ISBN13 978-975-342-658-9
13X19,5 cm, 112 s.
LİSTE DIŞI
BASILMAYACAK
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
Bejan Matur diğer kitapları
Rüzgâr Dolu Konaklar, 1996
Tanrı Görmesin Harflerimi, 1999
Onun Çölünde, 2002
Ayın Büyüttüğü Oğullar, 2002
AYIN ARMAĞANIAYIN ARMAĞANI
Diğer kampanyalar için
 
İbrahim’in Beni Terketmesi
Kapak Tasarımı: Semih Sökmen
Kitabın Baskıları:
1. Basım: Şubat 2008
2. Basım: Eylül 2010

Şair Bejan Matur son şiirleri ile okurlarının karşısında: İbrahim’in Beni Terketmesi.

Otuz üç şiirin yer aldığı kitap dört bölümden oluşuyor: Âdem’in Yalnızlığı, Ve Melekler Sağ Omuza Konar, İlk Konuşma ve Kaplanların Çizgileri.

Âdem’in Yalnızlığı’ndan: Dördüncü Gece, ikinci bölüm

Tacirler eski bir pazarda

Kehribar ve akik sattıklarında

Kaplanların gözleri parlar.

Ve parmakta taşınan renk bir kapı olur

Her şeye açılan.

Bir parmakta taşınan yüzük

Gizlediği zehir ve istekle

Sonsuzlukla tamamlanır.

ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER

Orhan Kâhyaoğlu, "Hepimizi terk etti İbrahim", Radikal Kitap Eki, 21 Mart 2008

Son zamanlarda, farklı kitaplar vesilesiyle gerçek anlam dünyasını kurma sürecinde bir 'Doğu Şiiri'nin yeniden biçimlenişinden, söz etmiştik. Bu şiirin dikkat çeken yanı, görece genç birtakım yeni şairlerin, Doğu'da toplumsalcı boyutta yaşanan siyasal baskılar kadar tamamen kişiye has bir trajediyi de şiir yoluyla gün ışığına çıkarmasıydı. Ortada bir akım falan yoktu. Tersine, kaynaklarını, problematiği Doğu hayatı ve kültürlerinde bulan ve bu yolla kentte kızgınlaşan; yeni, varoluşsal bir sorunun tekil şairler yoluyla belirginleşmesi dikkat çekmişti.

Bu, merkezde yazılan bir şiirdi, ama bireysel trajedi birtakım şairlerin şiirinde özel bir dile mi dönüşmeye başlıyor? Sorusuna yanıtlar arıyorduk.

Bejan Matur, bu belirişin belki ilk dikkate değer şairiydi. 1990'larda Doğu'da inanılmaz bir siyasal-kültürel trajedi yaşanmıştı. Bu, tabii ki o kaotik dönemi gencecik yaşta yaşayan şairler için apayrı bir söylemsel arayışı beraberinde getirmişti. Matur, ilk kitabıyla birlikte, yoğun bir şiirsel açılımın yollarını aralamıştı. Rüzgâr Dolu Konaklar adlı bu kitap, kendine has bir çocuksuluğu, örneğine pek rastlanmayan bir masalımsı havayı şiirine yedirmişti. Doğunun o dönemki toplumsal trajedisi, kitaba adını veren ilk bölümde aile içi özneler düzeyinde belirirken, süreç içinde dini temalar ve inançlı bir eğilim dikkat çekmişti. Ama aynı oranda da sorgucu. 'Anne', temel bir ...

Devamını görmek için bkz.

Yeliz Kızılarslan, "İbrahim'in Beni Terketmesi ve Çok Sesli Bir Dünyanın Arayışı", Bianet, 22 Mart 2008

Bejan Matur Maraş doğumlu ödüllü ve üretken bir şair. Lise'yi Antep'te okuyan Matur, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu. Ancak avukatlık yapmamış. Onun yerine tüm zamanını şiir yazmaya adamış. Türkçede yönünü belirlemeye çalışan dil: Kürtçe

Kitapları, Türkiye edebiyatına farklı ve keskin bir soluk getirdi. Anlatılamayanı, anneyi, çocuğu ve gölgeyi, yaşadığı coğrafyanın izleriyle anlatan Matur için Türkçe yazdığı şiirleri; yönünü belirleyecek ölçüde Kürtçenin ritimlerini ve seslerini taşır.

Onun için şiir, "ölü bir dil"in en iyi ifadesi kadim bir anlatı olarak, dilden önceki deneyimin aktarımını ve dil öncesi, anlaşılamayan durumu ifade eder. İlk şiirleri de, bundan dolayı yalnızlığın içindeki kimsenin poetik zamanda karşılaştığı modern dışı deneyimi anlatır. Kayıp dilin ritimleri için tutulan matemi, tek bir sesin yansıttığı gotik bir atmosfer tamamlar.

2008 Mart ayı başında yayımlanan kitabı İbrahim'in Beni Terketmesi ise, artık çok sesli bir dünyanın ve kendi mitolojisini kuran bir şiirin habercisi. İlham, şevk ve vecd ile yazılan bu şiirleri diğerlerinden ayırt eden en belirgin nokta git gide artan sesler.

Anneyi anlatan şiir

İlk şiirlerde, kendi başına, yalnızlığının içinden konuşan o ses artık başka seslerler birlikte. Onları bir arayışa çıkarmak üzere, tanıdık imgelerle dolaşıyor durmaksızın. İbrahi...

Devamını görmek için bkz.

Sevi Aral, “Vicdan Aynasında Görünen Şiir”, Kitap Zamanı, 7 Nisan 2008

Altı yıl uzun bir suskunluk dönemi... Şiir için ama. Son birkaç yıldır şair Bejan Matur'u Kürt sorununu vicdan aynasından gören politik yazılarıyla izliyorduk. Belli ki zamanı gelmiş. Bejan Matur 'çook beklemiş' gibi görünen bir şiirle bozdu suskunluğunu:İbrahim'in Beni Terketmesi... İsimden başlayan bir farklılaşma var yeni şiirlerinde Matur'un.. Rüzgâr Dolu Konaklar,Tanrı Görmesin Harflerimi, Ayın Büyüttüğü Oğullar ve Onun Çölünde'de var olan çekingenlik yok İbrahim'de... Sadece isim değil farklılık. Önceki kitaplarında kendine özgü bir mitoloji kuran, çok sevdiği ifadeyle pagan bir dil kullanan Matur, İbrahim'in Beni Terketmesi'nde bu kez kendine özgü, teoloji değil ama bir ontoloji kuruyor. Bu ontolojide felsefe ve dinsel repertuarın izleri yok. Önceki şiirleriyle kıyaslanmayacak kadar dinsel, –adını doğru koyalım– İslami imgeler, varlıklarından, geleneksel anlam biçimlerinden –onun özünü şiddetle taşıyarak– soyunup başka anlamlar kazanıyor. En çarpıcı olanı, açık ki, 'İbrahim'. Matur'un bu kitapta şiirini pagan Mezopotamya imgeleri yerine, başka çok güçlü imgeler olsa da, üç dinin ortak figürü İbrahim üzerine kurduğunu söyleyebiliriz. İbrahim'in arayışı, kurban vermesi, 'bir ejderhanın ağzından dökülen taşlarla' bir şehri kurması', insanın tası olması temel şiirsel izlek olarak karşımız açıklıyor. Bu açıdan İbrahim'in ...

Devamını görmek için bkz.

Necmiye Alpay, “Terk edilen ‘ben’ ”, Milliyet Kitap Eki, 11 Şubat 2009

Bejan Matur, 1996 tarihini taşıyan ilk kitabıyla birlikte, Murathan Mungan’ın 1980’li yıllarda öykü, şiir ve oyunlarıyla açmış olduğu yeni ve büyüleyici bir edebiyat bölgesine yerleşti: Bize Türkçe edebiyatta o zamana değin belirmiş tüm yabancılık türlerinden farklı bir yabancılığı sezdiren yapıtlardı bu çıkagelenler; burnumuzun dibindeki bir tarihsel ve coğrafi bölgenin ruhları ve imgeleriyle dolup taşıyorlardı.

İnançların ortak atası

“Rüzgâr Dolu Konaklar”: Bu üç sözcük bile başlı başına bir yapıt denebilecek güçteydi; doluluk ile boşluk arasında kalmanın girdabıyla baş döndüren bir şiirsözdü. “İbrahim’in Beni Terketmesi” adı da tıpkı “Rüzgâr Dolu Konaklar” gibi üç sözcüklük bir yapıt denebilecek güçte.

Bu söz bir anda insanlığın köklerinden birine götürüyor bizi. İnsanların kitlesel olarak köklerini aramaya koyulduğu şu binyıl başlangıcında, dönüp bakılabilecek en has köklerden biri İbrahim değilse kimdir? Yaşayan bütün büyük inançların ortak atası Hz. İbrahim. Güçlü bir çekim merkezi.

Kürtçe yazan Mehmed Uzun’un büyük romanı “Dicle” ikilisindeki başkişi bir İbrahim (“Bıro”) değil midir?

Bejan Matur da bizi İbrahim’e götürüyor; ancak, daha ilk anda onun orada olmadığını göstermek üzere: İbrahim, ‘ben’i terk etmiştir. Şiir bu ilk adımla birlikte okuru susuz götürüp susuz getirmektedir.

Kitaptaki şiirler bir bütün oluşturuyor ve ‘yaradılış’ı yankıl...

Devamını görmek için bkz.
 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2025. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X