Birhan Keskin:
"Şiir benim iyiliğimdir!"
Figen Şakacı, Radikal, 9 Mayıs 2006
Aslında nerede şiir varsa orada susmak lazım... Has şiirin içinde yatan o canım imgelerden aşıp da gündelik ve gerçek olanın kucağına atlamak, şiirin yarattığı büyülü dünyaya bir ihanet gibi. Ama şiirin illa ki gerçeğe, daha doğrusu onda saklı hakikate ihtiyacı var. Birhan Keskin, bu hakikati ve hakikatli şiiri arama yoluna çıkalı 22 yıl olmuş. Metis Yayınları'ndan çıkan Y'ol kitabı da hayatla, var ol'makla, hatta sevgiliyle sürekli hesaplaşmanın bir günlüğü gibi. Öyle ki kitap; bir aşktan kırık dökük kalmanın, kendi parçalarını dağıldıkça –toplayarak yeniden oluş'a varmanın sancısını, o sancıdan süzülen şiirin yazılış serüvenini anlattığı bir Sunu'yla açılıyor. Ve aşkın ta içimize sapladığı 'Taş Parçaları' tek tek dökülüyor...

Bu çağda şair olmak ne demektir Birhan?

Bildiğimiz üzre; sesle, sözle, imgeyle, hikâyelerle, ölümle, hayatla, aşkla, acıyla ve kendiyle uğraşan, durmadan kendi kuyusunu kazan biçare midir şair?

Yoksa bu sadece bir şair imgesi mi?

Şair, evet, sürekli kendi kuyusunu daha derine doğru kazan, bakalım daha nerelere kadar iniyor bu kuyu diyendir bir şekilde, ama kuyu her zaman aşağı doğru kazılmaz, yukarı doğru da kazılır. Magmaya, aşağıya olduğu kadar semaya, göğün katlarına doğru da çınlar şair. Şairi, sözün bilindik anlamıyla kendi kuyusunu kazan biri olarak, bir biçare olarak görmem. Öyle görenler de son derece yanılırlar. Şiir benim kendimi, dünyayı, insanı, yeryüzünü sevme biçimimdir. Anlama biçimimdir. Ben sözcüklerimle dünyayı okşarım, şairi biçare, meczup gören bir zihniyet vardır, ki oturup kendi sefilliğine bakacak kadar bile aklı yoktur onların.

Bu keskin cümleler şaire değil de şairaneliğe gibi... Şairaneliğin şiiri parlattığına inanan, duygu tacirliğiyle, duygusallıkla şiiri eşgüdümlü düşünen şairler, has şiirin önüne geçebilir mi, daha doğrusu bunlar şiiri oyalar mı?

Şairanelik, 'şiir gibi' olmaklık... Hiç sevmedim. Hiç de sevmeyeceğim bu sözcükleri. Ya şiir vardır, ya da yoktur. 'Şiir gibi film', 'Şiir gibi şehir', 'Şiir gibi resim'... Nedir abicim bunlar? Şiir bir şeyin önüne takılacak bir sıfat değildir, arkasındaki kuyruk da. Şiiri oyalayanlara gelince; onlara diyecek sözüm yok.

Nedir sence şiirinin ideolojisi ya da ideolojisiz şiir var mıdır?

Her sözcük daha ağzımızdan çıkarken bir ideoloji çizmeye başlar. Öyle veya böyle. Bunu doğru okuyabilmektedir hüner. Şiir çağrışımlar yarattığı için zengindir, çağrışımlar üzerinden okunur. Kat kattır, katmer katmer. Okur hangi kattaysa o kattan okur şiiri.

Gülten Akın'dan sonra Altın Portakal alan ikinci kadın şairsin... 'Y'ol' kitabın da onun dizesiyle açılıyor. Kadın şairliği falan değil de Gülten Akın'la buluştuğunuz yerleri merak ediyorum.

Gülten Akın, şiirleriyle olduğu kadar bu dünyada durma biçimiyle de beni müthiş etkilemiş biridir. Hayatı kavrayış ve yaşayış biçimiyle. Gülten Akın'ın Toplu Şiirlerinin editörlüğünü yapmıştım yıllar önce Yapı Kredi'de çalışırken. İlk kez o zaman tanımıştım kendisini. Sonra aralarda çok seyrek olarak konuşma ve görüşme fırsatımız oldu. Kendisine hem büyük bir hayranlığım vardır hem de çok büyük bir sevgim. Altın Portakal ödülünün gazetelerde haber olduğu gün, ilk telefonu ondan aldım. Bu telefon en az ödül kadar mutlu etti beni. Yukarıda da söylediğim gibi, kalbimi genişleten şairlerden biridir o. Ben onun şiir duygusuna da, şair duruşuna da âşığım. Keşke tırnağı olsam da buluşabilsem onunla, diyeyim, gerisini sen anla.

Y'ol, kitabının ilk bölümü 'Taş Parçaları'. Burada aşkın ne öldürür ne oldurur halinden kurtulmak için tek tek döktüğün taşlar, okurun kalbine saplanıyor. Bu aşka özgü bir karalık mı, yoksa Birhan Keskin'in şiiri kara mı?

Figencim, bence bu sadece 'Taş Parçaları'na ait bir özel durum aslında. 'Taş Parçaları'nın yazılma serüvenini, az çok biliyorsun. Uzun bir yolun sonuna ait. Son derece zalim bir sona ait. Ben o taşları içimden sökmeseydim, yaşayamazdım. Okurun kalbine saplansınlar istemem, okur kendine ait güzel bir şey inşa ederken bunları hatırlasın, bir kenarda tutsun isterim. Ayrıca karalar, evet. Acı da haddini aşar bazen, aşk gibi.

Kitabı açar açmaz gürül gürül akan dil, ikinci bölümde dinginleşiyor. Dilin bir enstrüman gibi kullanılmasından bahsediyorum, şiirinin rock hızıyla başlayıp neredeyse ney sesi gibi bitişinden... İddiasız gibi duran müthiş bir iddia. Şiirin şarkıyla akrabalığı var mıdır?

Şiirin şarkı ile akrabalığı yoktur. Ama şiirin kendine ait bir iç müziği her zaman vardır. Benim müzikle bir dinleyici olarak tuhaf bir yakınlığım vardır ama. Bazı müzikler benim şiirime bir şekilde sızarlar. Vurmalıların, klarnetin, klasik kemençenin, ney'in, piyanonun, çellonun, kemanın sesleri benim için her zaman özeldir. Ba'daki ilk şiirin yazılışı biraz da bir müzik parçasına borçludur kendisini. Şunu da ekleyeyim tabii: 'Taş Parçaları'nın ilk bölümlerini yazmaya hakikaten de bir rock ritmiyle başladım, sonra perde perde başka makamlara geçtim. Daha benden olanla, daha mahur bitti.

"Balkonunuz çok yüksek sizin baş döndürüyor/ Dünya pek alçak bir yer olacak yakında öyle görünüyor" dizeleriyle bitiyor Y'ol. Hal böyleyken şiirden başka kuşanacak şeylerin var mı?

Dünyanın hali hal değil, bunu biliyorum. Bunu her gün tekrar be tekrar görüyoruz. Benim şiirden başka sarınacak bir örtüm yoktur. İyiliğim onadır, iyiliğim de ondandır. İnsana ait vicdanı geri istiyorum, insan için.
Okuyabileceğiniz diğer Birhan Keskin söyleşileri
▪ "O ağaçlar bizim kardeşimiz!"
Serap Çakır, Cumhuriyet Kitap Eki, 3 Mart 2016
▪ "Burası değil, burası değil, böyle değil"
Çağlayan Çevik, Ian Edebiyat, Mart 2016
▪ "Yeryüzü karşısında konuşmak ne zor!"
Pelin Özer, Cumhuriyet Kitap, 30 Nisan 2002
▪ "Yeryüzüne bakmaya geldim ben"
Can Bahadır Yüce, Zaman Kitap Eki, 1 Mayıs 2006
▪ "Birhan Keskin’le birkaç saat"
Hacer Yeni, Elle, Eylül 2009
▪ "Her şey tüccarların elinde"
Figen Şakacı, Radikal Kitap Eki, 9 Nisan 2010
▪ "İkimiz de üryan şiir yazıyoruz"
Serpil Gülgûn, Milliyet Kitap Eki, 2 Mayıs 2006
▪ "Şiir, neşe ve tedirginliktir"
Birhan Keskin, 1999
▪ "Bir kolum çolaktır şiir yazarken"
Birhan Keskin, Radikal Kitap, 8 Nisan 2016
 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2024. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X