| ISBN13 978-975-342-166-9 | 13x19,5 cm, 256 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | "Sabun ve Deterjanlar", s. 33-34 Dünya Birinci Deterjan Kongresi (Paris, Eylül 1954) dünyanın kendini Omo rahatlığına kapıp koyvermesine olanak sağladı: deterjanlı ürünler, deri üzerinde hiçbir zararlı etkileri bulunmaması bir yana, madencileri de silikozdan kurtaracaklar belki. Bu ürünler birkaç yıldır öyle yoğun bir tanıtıma konu oluyor ki, Fransızların günlük yaşamının belirli bir bölümünün bir parçası olup çıktı. Ruhçözümleyimlerin biraz da bu bölüm üzerinde durmaları gerekirdi. O zaman arıtıcı sular (Javel) ruhçözümleyimiyle sabun (Lux, Persil) ya da deterjan (Rai, Paic, Crio, Omo) tozlarının ruhçözümleyimi yararlı bir biçimde karşı karşıya getirilebilirdi. Dert ve çare, pislik ve ürün arasındaki bağıntılar birinden ötekine çok farklı. Örneğin, Javel suları her zaman bir tür sıvı ateş olarak duyumlanmıştır, etkisinin özenle ölçülü tutulması gerekir, yoksa nesnenin kendisi de zarar görür, "yanar"; bu tür ürünlerin içkin söylencesi özdeğin şiddetli, kazıyıcı bir değişimi düşüncesine dayanır: kanıtlar kimyasal ya da yaralayıcı türdendir: ürün kiri "öldürür". Tersine, tozlar ayırıcı öğelerdir; ülküsel görevleri nesneyi belirli bir duruma özgü kusurluluğundan kurtarmaktır: kir "kovulur" artık, öldürülmez; Omo'nun imge evreninde, kir sırf Omo'nun yargılamasından korkarak güzel, arı çamaşırdan tabana kuvvet kaçan sıska ve kara bir küçük düşmandan başka bir şey değildir. Klorlarla amonyaklar hiç kuşkusuz kurtarıcı, ama kör bir tümcül ateşin elçileridir; tozlarsa, tersine, ayıklayıcıdır, nesnenin örgüsü içinde kiri iter, yönlendirir, polislik görevi yaparlar, savaş görevi değil. Bu ayrımın budunbetimsel kefilleri vardır: kimyasal sıvı çamaşır döven çamaşırcı kızın edimini sürdürür, tozlarsa daha çok eğik tekne üzerinde çamaşırı sıkıp büken ev kadınının yerini alır. Ama tozlar düzeyinde bile, ruh çözümleyimsel (bu sözcüğü kendisine hiçbir özel okul anlamı bağlamadan kullanıyorum) tanıtımı ruhbilimsel tanıtımla karşılaştırmak gerekir. Örneğin, Persil Beyazlığı saygınlığını bir sonucun kesinliği üzerine kurar; biri ötekinden daha beyaz olan iki nesne karşılaştırmaya sunulurken, övüngenlik, toplumsal dış görünüş körüklenir. Omo tanıtımı da ürünün etkisini belirtir (hem de abartmalı bir biçimde), ama her şeyden önce eyleminin sürecini ortaya koyar; böylece tüketiciyi tözün bir tür yaşanmış biçimine yöneltir, onu yalnızca bir sonucun yararlanıcısı değil, bir kurtuluşun suç ortağı da yapar; özdek burada değer-durumlarla donanmıştır. Omo bunlardan ikisini kullanır, ikisi de deterjanlar düzeyinde yenidir: derin ve köpüklü. Omo'nun derinlemesine temizlediğini söylemek (bakınız Cinéma-Publicité'nin kısa oyunu), çamaşırın derin olduğunu varsaymaktır, bu da hiç düşünmemiş olduğumuz bir şeydir, onu tartışma götürmez bir biçimde yüceltmek, onu her insan bedeninde bulunan şu karanlık sarma ve okşama tepisini gıdıklayan bir nesne durumuna getirmektir. Köpüğe gelince, lüks anlamı çok iyi bilinir: bir kez, bir yararsızlık görünüşü vardır; sonra bol, kolay, neredeyse sonsuz çoğalımı çıktığı tözde güçlü bir tohum, sağlıklı ve güçlü bir öz, ufacık bir ilk oylum içinde büyük bir etkin öğeler zenginliği bulunduğunu düşündürtür; son olarak, tüketicide özdeğin havasal bir imgesini, tadımsal düzlemde (kazciğeri ezmeleri, arayemekler, şaraplar), giysi düzleminde (muslinler, tüller) ve sabunda (banyo yapan yıldız) bir mutluluk gibi kovalanan hafif ve dikey bir dokunma biçimini okşar. Tinin her şeyi hiçten çıkarmakla, küçük bir nedenler oylumundan büyük bir sonuçlar yüzeyi yaratmakla ünlü olduğu ölçüde, köpük belli bir tinselliğin de göstergesi olabilir (kremlerin tümüyle başka, yatıştırıcı türden bir ruh çözümleyimi vardır: kırışıkları, ağrıyı, ateşi, vb. yok ederler). Önemli olan, kumaşın molekül düzenini onu yaralamadan yönlendirecek, hem derin, hem havasal bir tözün eşsiz imgesi altında deterjanın yıpratıcı işlevini maskelemektir. Şu var ki, bu rahatlık bize Persil ile Omo'nun aynı şey oldukları bir düzlem de bulunduğunu unutturmamalı: İngiltere-Hollanda kökenli tröst Unilever. |