| ISBN13 978-975-342-170-6 | 11x18 cm, 250 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| Uzay Elbisemle Yolculuğa Hazırım Özgün adı: Have Space Suit Will Travel Çeviri: Sönmez Güven Yayın Yönetmeni: Bülent Somay Kapak Tasarımı: Semih Sökmen Kapak İllüstrasyonu: Alan E. Cober |
Kapak ve İç Baskı Yaylacık Matbaacılık Ltd. Mücellit Fatih Mücellit Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Aralık 1997 |
Bir uzay elbiseniz varsa başka neye ihtiyacınız olabilir? Bir uzay gemisine, belki bir de gidecek bir gezegene... Clifford "Kip" Russel'ın tek hayali Ay'a gitmekti. Ama önce liseyi bitirmesi gerekiyordu. Bir televizyon yarışmasında kullanılmış bir uzay elbisesi kazandığında iş üç nalla bir ata kalmış gibiydi. Bir uzay gemisi bulsa iş hallolacaktı. Bir gün Kip aradığından fazlasını buluverdi arka bahçede uzay elbisesini denerken. Birkaç uzay gemisi, Dünya'yı ele geçirmek için haince komplolar kuran uzaylı yaratıklar ve onların Dünyalı işbirlikçileri derken, kendini gezegenlerarası bir maceranın içinde buluverdi. Kip'in Dünya'yı kurtarmak için güvenebileceği çok az şey vardı. Uzay elbisesi "Oscar", on iki yaşındaki kız çocuğu Peewee ve uzaylı yaratık "Anaç Şey." "Yerçekimi koşullarında uzay giysisi giymek eşofman giymeye benzemez; iyi ki daha önce idman yapmıştım. Gemi biraz önce bulunduğum yere, otlağın ona gerekenden çok daha fazlasını işgal ederek, koca siyah bir şekil halinde indi. "İlk gemide bir kapı açılırken diğeri yine bir soluk sesi vererek kondu. Kapıdan dışarı ışık saçıldı ve iki şekil fırlayıp koşmaya başladılar. Birisi kedi gibi hareketliydi; diğeri daha hantal ve yavaş gidiyordu - uzay giysili olduğu belliydi. Eh, ne diyelim, uzay giysisi giyenler gerçekten şapşalca hareket ediyorlar. Bu bir buçuk metreden daha kısa boyluydu ve hamurdan yapılmış adamlara benziyordu. "Bir uzay giysisiyle en büyük sorununuz görme alanınızın kısıtlılığıdır. İki şekli de gözden kaçırmayayım derken ikinci geminin kapısının açıldığını fark edemedim. İlk şekil ikincinin yetişmesini beklemek için durdu, sonra "Eeeah!" diye bir çığlık atarak yığıldı kaldı..." | OKUMA PARÇASI |
Açılış Bölümü, s. 5-9 Bakın, benim bir uzay elbisem vardı. Nereden çıktı derseniz, o da şöyle: "Baba," dedim, "ben Ay'a gitmek istiyorum." "Elbette," deyip kitabına geri döndü. Jerome K. Jerome' un Teknede Üç Adam'ını okuyordu ki eminim her satırını ezbere biliyordur. "Baba, lütfen! Ciddi söylüyorum," dedim. Bu sefer sayfanın arasına parmağını koyup kitabı kapattı, tatlı tatlı, "Peki dedim ya," dedi. "Gidebilirsin." "Evet… ama nasıl?" "Ha?" dedi hafif bir şaşkınlıkla. "Eee, bu da senin sorunun Clifford." Babam böyleydi işte. Bisiklet almak istediğimi söylediğim zaman da kafasını bile kaldırmadan, "Tabii al oğlum," demişti; ben de bisiklet parası almak niyetiyle yemek odasındaki para sepetinin yolunu tutmuştum. Ama sepette yalnızca on bir dolar kırk üç sent vardı, dolayısıyla komşuların bahçelerinde kilometrelerce çim biçtikten sonra alabildim bisikletimi. Babama da bu konuyu bir daha açmadım, çünkü sepette para yoksa yok demekti. Babam bankal... Devamını görmek için bkz. | |
|