| ISBN13 978-605-316-154-7 | 13x19,5 cm, 184 s. |
Liste fiyatı: 166.00 TL İndirimli fiyatı: 132.80 TL İndirim oranı: %20 {"value":166.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"11347","item_name":"Kurmacanın Kıyıları","discount":33.20,"price":166.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Kurmacanın Kıyıları Özgün adı: Les bords de la fiction Çeviri: Yunus Çetin Yayıma Hazırlayan: Savaş Kılıç Kapak Resmi: Eugene Michel Abot Kapak Tasarımı: Emine Bora |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Şubat 2019 | 2. Basım: Aralık 2024 |
Sosyal bilimlerde kuramların polisiye kurmacalarla bir ilişkisi var mı? Nasıl bir ilişkidir bu? Karl Marx Kapital’de neden komedya yerine tragedyayı tercih etmiştir? Gazete haberlerinde saf gerçekliği mi okuyoruz? Peki “gerçekçi” denen anlatılarda kurmacanın rolü ne? Ya anlatılardaki pencereler nereye açılır? Geleneksel olarak kurmacanın dışında bırakılan insanlar romana ve öyküye nasıl dahil edildiler? Filozof Jacques Rancière uzun yıllardır siyasetin yanı sıra estetik, özellikle de edebiyat üstüne çalışıyor. Bu kitabında da bir yandan Honoré de Balzac, Edgar A. Poe, Rainer Maria Rilke, Marcel Proust, Joseph Conrad, William Faulkner ve W. G. Sebald gibi yazarların eserlerinden hareketle kurmacanın kıyılarını keşfe çıkıyor; bir yandan da Georg Lukács ve Erich Auerbach gibi güçlü yorumcularla diyaloğa giriyor. Kurmacanın Kıyıları’nı edebiyat, eleştiri ve felsefeye ilgi duyan okurlarımızın zevkle okuyacağına inanıyoruz. | İÇİNDEKİLER |
Giriş
Kapılar ve Pencereler Pencerelerin Ardında Yoksulların Gözleri Dikizcilerin Gördükleri Sokağa Bakan Pencere
Bilimsel Eşik Metanın Sırrı Nedenselliğin Serüvenleri
Gerçeğin Kıyıları Akla Hayale Gelmeyen Kâğıttan Manzaralar
Hiçbir Şeyin ve Her Şeyin Kıyısı Rasgele An Yoksullar Hakkında İki Hikâye Dilsizin Sözü Hudutsuz An
Teşekkür İsim Dizini
| OKUMA PARÇASI |
Pencerelerin Ardında, s. 23-27 1857’de eleştirmen Armand de Pontmartin Madam Bovary üzerine bir eleştiri kaleme alır. Taşra yaşamını anlatan bu romanın saplanıp kaldığı, küçük insanların ve sıradan şeylerin o aşırıya kaçan gerçekçiliği ile kurmacada nitelikli erkeklerin ve kadınların zarif hislerinin konu edildiği mutlu çağları karşılaştırır. Bu seçkin insanlar kır yaşamını ve halkı ancak uzaktan, saraylarının pencerelerinden ya da at arabalarının kapılarından tanıyordu. Toplumsal sınıfları birbirinden ayıran bu pencereler, romanı da sıradan gerçeklikten ayırıyordu. Böylece “ayaktakımına kıyasla seçkinlerin ruhlarında ortaya çıkarılması çok daha güç olan, çok daha incelikli, çok daha karmaşık duyguların incelenmesini sağlayacak hayranlık uyandırıcı geniş mi geniş bir alan” açıyorlardı. [1] Demokrasi çağında, kırın o çamuruyla birlikte küçük insanların saçmalıklarını ve bayağı şeylerin karmaşıklığını da beyaz sayfalara taşıyan kapılar ve ... Devamını görmek için bkz. | |
|