ISBN13 978-975-342-866-8
13x19,5 cm, 288 s.
Yazar Hakkında
İçindekiler
Okuma Parçası
Eleştiriler Görüşler
Yazarla Söyleşiler
Liste fiyatı: 235.00 TL
İndirimli fiyatı: 188.00 TL
İndirim oranı: %20
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
Orhan Koçak diğer kitapları
İmgenin Halleri, 1995
Bahisleri Yükseltmek, 2011
Turgut Uyar ve başka şeyler, 2016
Tehlikeli Dönüşler, 2017
Polemikler, 2019
Romanın Kaygısı, 2023
AYIN ARMAĞANIAYIN ARMAĞANI
Kolektif
Metis Ajanda 2025: Ailenizin Ajandası
1. Basım
Liste Fiyatı: 75.00 TL yerine armağan
Diğer kampanyalar için
 
Orhan Koçak
Kopuk Zincir
Modern Şiir Üzerine Denemeler
Yayıma Hazırlayan: Müge Gürsoy Sökmen
Kapak Resmi: Shinichi Maruyama
Kapak Tasarımı: Emine Bora
Kitabın Baskıları:
1. Basım: Nisan 2012
2. Basım: Mart 2024

Orhan Koçak'ın 2011'de yayımladığımız, Turgut Uyar şiirini konu alan Bahisleri Yükseltmek kitabı ilgili okurlarımız için tam bir armağandı: Sırada Kopuk Zincir var. Kitap Koçak'ın 1993-2011 yılları arasında şiir üzerine yazdığı 19 makaleyi bir araya getiriyor.

Nâzım Hikmet, Melih Cevdet Anday, Oktay Rifat, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Behçet Necatigil, İlhan Berk, Ece Ayhan, Süreyya Berfe, Mehmet Taner, İzzet Yasar, Abdülkadir Budak, Enis Batur, Haydar Ergülen, Mahmut Temizyürek, Komet, Necmi Zekâ ve Bedirhan Toprak'ın şiirleri/kitapları vesilesiyle kaleme alınmış ve çeşitli dergilerde uzun bir zaman aralığında yayımlanmış bu yazılar, Orhan Koçak'ın eleştiri tarzının ayırt edici çizgilerini ve Türkçe modern şiirin estetik ve teorik çerçevesini göstermesi açısından son derece kıymetli bir kaynak.

İÇİNDEKİLER
Yahya Kemal'le Mayakovski Arasından Nâzım Hikmet
Anday'da Duygu ve Resim
Issız Koylar: Anday'da Bir Motifin Oluşumu
Şiirin Sesi ve Eleştiri
Uzun Denklem: Oktay Rifat'ın Şiirinde Folklor ve Modernizm
Dağlarca ve "Etkiler" Sorunu
Necatigil'de Arzu ve Teknik
Kalmak İmkânsız:
İlhan Berk'in Poetikası Üzerine Bir Deneme
"Sayıklar Bir Dilde Bilmediğim": Ece Ayhan'ın Şiirinde Dil ve Bağlam
Süreyya Berfe'nin Yeni Dönemi
Ateş Burcunda: Mehmet Taner'in "Şathiyeleri"
"Worstward Ho": İzzet Yasar'ın Şiiri Üzerine Kısa Not
"Yenilecek kadar güçlüyüm artık...": Abdülkadir Budak'ın Ustalarıyla Hesaplaşması
"Seyrek Fırsat": Enis Batur'un Kendi Talihiyle Karşılaşması
Haydar Ergülen'in İronik Kederi
Mahmut Temizyürek'in İki Dönemi
"İşyerinde Gizlice Okunabilir": Şair Komet
Necmi Zekâ: Hafiflemiş Sonranın Şiiri
Bedirhan Toprak'ın Şiirinde Akma Dürtüsü
OKUMA PARÇASI

Issız Koylar: Anday'da Bir Motifin Oluşumu, s. 39-42.

Akan Zaman, Duran Zaman'da Halikarnas Balıkçısı'nı andığı bir yerde şöyle diyor Melih Cevdet: "Gerçekte Cevat Şakir bir doğa sevdalısı idi. Denizi, ıssız koyları, balıkçıları, ağaçları, çiçekleri, tohumları seviyordu. Sürgün olduğu yerde, onu kötü insanların dedikodusundan bu doğa sevgisi kurtarmıştır sanıyorum." Kendi başına okunduğunda epeyce sıradan bir pasaj bu; kitapta sık sık beliren o sessiz, minimal tuhaflığın izini taşımıyor. Sunduğu Cevat Şakir figürünün fazla kalıplaşmış olduğu bile söylenebilir: sadece doğanın kendisine değil, onu işlerken uygarlığın kirinden pasından uzak kalan insanlara da çocuksu bir coşkuyla bağlanmış bir kent kaçkını. Ama Anday'ın Teknenin Ölümü'ndeki bazı şiirleriyle birlikte okunduğunda, bu Cevat Şakir betimindeki bir öğe kendi alışılmış bağlamından sıyrılarak öne çıkacaktır: ıssız koylar.

Issız doğa, ıssız deniz görünümleri Balıkçı'da da vardır elbet; örneğin...

Devamını görmek için bkz.
ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER

Necmiye Alpay, “Kopuk zincir, bağlanan zincir”, Milliyet Kitap Eki, 14 Haziran 2012

Orhan Koçak, şiir alanının bir numaralı eleştirmeni ve okumaya doyamadığımız bir denemecidir. Uzun süre onun kitap yayımlamamasından, dergilerde çıkmış yazılarına ulaşamamaktan yakındık. Ve nihayet bir yıl kadar arayla iki kitabının çıkması biz okurlarını çok mutlu etti. İlki Bahisleri Yükseltmek, ikincisi Kopuk Zincir.

Kopuk zincir deyimi, yazarımızın meramı başka olsa da, bizim için daha çok Koçak ve şiir okumalarımızdaki kopukluklardan önemli bir bölümünün giderilmesi anlamına geliyor. Böylece bir araya gelen 19 yazı, modern şiire bakış temelinde Yahya Kemal'den Bedirhan Toprak'a bir dizi şairle ilgili.

Kitabı okurken Koçak'tan öğrenmenin bende yalnızca bilinç üzerinden değil, bilinçdışı süreçlerden de yürümüş olduğunu görüyorum. Bunun en önde duran belirtisi, 'şiire maruz kalmak' terimi oldu. Birkaç yıl önce, şiir çözümlemeyle ilgili bir sor...

Devamını görmek için bkz.

Yücel Kayıran, “Modern şiirimizin çerçevesi”, Radikal Kitap Eki, 27 Nisan 2012

Orhan Koçak, oldum olası “intihal” lafından, dolayısıyla onun yerli yersiz kullanımından pek hoşlanmaz. Şairler için neredeyse asli bir mesele olan “intihal” tartışması, onun için, “incelediği” yapıtlardan zevk almayı beceremeyen yorumcunun yozlaşma biçimidir. Ancak Koçak’ın yaklaşımı, ahlaki bir tavır olarak algılanmamalı, söz konusu olan mesleki bir tavır. Daha da önemli olan ise, bunun teorik bir tavır olarak ortaya çıkmasında. Başka bir deyişle “etkilenme”, hırsızlık adlandırmasıyla çirkinleştirilip geçiştirilemez, orada vazgeçilmez olan teorik bir malzeme söz konusudur. Ama hemen kabul etmeyelim; ‘intihal’ gibi bir durum, nasıl olur da, “incelediği” yapıtlardan zevk almayı beceremeyen yorumcunun yozlaşma biçimi olarak değerlendirilebilir ki. Ama daha çok hangi özne için? Ve bu problemin, Koçak’ın yeni kitabıyla alakası ne? Soruların yanıtına döneceğim.

Kopuk Zincir, Orhan ...

Devamını görmek için bkz.

Ali Emiroğlu, “Öncesiz ve sonrasız”, Kitap Zamanı, Mayıs 2012

Orhan Koçak’ın kendi eleştiri deneyimi ile ilgili ender olarak söz aldığı, daha açık söylemek gerekirse niyetini belli ettiği tek söyleşi Necmiye Alpay’la yaptığı söyleşidir belki de. Bu söyleşinin bir yerinde, “Eleştiri nedir?” sorusuna, “birbirleriyle çelişmek zorunda olmayan ama farklı düzeylerde birkaç farklı cevap” verir Koçak: “Zevk alarak okuma, yapıta bir problem olarak bakma ya da belki yapıtın problemini görmeye çalışma. Bir de rekleksif bir okuma tarzı. Son olarak da aynı zamanda [eleştirmenin yapıttan aldığı] zevkin sebepleri, koşulları üzerinde düşünmek.” Ama Orhan Koçak’ın bir metne yaklaşma yöntemi konusunda ayırt edici bir husus daha var. Onun çoğu zaman, hatta bütünüyle “yapıtın kendi kendisini icra etmesini sağlamak” düsturuyla yola çıktığını fark etmiştir okurları. Nitekim yine aynı söyleşinin bir yerinde, “Her yapıt aslında görünürde durağan, ama hareket etmeyi, hareket ettirilm...

Devamını görmek için bkz.

Semih Gümüş, “Şiir ve eleştiri”, Radikal Kitap Eki, 8 Haziran 2012

Biz aslında Yahya Kemal ile Nâzım Hikmet’i karşılaştırmamakla yaptık yanlışı. Karşılaştırdığımızı da sandık. Yahya Kemal Türk şiirini iki kültür arasında kalmaktan kurtarırken, durduğu yerde de yarın hangi yoldan gidileceğini apaçık görüyordu Nâzım Hikmet’in büyük ustayla ilişkisi boşuna değildi. Sonunda Nâzım da Türk şiirini yalnızca o yeni yol içinde yaşamaya başladı ve modernliğin ne olduğunu gördükten sonra, açıkçası, yapılmayanı yaparak Türk şiirini uçurmayı denedi. Ayakları hep yere sağlam basan şairlerin ister istemez muhafazakârlaşacağını da biliyordu.

Orhan Koçak’ın Kopuk Zincir’inin ilk yazısının başında benzer düşünceler atarken kullandığı söz: “Karşılaştırılacak iki şair elbette Yahya Kemal ile Nâzım Hikmet’tir.” Yahya Kemal’in belleğini dolduran geçmişi silmesi nasıl olanaksızsa ve bu yüzden yüzü ileri dönük olmasına karşın bir ayağı nasıl hep geçmişteyse, “Nâzım Hikm...

Devamını görmek için bkz.

Veysi Erdoğan, ''Yokluğun lehimi: Orhan Koçak’ın eleştiri yöntemi üzerine bir dipnot'' Sabitfikir, 20 Haziran 2012

Herakleitos, Hegel ve Marx üçgeninde geziniyor Orhan Koçak. Diyalektiğin içiyle bire bir temas kuruyor. Herakleitos’un diyalektiğiyle tartışmacı ve dönüşüme açık, Hegel’in diyalektiğiyle “oluş”a hareket alanı açan, Marx’ın diyalektiğiyle de maddenin görüntüsüne odaklanan bir bakış açısıyla yapıyor bunu. Eleştirinin devinimini, bu üç filozofun ortasından geçiriyor.

Cümlelerindeki akışkanlığa sözcüklerin çatışmasını ekliyor. “Zafer” ile “yenilgi” sözcüklerini yan yana getirmek gibi. Karşıtlıkların yüceliğine soyunmuş bir algıyla hareket ediyor çoğunlukla. Oradan hükmetmeye çalışıyor metne. Bu yaparken de metni dağıtıyor. ‘Toparlarken dağıtma’ şeklinde bir tanımlama getirebiliriz eleştiri yöntemi için. Çünkü diyalektiğin aktığı mekân, karşıtlıkların varlık durumları üzerine konumlanıyor.

Diyalektik devinimini, üzerinde düşünülen her neyse onu...

Devamını görmek için bkz.
 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2024. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X