| ISBN13 978-975-342-126-3 | 13x19,5 cm, 232 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | Dilâver Demirağ, “Aşkın Güçsüzleştiren Gücü”, Matbuat, Mart 1997 Kitapta aşk olgusu bir bale yahut jimnastik gösterisinde olduğu koreografik öğelerden oluşan canlı bir betimleme içerisinde sunuluyor. Yani aşk olgusu canlı, hareket halinde bir süreç olarak gözler önüne seriliyor. Söylem burada bir figür olarak bir beden gibi kımıltılı, koşturan bir hal oluşturur. Çünkü âşık da tıpkı Yunanca "discurses" sözcüğünde olduğu gibi sürekli hareket halindedir, sürekli yeni girişimlerle, yeni stratejiler üretir. Bütün aşk bir söylem olarak çeşitli figürlerden kurulu koreografik bir gösteri halindedir, "her figür, her türlü ezgiden kopmuş bir ses gibi tek başına patlar ve titreşir – ya da boşlukta salınan bir müziğin motifi gibi bıktırıncaya dek yinelenir. Hiçbir mantık birbirine bağlamaz betileri (figür), yanyanalıklarını belirlemez; betiler dizi dışı, anlatı dışıdır; birer Erinya'dır bunlar; çırpınır, çarpışır, yatışır, geri döner, uzaklaşırlar, bir sinek sürüsünün uçuşundan daha düzenli bir yanları yoktur." Böylesi düzensizlik gösteren aşk öznesini kurmak için Barthes, değişik kökenlerden pek çok parçayı bir araya getirir. Bunların "kimi düzenli bir okumadan, Goethe'nin Werther'inin okunmasından geliyor. Kimi ısrarlı okumalardan (Platon'un Şölen'i, Zen, Ruhçözümleyim, kimi Gizemciler, Nietzsche, Alman Lied'leri). Kimi rastlantısal okumalardan geliyor. Kimi dost konuşmalarından. Kimi de kendi yaşamımdan." Bir Aşk Söyleminden Parçalar aşkın nesnesi değil de öznesi olmak, bekleyişe, kaygıya batmışlığa razı olacak "dişilleşmiş" erkeklere (Roland Barthes bekleme figürünün kadınlara özgü bir şey olduğunu, bir erkeğin de aşk halini yaşayıp bekleme durumuna girdiğinde bu anlamda "dişi"leşmiş olacağını söyler), yahut zaten beklemeyi öğrenmiş âşık kadınlara göre. |