| ISBN13 978-605-316-002-1 | 13x19,5 cm, 144 s. |
Liste fiyatı: 140.00 TL İndirimli fiyatı: 112.00 TL İndirim oranı: %20 {"value":140.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"1185","item_name":"Düş Parası","discount":28.00,"price":140.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Düş Parası Özgün adı: Denier du Rêve Çeviri: Roza Hakmen Yayıma Hazırlayan: Özde Duygu Gürkan Kapak Tasarımı: Emine Bora |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Ekim 2015 | 3. Basım: Temmuz 2023 |
Bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlanan öykülerden oluşan bir roman Düş Parası. Hepsi de bir şekilde birbiriyle ilişkili olan karakterlerin hikâyeleri, elden ele dolaşan 10 liretlik bir madeni para aracılığıyla anlatılıyor. Para bir karakterden diğerine geçerken, hikâyenin odağının değişmesiyle adeta edebi bir bayrak koşusuna tanık oluyoruz. Yıl 1933, yer Roma. İtalya’da diktatörlüğün hüküm sürdüğü bu zor dönemde geçen bir günün anlatımında kimlerle tanışmıyoruz ki: meme kanserine yakalanmış hayat kadını Lina; diktatöre suikast yapmayı kafasına koymuş ve bu yolda ölümü göze almış idealist Marcella; kendi küçük çıkarlarından ötesini görmeyen çiçekçi Dida Ana; en parlak dönemini çoktan geride bırakmış yaşlı ressam Clément ve diğerleri. Yourcenar her biri kendi dünyasını içinde taşıyan bu karakterlerin kaygılarını, zaaflarını, umut ve umutsuzluklarını son derece şiirsel bir dille anlatıyor; ama klişelerden arınmış, özgün teşbihlerle dolu, ustalıkla yoğurulup kıvama getirilmiş bir şiirsellik bu. Olayların ve hikâyelerin kuruluşundaki ve birbirine bağlanışındaki incelik de cabası. Düş Parası her şeyden önce, hepimizin hayatlarının nasıl iç içe geçmiş olduğunu, tanımadığımız insanlarla bile nasıl her daim temas halinde olduğumuzu bize çarpıcı bir şekilde hatırlatıyor. | OKUMA PARÇASI |
Önsöz, s. 7-11 Düş Parası’nın biraz daha kısa olan ilk şekli 1934’te yayımlanmıştı. Elinizdeki kitap basit bir yeniden basım, hatta daha önce yayımlanmamış kimi paragrafların da eklendiği düzeltilmiş bir ikinci edisyon değil. Bazı bölümlerin neredeyse tamamı yeniden yazıldı, bazıları hatırı sayılır ölçüde genişletildi; bazı yerlerde eski kitabın neredeyse hiçbir satırı esirgenmeden düzeltmeler, makaslamalar, farklı yerleştirimler yapıldı; bazı yerlerdeyse, aksine, 1934 basımından uzun pasajlar aynı bırakıldı. Romanın bugünkü haliyle aşağı yukarı yarısı, 1958-1959’da yeniden kurgulandı; bu yeni kurguda eskiyle yeni öylesine iç içe girdi ki, yazarın bile birinin nerede başlayıp ötekinin nerede bittiğini ayırt etmesi neredeyse imkânsız hale geldi. Aynı kalanlar sadece roman kişileri, adları, kişilikleri, karşıllıklı ilişkileri ve onları çevreleyen dekor değil; kitabın temel ve ikincil temaları, yapısı, olayların çıkış noktası ve çoğunlukla vardıklar... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Esra Yalazan, "Bizi ‘insan’ yapan hikâyeler ve Marguerite Yourcenar", T24, 18 Ekim 2015 İnsan yalnızlığından korkmadan yalnızlığa sığınabilmeyi ister. Ölümden korkmadan yaşamayı arzular. Canlıların birbirlerine sokulmalarını sağlayan hastalıklı ‘aşk’ duygusuna bağlanmayı, hayata katlanabilmek için düşler. Bütün zaaflarına rağmen sevilmeyi hayal eder. Hatıralarını biriktirirken onların gelecekte ‘hikâyeye’ dönüşeceğini düşünmez ancak insan kemiğiyle, ruhuyla, kelamıyla büsbütün bir hikâyedir. Bizi ‘biz’ yapan hikâyelerde, kaderin iradeye bazen de iradenin kadere teslim olduğunu kolaylıkla kabullenemesek de biliriz. Günlerdir, aylardır katledilen çocukların, kadınların, gençlerin, yaşlıların ölümünü rakamlarla açıklayan soğuk haberleri izliyorum. Arada soluklanıp yüzlerine bakıyorum uzun uzun, merhametle, kederle. Kıvılcımlı bakışlarını, derin yüz çizgilerini, içimi kanatan sessiz kahkahalarını hiç unutmamak için rikkatle bakıyorum. B... Devamını görmek için bkz. | |
Nida Dinçtürk, "Bir düşün peşinde, elden ele", Agos Kitap / Kirk, 6 Kasım 2015 Şimdi, aile babası sıfatıyla, Oreste Marinunzi düzenin partisinden yanaydı; gerçek bir büyük lideri, sözünü sakınmaya, yabancılara haddini bildiren, bir sonraki savaşta ülkenin ağırlığını koymasını sağlayabilecek bir adamı gereğince onurlandırmanın yolunu biliyordu. Büyük bir millet yaratmak için çocuk yapmak lazımdı.” Ne kadar tanıdık bir tarif değil mi? Türkiye’nin son yıllarda giderek içinde boğulduğu, yok olduğu o atmosferin tanıdık, şikayetsiz simalarından biri gibi Oreste Marinunzi. Oysa aslında sadece bir Yourcenar karakteri. Bizlerle yakınlığı, kendisinin bir diktatörya dönemi romanında karakter olmasıyla ilintili. ‘Duçe’nin yükselişi Marguerite Yourcenar’ın Türkçe’ye kazandırılan son kitabı Düş Parası, Roza Hakmen çevirisi, Metis etiketi ve tasarımı Emine Bora’ya ait enfes bir kapakla raflarda. Kurgusu naif, hikâyesi ağır bir kit... Devamını görmek için bkz. | |
|