| ISBN13 978-975-342-444-8 | 13x19,5 cm, 184 s. |
Liste fiyatı: 166.00 TL İndirimli fiyatı: 132.80 TL İndirim oranı: %20 {"value":166.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"254","item_name":"Etik","discount":33.20,"price":166.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Etik Kötülük Kavrayışı Üzerine Bir Deneme Özgün adı: Ethics An Essay on the Understanding of Evil Çeviri: Tuncay Birkan Yayıma Hazırlayan: Bülent O. Doğan Kapak Resmi: George Grosz Kapak Tasarımı: Emine Bora |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Mart 2004 | 6. Basım: Temmuz 2023 |
Son yirmi-otuz yıldır ideolojilerin sonunun geldiği söylendi – aslında ima edilen sadece Sol’un sonuydu. Daha sonra aynı şekilde, temsilin, felsefenin, doğanın ve hatta insanın "sonu"nun geldiği ilan edildi, bazen arsız bir neşe, bazen de melankolik bir kederle. Badiou bu postmodernist mutabakatın dışında kaldığı için, uzun yıllardır yazmasına rağmen değeri yeni yeni teslim edilen büyük bir düşünür. Düşünce sistemine polemik mahiyetinde bir giriş sayılabilecek Etik kitabıyla kendisini Türkçede ağırlamaya başlıyoruz. Badiou, bu kitabında son yıllarda postmodern düşünce iklimi içinde gittikçe öne çıkan anlayışın, bütün o ötekine/farklılığa saygı retoriğiyle sahici bir Etik’in gelişmesini nasıl engellediğini, mevcut neoliberal iktidar yapılarıyla nasıl bir suçortaklığı içine girdiğini gösteriyor. Düşüncenin farklılığa kayıtsız olduğunu, oysa asıl herkes için Aynı olanın, yani evrensel hakikatin önemli olduğunu söylemeye cüret ediyor! İnsanı aciz bir kurban olarak görerek onu maruz kalabileceği Kötülük’lere karşı korumaya dayalı bir insan hakları perspektifine temelden karşı çıkarak, "önce ortaya pozitif bir İyi anlayışı koymak gerekir," diyor. Bu anlayışı ise kendine özgü içerikler kazandırdığı olay, hakikat, sadakat, çokluk, durum gibi kavramlar etrafında geliştiriyor. Son dönemin en özgün, en militan, en siyasi felsefe yapıtlarından biri. Hakikatin üretildiği dört alanı sayarken bilim, sanat ve siyasetin yanına aşk’ı da katan bir düşünür, "sonlar"dan bezmiş olan herkese taze bir "başlama" heyecanı bulaştıracaktır diye düşünüyoruz. | İÇİNDEKİLER |
Çevirenin Önsözü, Tuncay Birkan İngilizce Basıma Önsöz
Giriş İnsan Var mıdır? Öteki Var mıdır? Bir Nihilizm Figürü Olarak Etik Hakikatler Etiği Kötülük Sorunu Sonuç
Ekler: Siyaset ve Felsefe: Alain Badiou'yle Söyleşi İngilizceye Çevirenin Sonsözü Bibliyografya | OKUMA PARÇASI |
Tuncay Birkan, “Çevirenin Önsözü”, s. 7-10 Alain Badiou ilk kitabını 1972'de yayımlamasına rağmen yakın zamanlara kadar Fransa dışında pek tanınmış bir düşünür sayılmazdı. Lévinas, Lacan, Derrida, Foucault, Deleuze, Baudrillard, Kristeva, Lyotard, Irigaray gibi "star" düşünürlerin eserleri başta İngilizce olmak üzere peş peşe çeşitli dünya dillerine çevrilir, her birinin etrafında devasa bir "yorum sanayii" oluşurken, Badiou' nün temel eseri sayılan 1988 tarihli Varlık ve Olay İngilizcede ancak geçtiğimiz yıl yayımlandı. Daha önce çevrilmiş olan, Deleuze hakkındaki kitabı ve Etik de Anglosakson ülkelerinde sırasıyla 2000 ve 2001 gibi çok yakın tarihlerde yayımlanmıştı. Özellikle Etik kitabının gördüğü ilgi ve bir başka "star" düşünür Zizek'in kitaplarında sık sık Badiou'ye göndermeler yapması sayesinde (zaten Etik de editörlüğünü Zizek'in yaptığı bir dizi içinde yayımlandı İngiltere'de) önümüzdeki yıllarda sayısı 20'ye yakın kitap... Devamını görmek için bkz. | |
"İngilizce Basıma Önsöz", Nisan 2000, s. 11-15 Bu kitabın ilginç bir öyküsü var. Kitaba aslında sipariş üzerine, lise ve üniversite öğrencilerine yönelik bir dizinin parçası olarak başladım. Kitabı yazmayı, projenin ardındaki şahısla, bugün ismine layık çok az sayıdaki editörden biri olan Benoit Chantre ile aramdaki dostluk sayesinde kabul ettim. Kitabı 1993 yılında taşrada, Benoit Chantre'ın aralıksız telefonlarının teşvikiyle iki hafta içinde yazdım. Nitekim o sıralarda benimsediğim yaklaşım, kuralları dışarıdan belirlenen bir alıştırma yaklaşımıydı: Kelime sayısını sınırlı tutma zorunluluğu, uzman olmayan okurların anlayabileceği seviyede kalma gereği, güncel olaylara atıfta bulunma yükümlülüğü vs. vs. Yine de asıl güçlük başka bir yerden, çelişkili haleti ruhiyemden kaynaklanıyordu. Bir yandan sahici bir öfkenin yönlendirmesi altındaydım. Dünya bir "etik" çılgınlığına boğazına kadar batmış haldeydi. Herkes siyaseti fikirsiz bir ilmihalin ikiyüzlülüğüyle karıştır... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
“Etik-Kötülük Kavrayışı Üzerine Bir Deneme”, Cumhuriyet Bilim Teknik, 12 Haziran 2004 Paris'te Uluslararası Felsefe Okulu ve Fransa'nın seçkin üniversitesi Ecole Normale Superior'de dersler Badiou'nun kitabı Türkçeye çevrildi. Fransız düşünür, insanın varlığı, nereden ve nasıl geldiği, canlılık ve ölümün ne olduğu, bilincin kaynağı gibi insanlığın çok temel sorunları üzerinde kendi düşüncelerini açıklayıp tartışma yaratıyor. Alan Badiou, özellikle günümüzde, egemen neoliberal siyasal ve ekonomik düzenin ve savunucularının ikiyüzlü etiğini yerden yere vuruyor. Düşünür, bilimi önemsiyor, "Hakikatin üretildiği dört alanı sayarken, bilimin, sanatın ve siyasetin yanına, aşkı da ekliyor". Fransız düşünür, kitabının önsözünde, çağımız egemenlerine şu sert sözlerle saldırıyor: "Ahlaki terörizm kılığına bürünmüş entelektüel karşı-devrim, Batı kapitalizminin rezaletlerini yeni evrensel gerçek diye dayatıyordu. Sözde 'insan hakları', yeni özgür düşünce biçimleri yaratmaya ... Devamını görmek için bkz. | |
Ebubekir Aykut, “Özne ve mücadeleyi anlamak”, Birgün Kitap Eki, 1 Mayıs 2010 1980 sonrası dönem, emeğin sömürüsünde kapitalizmin altın çağından farklı olarak yeni biçimlerin ortaya çıkışına tanıklık etmiştir. Özelleştirmeler, ekonomik ve sosyal hakların budanması vb. neoliberal politikaların sonucu olarak taşeronluk, mevsimlik işçi, sözleşmeli personel gibi esnek istihdam koşulları artı-değer üretiminde baskın konuma yerleşmiştir. Bu istihdam biçimleri sadece sömürü koşullarını değiştirmekle kalmamış, sınıf mücadelesini de hedef almıştır. Sınıf mücadelesi, mücadele nesnesini (sömürü koşulları) yitirmiş, farklı ilgilere (din, dil, ırk vb) dönük toplumsal mücadeleler içinde dağılmıştır. Ancak 2000’li yıllar ile birlikte neoliberal politikalara karşı sınıf temelli hareketlerde canlanma yaşanmıştır. Tekel Direnişi Türkiye açısından yeni sömürü koşullarına karşı yükselen sınıf mücadelesinin yoğunlaştığı noktayı temsil etmektedir. Neoliberal politikaların yıkıcı toplums... Devamını görmek için bkz. | |
|