| ISBN13 978-975-342-943-6 | 13x19,5 cm, 176 s. |
Liste fiyatı: 162.00 TL İndirimli fiyatı: 129.60 TL İndirim oranı: %20 {"value":162.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"1091","item_name":"Hepimiz Yamyamız","discount":32.40,"price":162.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Hepimiz Yamyamız Özgün adı: Nous sommes tous des cannibales Çeviri: Haldun Bayrı Yayıma Hazırlayan: Savaş Kılıç Kapak Tasarımı: Emine Bora |
Kitabın Baskıları: | 1. Baskı: Ocak 2014 | 3. Basım: Aralık 2022 |
Claude Lévi-Strauss gibi "uzaktan bakma"yı tercih ettiğini açıklamış bir antropolog günlük bir gazeteye yazı yazacak olsaydı ortaya nasıl bir toplam çıkardı? Hepimiz Yamyamız Lévi-Strauss'un 1989-2000 yılları arasında İtalyan La Repubblica gazetesine yazdığı yazılardan oluşuyor. Yeri geldiğinde "deli dana" hastalığı veya Lady Diana'nın ölümü gibi güncel konulardan hareket eden bu yazılarda, bir yandan antropolojinin ana temaları ele alınıyor, bir yandan da modernliğin getirdiği "yeni" sorunlara daha geniş bir perspektiften bakılıyor. Lévi-Strauss'un duru bir dille kaleme aldığı konular arasında ilerleme ve ilkellik, mitik düşünce ve ensest yasağı üzerine görüşler, aile ve akrabalık ilişkileri, toplu yaşamın kökeni ve kadın cinselliği hakkındaki biyolojik spekülasyonlar üzerine eleştirel notlar, Noel kutlamalarının yaygınlaşmasının nedenleri veya yamyamlığın Batı'ya ait bir fantazi olup olmadığı gibi sorular, Poussin'in bir tablosu ile Amerika yerlilerinin mitosları arasındaki tematik ilişki yer alıyor. Editörden: "Neden Claude Lévi-Strauss, neden Hepimiz Yamyamız?" soruları üstüne biraz düşününce, kestirmeden şöyle bir cevaba ulaşıyorum: Vakit ve imkân olsaydı, oturup bütün kitaplarını okuyacağım, her yazdığını satır satır anlamaya çalışacağım yazar veya düşünürlerin başında geliyor Lévi-Strauss. Üstelik sadece günümüze hükmeden soruları sorduğu, günümüz düşünce kültürünün başat tematiğini belirlediği için de değil. Metinlerinde hep bulduğumuz o okuma zevki, zekâ parıltıları ve sistemli düşüncenin güzel örnekleri dolayısıyla aynı zamanda. Hepimiz Yamyamız’ın bir diğer güzel yanı da, yazarın engin kültürünü içinde yaşadığı dünyayı anlamak için kullanıyor ve bu çabasını yine arı duru bir dille ifade ediyor olması. Kısacası, Lévi-Strauss’u yayımlamak benim için işle zevki, emekle hazzı birbirine karıştırmak olduğu için. Savaş Kılıç | İÇİNDEKİLER |
Önsöz Noel Baba'nın Çilesi (1952) "Her Şeyleri Ters" Tek Bir Kalkınma Tipi mi Vardır? Toplum Sorunları: Kadın Sünneti ve Suni Döllenme Yazar Kitabını Tanıtıyor Etnoloğun Mücevherleri Sanatçı Portreleri Montaigne ve Amerika Mitik Düşünce ve Bilimsel Düşünce Hepimiz Yamyamız Auguste Comte ve İtalya Poussin'in Bir Tablosunun Teması Üzerine Çeşitlemeler Kadın Cinselliği ve Toplumun Kökeni Deli Danaların Hikmeti Dayının Dönüşü Yeni Mitosla İspat Corsi e ricorsi. Vico'nun İzinde | OKUMA PARÇASI |
Önsöz, Maurice Olender, s. 9-10. Bu kitabı oluşturan yazıları, Claude Lévi-Strauss, İtalyan gazetesi La Repubblica'dan gelen bir teklif üzerine 1989 ile 2000 yılları arasında kaleme almıştır. Böylece Fransızca yazılmış, ama daha önce yayımlanmamış 16 metinden oluşan bir bütün meydana gelmiştir. Her seferinde güncel bir olaydan yola çıkan Lévi-Strauss, yazılarında çağımızın büyük tartışma konularından bazılarını ele alıyor. Ama ister "deli dana" adı verilen salgın hastalık hususunda olsun, ister (beslenme ya da tedavi amaçlı) yamyamlık biçimleri, ister kadın ya da erkek sünneti gibi ritüel uygulamalara bağlı ırkçı önyargılar hususunda olsun, etnoloğumuz bizi, göz önünde cereyan eden toplumsal olguları anlamaya davet ediyor ve Batı modernliğinin kurucu anlarından biri olan Montaigne'in eserini zikrediyor: "Herkes kendi alışık olmadığı şeye barbarlık der" (I, 31). Lévi-Strauss her alışkanlığın, her inancın ya da örfün, "ne kadar acayip, sarsıcı, h... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Ömer Erdem, "Yamyam ve dayılık", Radikal Kitap, 21 Şubat 2014 Onun Paris’te sıradan bir insan gibi belediye otobüsüne bindiğini okuduğumda hiç şaşırmamıştım. Bir antropolog, bir filozof ancak böylesi bir şairanelik içinde kaldıkça diri tutabilirdi zihnini. Hem hayat her an bir süreklilik değil miydi? Hangi mitin hangi davranışla, belki şu otobüs durağında birden ışıyıvermeyeceği nereden kestirilebilirdi? “Zaman, insanların duyduğu aşk ve nefretlerden, bağlanmalardan, mücadeleler ve arzulardan bir şey eskitmiyor, onlara bir şey katmıyor; geçmişi ve bugünü ile hep aynı kalıyordu.” Otobüste, hayatın içinde, bir kasabı izlerken, her gün yanımızdan akıp gidenlere bakarak okumak gerekir belki bu yüzden Lévi-Strauss’u. Dahası hiçbir kategorik yanılgıya kapılmadan onun “uzaktaki yakındakine ışık tutarken, yakındaki de uzaktakine ışık tutabilir” felsefesini ödünç alarak... İnadına, ısrar ve bilinçle. Nitekim kitaptaki iki yazı özellikle bu sebeple d... Devamını görmek için bkz. | |
Ali Akay, "Tuhaflıklara şahit olmak adına", Radikal Kitap, 28 Kasım 2014 Fransa’da yapısalcılığın “babalarından” olarak adlandırılan Claude Lévi-Strauss’un Hepimiz Yamyamız adlı kitabı Türkiye’deki okurları için oldukça eğlenceli, bilgi veren ve ünlü antropoloğun yöntemini kavrama açısından ayrıca değerli bir kitap. Okunduğunda “mitik düşünce” ile “rasyonel düşünce” arasındaki hiyerarşisiz ilişkiyi hemen görmek mümkün. Maurice Olender’in de önsözünde belirttiği gibi, İtalya’nın La Repubblica gazetesinden gelen bir teklif üzerine yazılan bu yazılar birbirlerinden bağımsız duruyor, ama bir yöntem birliğine de ışık tutuyorlar. Biraz 1950’li yılların sonundaki havayı yeniden hatırlamak, biraz da bu göstergebilimsel işaretleri takip ederek eğlenmek, tuhaflıklara şahit olmak bu okumanın içinden geçebilecek çizgiler. On altı metinden oluşan kitapta Claude Lévi-Strauss güncel olaylardan yola çıkarak kendi refleksiyonunu ve bilgisini konuşturuyor... Devamını görmek için bkz. | |
Alper Gürkan, "Bir Yamyam Var Bende Benden İçeri", Arka Kapak, Ocak 2016 İnsanın ve onu diğer türlerden ayırt edenin ne olduğuna ilişkin tanımlamalara sıkça müracaat edilmiştir tarihte. Aristoteles’in insanı düşünen hayvan diye nitelemesi bunlardan biridir. Bu tanım, ilk başta kulağı tırmalasa da insanların kendi erdemlerine sahip olmayanlara hayvan diyerek bu karşıtlığa başvurdukları da görülür. Hayvan, düşüncesizliğiyle insanın karşıtı gibi algılanır. Bir değer olarak hümanizm de özü itibariyle böylesi bir ayrıştırmanın ifadesidir: Akıl melekesiyle insan, doğal olandan koparılarak tanımlanır ve bu ilk başta insanı -diyelim hayvan karşısında yücelten bir sempati içerse de aynı zamanda doğal olana entegre ilkel insanla uygar insan arasında da bir hiyerarşi öngürüsüdür. Hiyerarşinin tepesinde “biz” vardır: Avrupa’da ilerlemeci bakış açısının oluşturduğu uygarlık söylencesi ve onun bir uzanımı olan Doğu-Batı ikiliği gibi tasnifler, tümüyle Avrupa-merkezci dünya gö... Devamını görmek için bkz. | |
|