Ketil Bjornstad: "Yazının da müzik gibi bir ritmi var" Aslı Onat, Milliyet, 29 Ekim 2006 Pazar Norveçli yazar ve piyanist Ketil Bjørnstad, genç bir piyanistin ergenlik sancılarını ve müzisyen olarak kendisini kanıtlama çabasını anlattığı “ Til musikken / Müzik Uğruna” adlı kitabıyla ilk kez Türkçede. Metis Yayınları tarafından yayımlanan “ Müzik Uğruna”, genç müzisyenlerin mücadeleci ortamına dair ayrıntılarla ve kuzey ülkelerindeki yabancılaşmanın baskın bir rol oynadığı öyküsüyle okuru etkiliyor. Bjørnstad ile hem yazar hem de müzisyen olmak ve “ Müzik Uğruna” üzerine söyleştik. Yazmak ve çalmak arasında ne gibi benzerlikler görüyorsunuz?Müzik ve edebiyat birbirinden çok farklı sanat dalları. Müzik soyut ve iletişim kurma açısından çok hızlı bir yol. Bir kitabın etkisi ise hem yazar hem de okur açısından daha yavaş gelişiyor. Ama hem müziğin hem de yazmanın ritim gibi estetik yönlerden benzerlikleri olduğunu, ikisinin de kendine özgü bir ritmi olduğunu düşünüyorum. Şu anda 54 yaşındayım ve yaşlandıkça daha da iyi fark ediyorum bunu. Siz de klasik müzik eğitimi aldınız, henüz 16 yaşındayken Oslo Filarmoni Orkestrası ile konser verdiniz. “Müzik Uğruna”nın başkarakteri Aksel Vinding’i yaratırken kendi deneyimlerinizden de yararlandınız mı?Kesinlikle. '60’larda Oslo’da yaşarken kitapta anlattığıma çok benzeyen bir ortamım ve arkadaş çevrem vardı. 1966 ve '68 yıllarında kazandığım yarışmada sunuculuk bile yapmıştım. Ama “ Müzik Uğruna” otobiyografik bir roman değil. Mesela annem -Aksel’in annesinin aksine- hâlâ hayatta. Ama gene de Aksel’in çevresinde gelişen olaylarda kendi yaşanmışlığımın da yansımaları var. Kitabınızda piyano yarışmasında her biri en iyi olmak için çabalayan genç piyanistlerin trajedisini etkili bir şekilde yansıtıyorsunuz. Bu tür yarışmalar genç müzisyenlerin yeteneklerini köreltiyor olabilir mi?Evet, yarışma kariyer yapmak için çok önemli ama aynı zamanda insana çok zarar veriyor. Öyle bir ortamda kavga etmek çok kolay. Sonrasında da yalnızca başarılı olmuş insanları hatırlıyoruz. Onların sayısı da son derece az. '70’lerin başında klasik müzikten uzaklaşıp caz ve rock müzisyenleriyle işbirliğine gittiniz. Halen ECM firmasıyla çalışıyorsunuz. “Yalnızca bir klasik müzik piyanisti olarak yoluma devam etseydim ne olurdu?” diye düşündüğünüz oldu mu?19 yaşındayken kendimi tamamen klasik müziğe adamamam gerektiğine karar verdim. Ama onu hiçbir zaman terk etmedim! Her gün Bach’ın eserleriyle egzersiz yapıyorum. Müzik alanında kendimi serbestleştirmekten dolayı asla pişmanlık duymadım. Kendimi klasik müzikle kısıtlasaydım da mutlu olabilirdim. Ama bu da beraberinde çok çalışmayı ve yalnızlığı getirecekti. Son albümünüz 2005 yılında kaydettiğiniz “Floating” idi. Yeni bir albüm hazırlığınız var mı?Evet, üç solo piyano kaydından oluşan “Rainbow Sessions” bir ay içinde piyasada olacak. Ayrıca Wolfgang Puschnig, Arild Andersen ve Alex Riel ile ocak ayında başka bir albüm için çalışmaya başlayacağız. Adı henüz belli değil. Okuyabileceğiniz diğer Ketil Bjornstad söyleşileri |