| ISBN13 978-975-342-533-9 | 13.5x121,5 cm, 254 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Med-Cezir Yayıma Hazırlayan: Eylem Can Kapak ve Kitap Tasarımı: Semih Sökmen |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Eylül 2005 | 4. Basım: Ekim 2006 |
Med-Cezir Elif Şafak’ın kadınlık, kimlik, kültürel bölünme, dil ve edebiyat konulu yazılarından bir araya getirilmiş bir seçki. Kitabı, Elif Şafak'ın farklı yayın organlarında yayımlanan yazılarını severek okuyan, ancak bir kısmını da kaçıran okurlar için bir bütünlük gözeterek hazırladık. Elif Şafak'ın yazıları böyle bir toplam içinde peşpeşe okunduğunda, ona özgü olan açık bir hale geliyor: gece-gündüz, göçebelik-yerleşiklik, kadınlık-erkeklik, Doğu'da ya da Batı'da olmak gibi uçlar arasında salınım, bu uçlardan hiçbirine yerleşmeme, arada olma duygusu... Bu duygunun ilhamıyla yazılmış yazılar. Med-Cezir toplamı, yazarın değişik alanlardaki bakışını yansıtırken, onu romanlarıyla tanımış ve takip eden okurlar için de edebiyatının izini sürebilecekleri keyifli bir okuma vadediyor. | İÇİNDEKİLER |
Yaza yaza silmek üzere Eşiklere basarsan şayet Evham Hanım Mütereddit ruhlar Kökü olmayan ağaçlar Dipsiz boşluk Eylül'de ayrılıyorum İstanbul'dan Memleketimin ağaçları Topal kuşların şehir hayatları Türk olmak Bir sahil kasabası ütopyası Radyodaki köpük Kadın hastalıkları ve Anna Yazmanın sıvı halleri Annelerinin kızları "Kadın" kelimesini sözlüklerden silme önerisi Sonrası kaygısı Bir yazarın intiharı Tek kişilik cemaatler Bacım memleket nire? Tüm kirliler bir sepette Kayıp yaldız İstanbul Kadınlar ve yaşları Türkiye'nin modern yüzü Yüze kapanan kapılar Kızkardeşim, aynadaki suretim, hep ötelediğim Zerdenin safranı İzahlı, aydınlık rüya tabirleri kitabı Kadınların rüya iletişim ağları Sıçan deliği Gümüş mazi Şişman güzeldir Reddetme cesareti Bir düğün müzisyeninin düşündürdükleri Küskün kadınlar şovenizmi Öteki ben Cinlerin meşveret yeri Köprü Kül Kılıftan isimlerimiz İfşa ile inşa Elimi sıkmayan adam Görmeden görmüş, bilmeden bilmiş kadar olmak Cehaletin kutsanması Karşı kaldırım İşgal altında sanat mümkün mü hâlâ Göçebenin müziği Aforizma taklitleri Günlük güneşlik kasvetler Yapı ustaları, yapı bozucuları Kahkahanın kefareti Mutsuz aileler Önce yüzlerini sileriz sevdiklerimizin Evhamın otoriter baba modelleri Edebiyat ve çocukluk Seçim ertesi "İslam ve kadın" Narsistlerin aşkı Kahve falı Vatan-daşlar, ruh-daşlar, fiş-daşlar Şimdi ben vatanı arkadan mı hançerledim? Berlin ve İstanbul Ev kedilerini gözetlerken Dul kadınlar ve kul kadınlar Sessizlik Kitabın endişesi Med ile cezir arasında bir dem Gececil edebiyat | OKUMA PARÇASI |
Şişman güzeldir — ABD'de yayımlanan popüler kadın dergilerinin birkaç temel özelliği var, bizim pek de aşina olmadığımız. Birincisi, malum, çeşitlilikleri. İçerikte değil, biçimde çeşitlilik. Benzer dergiler farklı farklı isimler altında. İkincisi, aylık olmaktan ziyade haftalık olmaları. Çabuk çabuk okunup, çabuk çabuk yenileniyorlar. Üçüncüsü, nerede satışa sunuldukları. Ne kitapçılarda, ne gazete bayilerinde, öncelikli olarak süpermarketlerde buluşuyor okurlarıyla bu dergiler. Bütün bir süpermarketi dolaşıp, ne kadarına gerçekten ihtiyaç duyduğunuz hayli şaibeli, bazılarını aklınızın ucundan dahi geçirmediğiniz onlarca yiyeceği arabanıza doldurduktan sonra, son olarak kasalara yaklaştığınızda birer ikişer adet bu dergilerden edinerek tamamlıyorsunuz alışverişinizi. Kadın dergileri ile yiyecekler arasındaki doğrudan ilişki tesadüfi değil; zira "olmak ya da olmamak" ikilemi, "yemek ya da yememek" ikilemi biçiminde tezahür etmiş bu dergilerde. Her şey yemek üzerine kurulu, ha bi... Devamını görmek için bkz. | |
Vatan-daşlar, ruh-daşlar, fiş-daşlar — Bacak kadar çocuklara simsiyah önlükler giydirip her sabah tek sıra and içiren, kimse pencerelerden dışarı bakamasın diye sınıf pencerelerini külrengine boyayan, yaratıcılıktan ziyade ezberciliği, bireyselleşmeden ziyade sürüleşmeyi, eleştirel düşünceden ziyade sorgusuz sualsiz itaati belleten ve sistematik dayak içeren Türk eğitim sistemi okuma–yazmayı "fiş"lerle öğretmişti hepimize. Her öğrencinin küçük, kişisel fişleri vardı, bir de sınıf tahtasında asılı devasa fişler. O devasa fişlere baka baka her çocuk kendi minik fişlerine çekidüzen verirdi. Sonra okurduk hep bir ağızdan: TUT-ALİ-TO-PU-TUT... YA-KA-LA-A-Lİ-YA-KA-LA..." İçimize, hücrelerimize sinmiş. "Fiş" demek "emir kipi" demek toplumsal bilinçaltımızda. "Fiş" demek yakalanacak birileri, tutulacak bir hedef var bir yerlerde demek. Şartlanmışız, bekliyoruz tetikte. Karatahtadan gelen emir kipini duyar duymaz, biz de pürnizam cici cici oturduğumuz sıralarda kendi minik fişlerimize çe... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Ece Temelkuran, “Med ve dahi cezir”, Radikal Kitap Eki, 7 Ekim 2005 "Eliiiif, pabucu yarım, çık dışarı oynayalım, gel de biraz seni hırpalayalım, şayet hırpalanmazsan biz de seni dışlayalım... Eliiif, pabucu yarım!" Yazılana göre, Evham Hanım'ın küf kokulu evinde bir koltukta ki bitmez tükenmez, uykulu bir loşluk vardır o evlerde-büzüşüp kalmış Elif o sırada. Dışarıda sesler kendi içlerini gıcıklaya gıdıklaya yükselirken ne de güzel gelir Evham Hanım ile oracıkta hep kalakalmak. Orada bir tespih böceği gibi der top olup otursan ne olur ki? Hiç çıkmasan ne olur? Orada, artık hep öyle kalsan ne? İçinde, iki cam parçası birbirini keserek bir cam makas oluşturur gibi, makas kendi etini biçer gibi, gövden derinin altında fitne bir illetle tükenir gibi... "Evham Hanım başını sallar endişeli endişeli. 'Bak gördün mü nasıl da çağırıyor toplum gene seni, sakın gelme oyuna, çıkma dışarı. Kal burada, benimle bir kuytuda yaşlan... Ben sana kurabiyeler pişiririm daima.' Bira... Devamını görmek için bkz. | |
|