| ISBN13 978-605-316-404-3 | 13x19,5 cm, 120 s. |
Liste fiyatı: 145.00 TL İndirimli fiyatı: 116.00 TL İndirim oranı: %20 {"value":145.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"11612","item_name":"Biliyorum, ama yine de...","discount":29.00,"price":145.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Biliyorum, ama yine de... Özgün adı: Disavowal Çeviri: Barış Engin Aksoy Yayıma Hazırlayan: Semih Sökmen, Bülent Somay Kapak Tasarımı: Emine Bora |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Kasım 2024 |
Öyle görünüyor ki günümüzdeki büyük ve küçük suçların, kayıtsızlıkların, görmezden gelmelerin, yok saymaların şifresi Octave Mannoni’nin özlü formülünde yatıyor: “Biliyorum, ama yine de...” Bu cümleyi kalkış noktası yapan Zupancic kitabı için şunu söylüyor: Bilmezden gelme kavramı, bugünkü genel toplumsal zihniyetimizi (örneğin gerçekliğin sarsıcı boyutlarıyla yüzleşmekten kaçınmayı tarif etmek için tercih edilen “inkâr” teriminden) daha isabetli bir şekilde tarif etmektedir. İnkâr da yok değil elbette; komplo teorilerini incelerken inkârın özelliklerini de ele alıyoruz. Sapkın bilmezden gelme ise çok daha ölçülüdür, çok daha makuldür. Sorunun pekâlâ farkında olduğunu iddia eder; ekonomik ve siyasi iktidar merkezlerinden başlamak üzere “liberal anaakım” ile kaynaşmış haldedir. Nitekim siyasi düzlemde (çoğunlukla “popülizm” ile ilişkilendirilen) inkâr ile (aynı-tas-aynı-hamam anaakımla ilişkilendirilen) bilmezden gelme’nin başlıca iki rakip siyasi seçenek oluşturduğu, kendi patolojileriyle ikisinin de birbirini beslediği, herhangi bir toplumsal gerçeklikten ziyade birbirlerine karşılık verir halde oldukları ürkütücü bir dansa kapılmış gibiyiz. Ve bitirirken: Uyanmamız gerekiyor – travmayı unutup “rasyonel yollar”dan savunmamızı güçlendirmemiz değil, normal, günlük gerçekliğin çatlaklarında travmanın ve doğurduğu sonuçların izini sürmemiz gerekiyor. | İÇİNDEKİLER |
Teşekkür
Giriş
1. Açılış: Yanıyorum Baba, Görmüyor musun?
2. Kavramsal İncelikler İnanç Bilgiden Başlar • Bilim mi, Otorite mi? Psikanaliz ve Bilim • Cogito: Varlığa Kaçış? Fetiş olarak Bilgi • Kazanova: Hadım Edilme ve Kullanım Değeri
3. Peki ya Komplo Teorileri? (Bizi) Kandırdığı Varsayılan Özne Yorum Hezeyanı • İnancın Bilgiye Dönüşmesi
4. Sonuç
| OKUMA PARÇASI |
Giriş, s. 11-14 Adamın biri karısına demiş ki, “İkimizden biri ölecek olursa ben Paris’e taşınırım.” Freud ilk olarak 1915’te yayımlanan “Savaş ve Ölüm Üzerine Çağdaş Düşünceler” adlı metninde bu fıkradan bahseder. Bunu insanın kendi ölümüne (bilhassa bilinçdışı zihninde) inanmadığı ve kendi ölümünü hayal etmesinin imkânsız olduğu argümanını örneklendirmek için kullanır; zira kendi ölümümüzü hayal ederken dahi seyirci olarak halen oradayızdır, ölü değilizdir aslında. Ölümün var olduğunu biliriz elbette; başkalarının ölümünde ölümü “yaşarız” da, yakınlarımızın ölümünün getirdiği acı ve geri dönülmezlikle birlikte. Ama bu bilgi ve ölümden doğal, reddedilemez, kaçınılmaz bir şey olarak bahsedebiliyor olmamız “gerçeklik içinde durum böyle değilmiş gibi davrandığımız” gerçeğini değiştirmez. [1] Bu formülasyon Freud’un daha sonra fetişizm üzerine yazısında geliştirdiği sahiplenmeme, sahip çıkmama, inkâr, bilmezden gelme gibi anlamlar taşıyan "V... Devamını görmek için bkz. | |
|