| ISBN13 978-975-342-502-5 | 13x19,5 cm, 176 s. |
Liste fiyatı: 162.00 TL İndirimli fiyatı: 129.60 TL İndirim oranı: %20 {"value":162.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"310","item_name":"Çok Tuhaf Çok Tanıdık","discount":32.40,"price":162.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Çok Tuhaf Çok Tanıdık Vesikalı Yarim Üzerine Yayıma Hazırlayan: Semih Sökmen Kapak ve Görsel Tasarım: Semih Sökmen Hazırlayan İsim: Nilgün Abisel, Umut Tümay Arslan, Pembe Behçetoğulları, Ali Karadoğan, Semire Ruken Öztürk, Nejat Ulusay |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Ocak 2005 | 3. Basım: Mart 2018 |
Lütfi Ö. Akad'ın 1968 tarihli kült filmi Vesikalı Yarim, seyircisini sıradışı bir deneyime sürükler. Her şey bir Yeşilçam melodramından bekleneceği gibidir, çok tanıdıktır. Ama aynı zamanda çok tuhaf bir şeyler vardır bu filmde; adı koyulamayan, açıklamaya direnen, onu diğer Yeşilçam filmlerinden ayıran bir tuhaflık../ Bir grup çalışması olan Çok Tuhaf Çok Tanıdık işte bunun nedenini araştırıyor. Vesikalı Yarim'i unutulmaz bir sanat yapıtı haline getirenin tam da bu özelliği olduğunu, içinde yer aldığı sinema geleneğinin bildik, tanıdık motiflerini taşıdığı halde bunlara farklı anlatısal ve estetik çözümler getirdiğini söylüyor. Filmin anlatısal içeriği kadar, estetik özelliklerine de hakkını veren bir çözümleme tarzı var bu incelemenin. Bir yandan filmin Türk modernleşmesinin temel sorunlarıyla bağını sergilerken, diğer yandan filmin biçimsel yapısının, başta hiç düşünülmemiş içerikleri mümkün kılan, onların yolunu açan mantığını ortaya çıkarıyor. Bir filmin, daha genelde bir kültürel ürünün nasıl "okunabileceğinin" başarılı bir örneği olarak sunuyoruz bu kitabı. Şu sorulabilir: Seyretmek ve keyfini çıkartmak varken neden deşifre etmeye çalışalım ki bir filmi? Kendisiyle yapılan söyleşide filmin yönetmeni Akad da böyle diyor. Cevaplardan biri, sanatı sanat yapan şeyi gerçekten öğrenebilmek içindir. Ama galiba başka bir cevap daha önemli: Yeniden büyülenebilmenin ilk şartı, önceki büyülerden kurtulabilmektir. | İÇİNDEKİLER |
Başlarken
I.
Trajik Bir Melodram Tema Açılış/Kapanış: Evden Çıkış/Eve Dönüş ve Vesikalı Yar Bir Tamlık Vaadi: Menekşeli Vadi
Gerçekçiliklik Melodram Kadının Sözü: "Çok eskiden rastlaşacaktık" Erkeğin Sözü: "Asıl şimdi yıktı beni" Zıtlıklar Metni Sessizlik Metni
II.
Gerçekçi Bir Melodram Açılış "İstanbulluyum. Doğma büyüme..." "Bu evi şimdi seviyorum" Mesafeli Bakış "Bir sigara içebilir miyim? Yakar mısın?" Üç Boyutlu Dünya Hareketsizliğin İçindeki Hareket Açık Formlar Aydınlatmanın Dramatik Etkisi Devamlılık Kurgusu Gerçekçi Diyaloglar "Kalbimi Kıra Kıra..."
Sonsöz
Lütfi Ö. Akad'la söyleşi Safa Önal'la söyleşi
Notlar Kaynakça | OKUMA PARÇASI |
Başlarken, s. 7-18 "Vesikalı Yarim(1) neden bir kült filmdir?"(2) Filmi sadece Sabiha-Halil öyküsü olmaktan çıkaran ve onu birçok imkânsızlığın göstereni haline getiren nedir? Bu çalışmada, filmin üzerine kurulduğu kadın-erkek (aşk) ilişkisindeki imkânsızlığın ya da belki Yeşilçam'da onlarca filmde karşımıza çıkan "imkânsız aşk/arzu" temasının Vesikalı Yarim'de neden ayırt edici bir nitelik kazandığını, temanın işlenme biçiminin filmin "kült film" oluşunu nasıl etkilediğini, dahası filmin "imkânsız aşk/arzu" temasıyla tarihsizleşerek Türkiye'nin toplumsal hafızasında neden önemli bir yer edindiğini anlatısal ve biçimsel özellikleri çözümleyerek göstermeye çalışacağız. Bununla ilişkili olarak, öznelerin toplumsal hikâyelerle kurdukları ilişkinin anlaşılmasına ya da bu hikâyelerin toplumsal hafızadaki izlerinin sürülmesine yardımcı olacak şekilde psikanalitik literatürün içinden çıkan sorular da çözümlememize eşlik edecek: Vesikalı Yarim, toplumsal hafızam... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Kürşat Başar, “Vesikalı Yarim”, Akşam, 19 Mart 2005 Kimbilir kaç yıl önceydi. Aklımda Brigitte Bardot'ya benzer bir Türkan Şoray kalmış o filmden. Sonra filmin sonunda o tuhaf yüz ifadesiyle kalabalığın içinden yürüyerek bize doğru gelişi. Belki de hayatının içinde en çok değer verdiği şeyden, hayatın içinde belirip yokolan hayalinden kopmanın, hayatın bu beklenmedik mucizesini bir kez daha yakalayamayacağını bilmenin verdiği o anlatılmaz duyguyla yürüyüşü... Sonra arkada çalan eski bir şarkı: 'Benden sana ne kaldı/ bir hatıradan başka/ kalbimi kıra kıra bırakmadın bir hatıra/ günahını yalancı dudaklarında ara...' Bir gece birbirinden çok farklı iki dünyada yaşayan iki insanın bir rastlantıyla karşılaşmasını, kendilerine gizli, saklı, kendi gerçek hayatlarından söz edilmeyen, yalnız onlara ait bir hayat parçası kurmaya çalışmalarını mı anlatır Vesikalı Yarim? Manav Halil'le konsomatris Sabiha'nın aşkını Halil'in aslında evli olması mı engeller? Yoksa birinin ves... Devamını görmek için bkz. | |
Şükran Yücel, “Vesikalı ve masum”, Radikal İki, 3 Nisan 2005 Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim elemanlarının (Nilgün Abisel, Umut Tümay Arslan, Pembe Behçetoğulları, Ali Karadoğan, Semire Ruken Öztürk, Nejat Ulusay) Vesikalı Yarim üzerine yazdığı Çok Tuhaf Çok Tanıdık adlı kitap, Türk Sineması için ilk olma özelliğini taşıyor. Sinemamızda farklı bir yeri olan Vesikalı Yarim’i zamanındaki diğer Yeşilçam filmlerinden ayıran, ona bir büyü katan özelliği nereden kaynaklanıyor? Çok Tuhaf Çok Tanıdık kitabı bu soruyu yeniden düşünmemizi sağlıyor. Belki de kitabın başlığında belirtildiği gibi hem tuhaf hem de tanıdık olmasından. Tanıdık olduğu bir gerçek ama 'tuhaf'lığı nereden geliyor? Kitabın yazarlarının da belirttiği gibi filmin ruhu ve büyüsü, yönetmeni Lütfü Ömer Akad'ın kendine özgü sinema dilinden kaynaklanır. Vesikalı Yarim, sıradan ve kapalı bir hayat yaşayan manav Halil'in (İzzet Günay) bir gece arkadaşlarıyla saza gitmesiyle başlar. H... Devamını görmek için bkz. | |
Esen Tezel, “İmkânsız aşka ağıt”, Picus, Nisan 2005, Sayı: 21 Vesikalı Yarim hem konusu, hem de oyuncularıyla Türk toplumunun hafızasında yer etmiş bir film. Peki bu filmi kendisiyle aynı dönemde çekilen diğer melodramlardan ayıran yanları neler? Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden altı akademisyenin ortak çalışması olan Çok Tuhaf Çok Tanıdık, bu sorunun cevabını bulmaya yönelik bir kitap. Filmi biçimsel özelliklerinden senaryosuna, oyuncularından kurgusuna kadar her yönüyle inceleyen bu çalışma özellikle, Vesikalı Yarim’in Türk toplumunun sosyal gerçekleriyle kesişen taraflarını bulmayı amaçlıyor. Filmin kültleşmesinin ana sebeplerine baktığımızda karşımıza şu dört unsur çıkıyor: temeli efsanelere dayanan “imkânsız aşk” teması, filmin melodramla trajedi arasında gidip gelen yapısı, Türkan Şoray unsuru ve yönetmen Lütfi Ö. Akad’ın üslubu. Bu dört unsurun etraflıca incelendiği kitapta Akad’ın sinemasının Türk sinema seyircisinin zihnindeki yeri şöyle a... Devamını görmek için bkz. | |
Berat Günçıkan, “Halil, Sabiha'ya neden âşık oldu?”, Cumhuriyet Dergi, 6 Şubat 2005 Bir filmi nasıl izlersiniz? Karakterlerin peşine takılıp kendi sorularınıza yanıt mı ararsınız, kameranın hareketlerini takip edip bir sahne sonra yönetmenin hangi sahneyi hazırlayabileceğini keşfetmeye mi çabalarsınız? Ya da diyaloglarda söylenilenleri değil, asıl anlatılamayanları anlamaya mı çalışırsınız? Bir filmi, daha doğrusu bir sanat eserini okumak, başlı başına bir iş. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon-Sinema Bölümü Sinema Anabilim Dalı öğretim üyeleri işte bu işe soyunmuş, bir filmi konusundan oyuncusuna, kamerasından kurgusuna, ışığından müziğine hem sanat, hem politika açısından ele almışlar. Nilgün Abisel, Umut Tümay Arslan, Pembe Behçetoğulları, Ali Karadoğan, Semire Ruken Öztürk ve Nejat Ulusay'ın bu iş için seçtikleri film, televizyonlarda sıklıkla gösterilen bir kült: "Vesikalı Yârim". Çalışma, Metis tarafından "Çok Tuhaf Çok Tanıdık" ba... Devamını görmek için bkz. | |
|