtıcı derecede iyi. Karakterlerinin sürekli propagandası yapılan ideolojiyi komik bir şekilde yanlış anlaması ve sosyalizmin soyut idealleriyle, somut uygulamalar arasındaki uçurumun gözler önüne serilmesi nedeniyle de Çukur yazılmış olduğu çağın ötesine, çok çok ötesine geçmiş.

 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2024. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X