| ISBN13 978-975-342-977-1 | 13x19,5 cm, 448 s. |
Liste fiyatı: 340.00 TL İndirimli fiyatı: 272.00 TL İndirim oranı: %20 {"value":340.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"1166","item_name":"Sınır Tanımayan Şiddet","discount":68.00,"price":340.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Sınır Tanımayan Şiddet Paradigma, Politika ve Pratikteki Yönleriyle Kadına Şiddet Olgusu Yayıma Hazırlayan: Semih Sökmen, Eylem Can Kapak Tasarımı: Emine Bora |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Nisan 2015 | 2. Basım: Ağustos 2022 |
"Aile geleneği terör kültürünü devam ettirir; itaatsizliği cezalandırmak ve özgürlüğü ehlileştirmek için kadını aşağılar, çocuklara yalan söylemeyi öğretir ve korku belasını yayar. İnsan hakları evde başlamalı." — Eduardo Galeano. Uzun yıllar Birleşmiş Milletler Kadına Yönelik Şiddet Özel Raportörlüğü görevinde bulunan Yakın Ertürk, farklı ülkelerdeki saha tecrübesini te-mel alarak, hem düzey hem yayılım olarak sınır tanımaksızın küresel bir olgu haline gelen kadına yönelik şiddetin geniş kapsamlı bir analizini yapıyor. Görüyoruz ki İsveç'ten Kongo'ya, Guatemala'dan İşgal Altındaki Filistin Toprakları'na, batı doğu, kuzey güney dinlemeden bütün ülkeleri kateden kadına yönelik şiddeti kültüralist açıklamalarla ele almak mümkün değil, tersine birçok durumda kültürcü özcülük bu şiddetin doğrudan suç ortağı. Dünya kadınlarının küresel bir güce dönüşen hak mücadelelerinin nasıl uluslararası bir kadın hakları hukuku oluşturduğunu, uygulamalarda neyin başarılıp neyin başarılamadığını, kazanımları ve eksiklikleri, süregiden kuramsal tartışmaları ele aldığı gibi, üstesinden gelinmesi gereken sorunlara da odaklanan kitabın hem yeni kuşak feministlerin mücadelesi için, hem sosyal bilimciler için paha biçilmez bir kaynak niteliği taşıdığını düşünüyoruz. İnsan hakları evde başlamalı — sokakta, okulda, poliste, mahkeme salonlarında, işyerinde devam etmeli... | İÇİNDEKİLER |
Sunarken
Giriş Sorunsal ve Yaklaşım Bazı Kuramsal Savunular Konuyla İlgili Kişisel Tecrübe ve Yaklaşımım Kitabın Planı
Birinci Bölüm Eski Sorunlar Yeni Yaklaşımlar I. Kadın Sorunlarının Ulusötesileşmesi Küresel Kadın Hareketi ve Birleşmiş Milletler Kadın-Erkek Eşitliği Gündeminde Evrilen Kurumsallaşma ve Siyasa Süreci Kadının İnsan Hakları
II. Kadına Şiddetle Mücadelede Devletin Yükümlülükleri Özen Yükümlülüğü Standardı Uygulamadaki Genel Eğilimler Özen Yükümlülüğü Standardının Potansiyeli
III. Direnen Tehditler ve Filizlenen Yeni Engeller Kültür Temelli Söylem ve Yaklaşımlar Neoliberalizm ve Kadın Haklarının Ekonomi-Politiği Kavramsal Çerçeve, Kurumsal Yapı ve Uygulamayla İlgili Çelişki ve Sorunlar
İkinci Bölüm Seçilmiş Ülkeler I. El Salvador Ülke Koşulları ve Yakın Tarih Kadına Şiddetin Tezahür Biçimleri Kadına Şiddetle Mücadelede Bazı Girişimler Engeller ve Güçlükler
II. Guatemala Şiddeti Çevreleyen Siyasi, Sosyal ve Ekonomik Koşullar Kesişen Eşitsizlik Sistemleri ve Hane Reisi Kadınlar Kadına Şiddetin Tezahür Biçimleri Kadına Şiddetle Mücadelede Özen Yükümlülüğü
III. İşgal Altındaki Filistin Toprakları Güvenlik, İnsan Hakları ve İnsani Hukuk’a Dair Genel Çerçeve Kadına Yönelik Birbiriyle Kenetlenmiş Şiddet Ortamı Kadına Şiddet Olgusuna Tepki ve Yaklaşımlar
IV. Rusya Federasyonu Rusya Federasyonu’na Giden Yol Özel Alanda Şiddet Kuzey Kafkasya’da Kadına Şiddet
V. İran Kadın-Erkek Eşitliği Konusunu Çevreleyen Koşullar Kadına Şiddet
VI. Türkiye Modernleşme Süreci Kadına Şiddet Doğu Bölgelerinde Kadın İntiharları Soruna Tepki ve Yaklaşım
VII. Hollanda Hollanda Toplumunun Farklılaşan Çehresi Kadının İlerlemesine Yönelik Politika ve Uygulamalar Kadına Şiddetin Tezahür Biçimleri ve Devletin Yanıtı VIII. İsveç Sorunu Çevreleyen Koşullar Kadına Şiddetin Tezahür Biçimleri Şiddetle Mücadelede Devlet ve Sivil Toplum Girişimleri
IX. Gana Yönetişim ve Hukuki Yapı Kadının Konumu Kadına Şiddet Kadına Şiddete Devlet Yaklaşımı
X. Demokratik Kongo Cumhuriyeti Yakın Tarih ve Siyaset Cinsel Şiddetin Boyutları ve Nitelikleri Cinsel Şiddet Mağdurları Cinsel Şiddetin Kemikleşmesi
Bitirirken
Ekler Ek 1: Suudi Arabistan Ziyaretine İlişkin Medya Haberi Ek 2: Kadına Yönelik Şiddet Raportörlüğü Bireysel Başvuru Mekanizması: Bir Örnek Ek 3: Kadına Yönelik Şiddet Raportörlüğü Görev Alanı Çerçevesinde Resmi Olarak Ziyaret Edilen Ülkeler
Kısaltmalar Kaynakça Dizin
| OKUMA PARÇASI |
Giriş bölümünden, Sunarken, s. 13-16 Bu kitabı yazmak bir bakıma, son on beş yıldır özellikle insan hakları alanındaki tecrübelerimi kadın hakları açısından Türkçe olarak okurla paylaşmak isteğimden kaynaklanmıştır. Ancak bunun da ötesinde beni asıl harekete geçiren güç, kadına şiddet konusunun toplumumuzda ve dünyanın pek çok yerinde artık bir siyasa konusu haline gelmiş olmasına rağmen, bir sorun olarak artarak devam ediyor olması ve her gün gazetelerde yer alan, sırf kadın olduğu için öldürülen kadınlarla ilgili haberler karşısında duyduğum öfkedir. Hele de “cennet analarımızın ayaklarının altındadır” gibi, ana olarak da olsa kadının yüceltildiği ve “kadınlarımız” diye başlayan övgü dolu söylemlere karşılık, kadının toplumda sürekli ikincilleştirilmesi ve ayrımcı muameleye tabi tutulmasının yarattığı çelişki ve ikiyüzlülük karşısında bu kitabı yazmak kaçınılmaz oldu. John Stuart Mill, 1869 yılında kaleme aldığı Kadının Boyun Eğdirilmesi (The Subjec... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Arife Kabil, "Kadına şiddet ‘iyi erkek’ ‘kötü erkek’ meselesi değil", Zaman Gazetesi, 26 Nisan 2015 Kimilerine göre kadına şiddet hep vardı ama farkındalık arttığı için daha çok duyuluyor. “Kadına şiddet vakalarını farkındalık diyerek geçiştirmek, sorunla mücadeleyi baştan kaybetmektir.” diyen Prof. Dr. Yakın Ertürk, konuyu insan hakkı meselesi olarak ele almaya davet ediyor. Ülkeye bahar bir türlü gelemezken, ekonomik kriz beklerken, seçim döneminden geçerken ve çözüm sürecinde umutları korurken gerçekliğini hiç yitirmeyen bir gündemimiz daha var; kadına yönelik şiddet. Toplum şiddeti normalleştirmiş görünürken kadın hakları mücadelesine yıllarını verenler çözüm aramaya devam ediyor. Bu isimlerden biri de Prof. Dr. Yakın Ertürk. Uzun yıllar Birleşmiş Milletler Kadına Yönelik Şiddet Özel Raportörlüğü yapan Ertürk, Sınır Tanımayan Şiddet kitabıyla konuya bir daha dikkat çekiyor. Kadına şiddeti bir insan hakları sorunu olarak ele alan Ertürk, kitap... Devamını görmek için bkz. | |
Ürün Dirier, "Prof. Dr. Yakın Ertürk: Erkeklik 40 yıldır krizde", Karar.com, 7 Mayıs 2015 Birleşmiş Milletler Kadına Yönelik Şiddet Eski Özel Raportörü ve Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi Üyesi sosyolog Prof. Yakın Ertürk, tüm dünyada trajik bir artış gösteren ‘kadına karşı şiddet’ sorununu Karar.com’a değerlendirdi. Kadının güçlenmesi erkeklik krizine sebep oldu 1970’lerden itibaren kadına karşı işlenen fiziksel, psikolojik ve cinsel şiddet suçlarının yükselişe geçtiğini vurgulayan Ertürk, bu durumu fitili küresel kapitalizm ve kadın hareketlerinin etkisiyle ateşlenen sınıfsal ve etnik çözülmelere bağlıyor. “Özellikle Türkiye’de son 20 yıldır kadın hareketinin son derece başarılı çalışmaları, geleneksel aile yapısında dolayısıyla da erkeklikte bir istikrarsızlaşmaya yol açarak krize sebep olmuştur. Bu kriz şiddeti tetikledi. Bir anlamda kadınlar başarılarının faturasını ödüyor” diyen Ertürk, erkeklerin iktidar alanları zayı... Devamını görmek için bkz. | |
İrem Gerkuş, "Şiddet her ülkede sınıfsız ve ulussuz", K24, 1 Ekim 2015 Tüm dünyada kadına yönelik şiddet artıyor mu yoksa görünürlük mü kazanıyor? Şiddete bir kültür problemi olarak yaklaşmak onu meşrulaştırıyor mu, yoksa dünyanın neresine gidersek gidelim var olan ataerkil kültürün sebep olduğu kadına şiddetin üstü böyle mi kapatılıyor? Şiddet Batı’ya doğru gittikçe yok mu oluyor yoksa görünmez mi? Bir kadın olarak psikolojik veya fiziksel şiddete hangi gruba veya sınıfa mensup olunursa olunsun maruz kalınıyor. Çoğumuzun içine işleyen düşünce bunun cehaletle, eğitimsizlikle ve kültürlerle olan bağlantısı. Seksist reklamlarıyla kadınların üzerinde baskı kuran, siyasi ve ekonomik alanlarda kadınlara pek alan ve söz bırakmayan da aslında o “gelişmiş” dediğimiz Batı ülkeleri değil mi? Ya da kendi üstenci söylemleriyle kadına yönelik şiddeti Güney ve Doğu ülkelerinde rakamlarla ve zihniyet küçümsemeleriyle kadınlar adına mağdur edebiyatı yapanlar da onlar değil mi? ... Devamını görmek için bkz. | |
|