ISBN13 978-975-342-472-1
13x19,5 cm, 344 s.
BASKISI YOK
BASILACAK
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
AYIN ARMAĞANIAYIN ARMAĞANI
Diğer kampanyalar için
 
Hamburger Cumhuriyeti
Amerikan Fast Food Kültürünün Karanlık Yüzü
Özgün adı: Fast Food Nation
The Dark Side of the All-American Meal
Çeviri: Hayrullah Doğan
Yayıma Hazırlayan: Bülent O. Doğan
Kapak Fotoğrafı: Defne Sökmen
Kapak Tasarımı: Semih Sökmen
Kitabın Baskıları:
1. Basım: Mayıs 2004

Eric Schlosser’ın pek çok dile çevrilen ve çevrildiği bütün dillerde geniş yankı uyandıran kitabı şimdi Türkçede… Her ay yayımlanan yüzlerce araştırma ve röportaj kitabının arasında nasıl oldu da Hamburger Cumhuriyeti bu kadar ilgi gördü?

Pek çok eleştirmenin, zengin araştırmacılığının yanı sıra çok iyi bir yazar olduğunda birleştiği Schlosser, birçok insanın bildiği, sezdiği, ama işin kolayına kaçarak bilmezden geldiği bir sorunu gündeme getirdi, mitolojiyi bozdu. Schlesser başarısını felaket tellallığı yapmadan felaketi haber veren üslubuna borçlu.

Zekice bir araştırmanın ürünü olan kitap, tüm dünya vatandaşları için acil bir uyarı aslında: Özellikle de her konuda büyük ABD’nin peşi sıra gitmekte bir an bile tereddüt etmeyen ebedi hayranlarının iktidarda olduğu "küçük Amerikan devletlerinin" yurttaşları için…

Fast food kültürünün suç listesi hayli kabarık: Doğal çevreye yapılan tahribatı hızlandırdı. Zengin ile yoksul arasındaki uçurumu derinleştirdi. Obezliği, aşırı kilo hastalığını doğurdu ve yaygınlaştırdı. Kültür emperyalizmi yoluyla başka kültürleri tahrip etti, dengelerini bozdu. Yetkin röportajları, keskin zekâsı ve derin muhakeme yeteneği sayesinde Eric Schlosser, daha da uzatabileceğimiz bu suç listesi için yeterince sağlam kanıt sunuyor. Sarsıcı araştırması, fast food işinin doğduğu Kaliforniya şehirlerinden, pek çok fast food yiyeceğinin tat ve kokusunun üretildiği New Jersey Turnpike’daki sanayi şeridine kadar uzanıyor.

Fast food şirketleri ile Hollywood arasındaki kurnazca ittifakla, hazır yiyecek endüstrisinin gıda üretimiyle, popüler kültürle, hatta gayri menkul piyasasında yarattığı etkilerle ilgili pek çok irkiltici olgu anlatılıyor kitapta.

İÇİNDEKİLER
Giriş

I Amerikan Tarzı
1 Öncüler
2 Güvenilir Dostlar
3 Tezgâhın Gerisinde
4 Başarı

II Et ve Patates
5 Patates Kızartmaları Neden Bu Kadar Lezzetli?
6 Hayvan Çiftliğinde
7 Dev Makinenin Minik Dişlileri
8 En Tehlikeli Meslek
9 Etin İçinde Ne Var?
10 Küreselleşme Projesi

Epilog: Kendi Yolunuzu Seçin
Sonsöz: Deli Dananın Anlamı

Teşekkür
Notlar
Kaynakça
OKUMA PARÇASI

Giriş, s. 9-18.

Colorado’daki Front Range'in doğu yamacında bulunan Cheyenne Dağı, çayırın ortasında dimdik yükselir ve Colorado Springs şehrine yukarıdan bakar. Uzaktan bakıldığında, kayalık yamaçları, bodur meşeleri ve sarıçamları ile güzel ve sakin bir dağ gibidir. Eski bir Hollywood western'i dekorunu andırır; Kayalık Dağların alışılmış muhteşem manzaralarından biridir. Ama aslında el değmemiş bir doğa parçası olmaktan çok uzaktır. ABD'nin en önemli askeri üslerinden bazıları; Kuzey Amerika Havacılık ve Uzay Komutanlığı'na, Hava Kuvvetleri Uzay Komutanlığı'na ve ABD Uzay Komutanlığı'na bağlı bazı birimler dağın derinliklerine yerleştirilmiştir. 1950'lerin ortalarında Pentagon' daki üst düzey subaylar, Amerika'nın hava savunmasının sabotaj ve saldırıya açık hale geldiği endişesine kapılmışlardı. Çok gizli bir yeraltı savaş operasyonları merkezi inşa etmek için Cheyenne Dağı seçildi. Dağın içi oyuldu; kilometrelerce uzanan bir tüneller ve geçitler labirentinin ortasına, çoğu üç kat yüksekliğinde on beş bina inşa edildi. On sekiz dönümlük bu yeraltı kompleksi, tepesinde bir atom bombası patlasa bile ayakta kalacak biçimde tasarlandı. Şu anda resmi adı Cheyenne Dağı Hava Kuvvetleri İstasyonu olan tesise, her biri bir metre kalınlığında ve yirmi beş ton ağırlığında olan çelik kapılardan giriliyor; bu kapılar yirmi saniyeden kısa bir süre içinde otomatik olarak kapanıyor. Üs kamuya kapalı ve ağır silahlı bir çevik kuvvet ekibi tarafından davetsiz misafirlere ka...

Devamını görmek için bkz.
ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER

“Artık hiçbir suç faili meçhul değil”, Akşam, 7 Haziran 2004

Eric Schlosser'in yayımlandığı her ülkede olay yaratan Hamburger Cumhuriyeti adlı kitabı şimdi Türkiye'de. Kitabında fast food'un önlenemez yükselişini anlatan yazara göre bu kültürün sembolü hamburgerin suç dosyası oldukça kabarık.

Bir hamburger mönüsünde neler var? Cevabınız hamburger, buz gibi bir kola ve kızarmış patates ise kesinlikle yanılıyorsunuz. Çünkü Eric Schlosser Hamburger Cumhuriyeti adlı kitabında Amerikan fast food kültürünün karanlık yüzünü ibret verici delillerle ortaya çıkarıyor. Yazara göre hamburgerle sembolleşen fast food kültürünün suç listesi oldukça kabarık: Doğaya yapılan tahribatı hızlandırarak ekolojik dengeyi bozdu; zengin ile yoksul arasındaki uçurumu derinleştirdi; obezite yani aşırı kilo hastalığının ortaya çıkardı. Çıkarmakla kalmadı yaygınlaştırdı da; kültür emperyalizmi yoluyla başka kültürleri yok etti; Hollywood ile işbirliği yapıp popüler kültür denen bir kült yarattı ve milyonlarca kişiyi bu kültüre esir etti... Gayrimenkul fiyatlarını yükselterek ekonomik dengeleri sarstı; sabahlara kadar uzayıp giden sonunda ya ülkeleri ya da futbol kulüplerini kurtaran dost sohbetlerini dededen toruna, kulaktan kulağa aktarılan bir efsaneye dönüştürdü....

Schlosser'in birçok faili meçhul olayı çözen kitabına göre yeni yüzyılın en büyük bu suç makinesi Kaliforniya'da doğdu ve Hollywood şirketleriyle kurduğu kurnaz ittifakla ilk önce tüm dünyaya gö...

Devamını görmek için bkz.

“Türkiye at ve köpek eti ithal etti”, Show tv net, 11 Ağustos 2004

Yemek kültürümüzde büyük yeri olan kırmızı etin insan sağlığı için ne kadar zararlı bir zehir haline getirildiğini biliyor musunuz? Evde veya bir fast-food restoranında afiyetle yediğiniz et ve et ürünlerinin içinde neler olduğunu hiç düşündünüz mü? Ya da etini yediğiniz hayvanın nasıl beslendiğini?

Amerika'nın ünlü araştırmacı gazetecisi Eric Schlosser'in Hamburger Cumhuriyeti adlı kitabı, Amerikan fast-food kültürünün iç yüzüyle birlikte, etteki korkunç tehlikeyi de gözler önüne seriyor. Bundan birkaç yıl öncesine kadar Türkiye de dahil dünyanın birçok ülkesine et ihraç eden Amerika'daki çiftliklerde ve mezbahalarda, inanılmaz şeyler yaşanıyor.

Schlosser'in verdiği bilgilere göre, tahıl fiyatlarının artması, ülkede bulunan ve ABD yönetimi üzerinde büyük ağırlığı olan hayvan üreticilerini, daha ucuz sığır yemlerine yöneltti. Özellikle büyümeyi hızlandıran yüksek proteinli maddeler, hayvancıların gözdesi haline geldi. Bu nedenle, Amerika'daki büyükbaş hayvanların tamamına yakın bir bölümü, koyun, sığın, kedi, köpek ve domuz ölülerinin atıklarından yapılmış hazır yemlerle beslenmeye başlandı. Bu leşlerin yanı sıra, sığır yemlerine proteini bol olduğu için hayvan kanı da karıştırılıyordu. Kesimlik sığırlar, yıllar boyunca hayvan barınaklarından satın alınan kedi ve köpek leşleriyle beslendi. Yaradılışı icabı yüksek selüloz içeren besinler, yani tahıl ürünleri yemeleri gereken s...

Devamını görmek için bkz.

“Neler Yiyoruz: Fast Food'un kanlı mutfağı”, Turkport.dk, 23 Haziran 2004

Size “hoş geldiniz” diyor nazikçe, hangi menüyü istediğinizi soruyor, arkasındaki duvarda, ayın en iyi elemanları tabelası var, menünüzü söylüyorsunuz, içeri sesleniyor "Hakan Bey, bir big menü", "Tatlı da ister misiniz?" sorusuna "hayır" diyorsunuz, fişinizi elinize veriyor, bir dakika sonra ise susamlı hamburger ekmeğinin arasında marul ve turşunun altında kocaman köfteyle, altın renkli patateslerin yan yana durduğu tepsiyi el çabukluğuyla önünüze koyuyor. Patatesler uzun, ince ve asla evde yaptıklarınıza benzemeyen bir lezzette. Kocaman karton bardakta ise buzlu kola. Tepsiyi kaptığınız gibi ferah ve iç açıcı mekânda Nike ve Levi's tişörtleri giyen gençler ile çocuklarına oyuncaklı çocuk menüsünü yedirmeye çalışan anneler arasında bulabildiğiniz boş bir masaya oturuyorsunuz. İlk iş olarak ketçap ve mayonezinizi açıyor, bir patates alıyor ve ketçaba batırıyorsunuz. Çok iştah açıcı değil mi?

Peki o altın sarısı patates kızartmalarının sırrı nedir? Ya da hamburger köftelerinin. Simdi size patatesin sırrını ve köftenin lezzetini anlatan bir kitaptan söz edeceğiz.

Amerikalı araştırmacı-gazeteci Eric Schlosser yazdığı Hamburger Cumhuriyeti kitabına, "O yediklerinizin, yediğinizi sandığınız şeyler olduğunu mu sanıyorsunuz?" sorusuyla başlıyor. Bu konuda daha çok Amerikan karşıtı çevrelerin dile getirdiği birçok şehir efsanesi duymuşsunuzdur.

Schlosser'in araştırmaların...

Devamını görmek için bkz.

Asena Günal, “Hamburger Cumhuriyeti: Amerikan Fast Food Kültürünün Karanlık Yüzü”, Express, Ağustos 2004

Hamburger Cumhuriyeti, pek çok dile çevrilmiş ve çevrildiği bütün dillerde geniş yankı uyandırmış bir kitap. 1996 yılından bu yana The Atlantic Monthly’de araştırmacı gazeteci olarak çalışan, aynı zamanda Rolling Stone ve The New Yorker’a yazılar yazan Eric Schlosser, bu kitabıyla iyi bir gazetecilik kitabının nasıl olması gerektiği üzerine ders veriyor adeta. Schlosser’ın anlattığı şeylerin önemli bir kısmı genelde herkesin bildiği farz edilen şeyler. Ama, bunları zaten herkes biliyor deyip geçmektense konunun tüm yönlerini sabırla ve özenle araştırınca, ilk bakışta önemsiz görünen ayrıntıların üzerine gidince, bilinen şeylerin bazı bilinmeyen yönlerini açığa çıkarınca, her şeyi tek tek belgeleriyle ortaya koyunca ve topladığınız bilgileri çok iyi bir yazarlıkla birleştirince ortaya böylesine etkili bir kitap çıkabiliyor. Okuyucuların önemli bir bölümünün hayatında somut bir değişikliğe yol açmak her yazara nasip olmaz. Özellikle ABD’de bu kitabı okuduktan sonra fast food tüketmeyi bırakan, hatta vejetaryen olmaya karar veren çok sayıda insan var. Michael Moore’un yaptığına benzer bir şey yapıyor Schlosser; Amerikan hayat tarzının pek farkında olunmayan karanlık yanlarını bir bir ortaya döküyor. Moore’daki ironi yok Schlosser’da, ama onunki kadar iyi bir araştırmacılık ve rahat izlenir bir üslup var. Hamburger Cumhuriyeti, kalın sayıl...

Devamını görmek için bkz.

Şükrü Hatun, “Hamburger Cumhuriyeti”, Cumhuriyet Bilim Teknik 31 Temmuz 2004

Küreselleşme, insan var oluşu ile ilgili her şeyin dünyanın her santimetrekaresinde "piyasalar" tarafından düzenlenmesini hedefleyen, bunun için de önündeki engelleri öngörülmüş ekonomik krizler veya savaş makineleri ile silip süpüren belki son yıllardaki "acayip felaketler" üzerine kurulu gerilim filmlerinde benzetilebilecek bir süreç olarak anlatılabilir. Doğası gereği hiçbir şeyin değerini bilmeksizin her şeyin fiyatıyla ilgili olan piyasalar, bir tür yeni tanrı gibi içinde insanın da olduğu, evrensel varoluşu yönlendirmeye, ona piyasaların amaçlarını dayatmaya kalkmaktadır. Bu nedenle bir taraftan Hindistan'daki Narmada vadisinden, Tunceli'deki munzur vadisine coğrafyalar sömürü için tahrip edilirken öte yanda esas mücadele insan bedenleri üzerinden yapılmaktadır. Kapitalizm, insanın biyolojik varoluşuna ilişkin olan her şeyi (yemek, içmek, sevişmek, kendisiyle ilgili olmak gibi) ihtiyaç olmaktan çıkarıp, bağımlılık derecesinde zevk aracına dönüştürür ve bu sayede tüketimi maksimize eder.

Hamburger Cumhuriyeti

Küreselleşmenin gerçek kurbanları zihinleri ve bedenleri ile insanlığın geleceğini temsil eden çocuklardır. Otuz trilyon dolarlık global ekonomi gelişmekte olan ülkelerdeki çocukların % 40'nı (500 milyon çocuk) günde bir doların altında bir gelirle yaşamaya mahkum ederken, öte yanda daha çok kâr elde etmek için bütün dünyadaki çocuk bedenlerini bir t...

Devamını görmek için bkz.
 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2025. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X