| ISBN13 978-605-316-203-2 | 13x19,5 cm, 88 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | Yeni Sağ Radikalizmin Veçheleri, s. 31-32 Evet, saygıdeğer hanımlar ve beyler, Bugün, eksiksiz bir sağ radikalizm teorisi sunmak yerine, birbirine gevşekçe bağlı birtakım fikirler aracılığıyla, belki de hepinizin hatırında olmayan belli başlı meseleleri öne çıkarmayı deneyeceğim. Yani, bu söyleyeceklerimle başka teorik yorumları hükümsüz kılmayı falan amaçlamıyorum, sadece, bu konular hakkındaki genel düşünceleri ve bilgileri bir parça tamamlamayı diliyorum. 1959 yılında, “Geçmişin İşlenmesi Ne Demektir?” başlıklı bir konferans vermiş, sağ radikalizmin, daha doğrusu o dönemde henüz görünür olmayan sağ radikalizm potansiyelinin, faşizmi olgunlaştıran toplumsal önkoşulların hâlâ geçerli olmasıyla açıklanabileceği tezini geliştirmiştim. Yani, hanımlar beyler, rejim yıkılmış olmasına rağmen, faşist hareketlerin yeşermesi için gerekli önkoşulların, doğrudan siyasal düzeyde olmasa da, toplumsal düzeyde bugün de eskisi gibi devam ettiğinden yola çıkıyorum. Her türden istatistik hesabı marifetiyle görünür olmaktan çıkarılmış olsa da, gerçek varlığından şüphe edilmeyen ve eskisi gibi hüküm sürmeye devam eden sermayenin yoğunlaşma eğilimini kastediyorum ilk etapta. Öte yandan, bu yoğunlaşma eğilimi, öznel sınıf bilinçleri uyarınca bütünüyle burjuva olan, imtiyazlarına, toplumsal statülerine sıkı sıkı tutunan ve onu mümkün olduğunca pekiştirmek isteyen sosyal tabakalar için de sınıfını temelli kaybetme riski taşımaya devam ediyor. Bu gruplar, eskiden olduğu gibi şimdi de sosyalizmden ya da kendilerinin sosyalizm adını verdiği şeyden nefret etmeye, yani sınıf kaybetme potansiyelinin suçunu buna neden olan aygıta değil, tamamen geleneksel anlamıyla olsa da, zamanında bir statü sahibi oldukları sisteme karşı eleştirel tavır almış olanlara yüklerler. Bunların bu eleştirel tutumu bugün de sürdürüp sürdürmedikleri, bugünkü pratik eylemlerinin de bu olup olmadığı ise başka bir mesele. |