ISBN13 978-975-342-656-5
13x19,5 cm, 224 s.
Liste fiyatı: 252.00 TL
İndirimli fiyatı: 201.60 TL
İndirim oranı: %20
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
Per Petterson diğer kitapları
Lanet Olsun Zaman Nehrine, 2012
Reddediyorum, 2013
Benim Durumumdaki Erkekler, 2020
Ardından, 2022
Sibirya Hayali, 2022
AYIN ARMAĞANIAYIN ARMAĞANI
Diğer kampanyalar için
 
At Çalmaya Gidiyoruz
Özgün adı: Ut og stjæle hester
Çeviri: Deniz Canefe
Kapak İllüstrasyonu: Emine Bora
Kitabın Baskıları:
1. Basım: Şubat 2008
8. Basım: Mayıs 2025

2007 International IMPAC Dublin Literary Award

"İnsanlar onlara bir şeyler anlatmanızdan hoşlanıyorlar, mütevazı ve güven veren bir ses tonuyla yeterince şey anlatırsanız sizi tanıdıklarını sanıyorlar, ama aslında tanımıyorlar, sizin hakkınızda bir şeyler öğreniyorlar sadece, çünkü öğrendikleri şeyler olgular, –duygular değil; herhangi bir şey hakkında ne düşündüğünüzü, başınıza gelenlerin ve verdiğiniz kararların sizi nasıl siz yaptığını bilmiyorlar. Onların yaptıkları şey kendi duyguları, düşünceleri ve tahminleriyle boşlukları doldurmak, sizinle çok az ilgisi olan yepyeni bir yaşam yaratmak, böylece artık güvendesiniz."

Trond 67 yaşında kenti arkasında bırakıp Norveç ormanlarında inzivaya çekilir. Taşra hayatı güzeldir ama daha on beş yaşındayken hayatını alt üst eden olaylar tesadüf eseri yeniden zihnine hücum eder. Artık sandıktaki sırların bir bir ortaya dökülme vakti gelmiştir.

At Çalmaya Gidiyoruz, çok güzel ve etkileyici bir roman. Çevrildiği bütün dillerde de çok beğenildi ve iyi eleştiriler aldı. New York Times gazetesinin yıl sonlarında yaptığı, ABD'de yayımlanan yılın en iyi edebiyat yapıtları listesinde, 2007 yılında ilk sıradaydı.

OKUMA PARÇASI

Üçüncü Bölüm’den, s. 38-40.

Babam ve ben iki hafta önce Oslo'dan trene binmiştik, sonra Elverum'da trenden inip saatlerce otobüs yolculuğu yaparak buraya gelmiştik. Otobüs benim hiç anlamadığım bir düzene göre mola veriyordu, ama en azından sık sık durduğunu biliyordum, kimi zamanlar sıcak koltukta, güneşin altında pişerek uyuyordum, yeniden uyanıp camdan dışarı baktığımda bir milim bile ilerlememişiz gibi görünüyordu, çünkü manzara ben uyumadan öncekinin aynısıydı: iki yandaki tarlalar arasından kıvrılarak uzanan çakıllı bir yol; beyaz boyalı ahırları, kırmızı boyalı samanlıklarıyla irili ufaklı çiftlik evleri; yola kadar inen dikenli tellerin arkasındaki otların üzerine uzanmış, güneşin altında gözlerini kısarak geviş getiren, neredeyse hepsi kahverengi, birkaç tanesi de beyaz üzerine kahverengi ya da siyah benekli inekler; çiftliklerin arkasında orman ve hiç değişmediğinden emin olduğum bir yamacın üzerindeki maviliğin içinde bulutlar.

Bu yolculuk hemen hemen bütün gün sürdü, ama en tuhaf yanı hiç canımın sıkılmamasıydı. Gözkapaklarım ısınıp ağırlaşana kadar camdan dışarıyı seyretmek hoşuma gidiyordu, uykuya dalıyor, yeniden uyanıyor, belki bin birinci kez camdan dışarıyı seyrediyordum ya da arkamı dönüp bütün yolculuk boyunca teknikle, ev yapımıyla, makinalarla ya da motorlarla ilgili bir kitaba burnunu gömüp oturan babama bakıyordum, bu tür şeylere müthiş bir düşkünlüğü vardı. Ben baktığımda kafasını kaldırıp bana bakıyor, başını sallayarak gülümsüyo...

Devamını görmek için bkz.
ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER

Aysel Sağır, "Savaş hakkında konuşulmazsa...", Radikal Kitap Eki, 11 Nisan 2008

Norveçli yazar Per Petterson'ın kendi ülkesinin kültürel, sosyal tarihinden ve İkinci Dünya Savaşı'ndan izler taşıyan At Çalmaya Gidiyoruz, 'yitirilmiş cennete' yakılan bir ağıta benziyor. Çocuk aklıyla çözülemeyen sırların gömüldükleri zihnin derinliklerinden epey zaman sonra sahipleriyle yüzleşmesi temasını da içeren kitap, okuyucunun sezgi gücüne hitap etmiş daha çok. Zira, geçmişte kalmış olayların sisli görünümünü altında yatan gerçekleri çok açık etmeyip, onlarla ilgili ipuçları vermiş yazar.

Artık altmış yedi yaşında olan Trond, geçmişini ardında bırakıp, Norveç ormanlarında bir kulübede köpeği Lyra'yla birlikte yaşamayı tercih etmiştir. Yaşamayı seçtiği ormanda elli yıl önce babasıyla bir süreliğine birlikte olduğu çiftlik yaşamı arasında gidip gelen Trond'un tercih ettiği yaşam şekli, ilk gençlik döneminin en mutlu kesitiyle yeniden buluşmak, o dönemde yaşadıklarını gözden geçirmek için gibidir adeta. Ve öyle de yapar...

Trond'un bırakıp geldiği kentteki yaşamı hakkında hiçbir şey bilmeyiz. Bildiğimiz, yetişkinlik ve olgunluk döneminin kente ait epeyce uzun bir dönemini kapsayan yaşamında iki kez evlendiği, ikinci karısını ise ormana yerleşmeden kısa bir süre önce trafik kazasında yitirdiğidir. Ama Trond'un anlatımlarından yitirme travmasını asıl elli yıl önce yaşadığını anlarız. Babasıyla yaşadığı orman çiftliğinde komşu oldukları ailenin oğlu yaşıtı Jo...

Devamını görmek için bkz.

Güzella Bayındır, "At Çalmaya Gidiyoruz. Geliyor musun?", kitapeki.com, 17 Şubat 2017

Bir kitap kurdunun başına gelebilecek en kötü şeylerden biri okunmak üzere alınan kitaplarının bir daha asla kitaplıktaki yerlerine dönmemesidir. Oysa ödünç aldığı kitapları iade ettiği poşetin içine ‘senin kitaplar doğurdu’ diye not yazıp, yeni kitaplarla teslim eden arkadaşım var benim, ne güzel ve ne büyük incelik. Üstüne üstlük ‘yavru’ kitaplar aklımı yerinden oynatan cinsten. Daha ne olsun.

Bunların arasında yer alan iki kitap günlerdir aklımı kurcalıyor. İlki Güney Koreli yazar Han Kang’ın Vejetaryen adlı romanı–ki o başka bir metnin konusu olsun-, diğeri ise Per Petterson’un At Çalmaya Gidiyoruz’ u.

“Ne zaman acıtacağına sen kendin karar verirsin”

Per Petterson’un 2003 yılında kaleme aldığı ve Deniz Can Efe’nin Türkçe’ye kazandırdığı At Çalmaya Gidiyoruz’un 2015’te yapılan ikinci baskısı elimdeki. Yazar bu romanıyla tüm dünyada haklı bir üne kavuşmuş ve ülkesinde önemli ödüller kazanmış.

Norveç doğumlu Per Petterson’un Türkçe’ ye çevrilmiş iki kitabı daha bulunuyor. Yazarın, Lanet Olsun Zaman Nehrine ve Reddediyorum romanları da yine Metis Yayınları tarafından yayımlanmış.

“Bu yerle ilgili planım çok basit. Yaşadığım en son yer olacak. Bunun ne kadar süreceği üzerine kafa yormadım. Burada günübirlik yaşıyorum.”

Romanın kahramanı Trond, 70 yaşına merdiven dayamış ve Norveç’in orma...

Devamını görmek için bkz.

Sibel Yılmaz, "Norveç Ormanlarında İki Münzevi", oggito.com, 30 Ağustos 2017

Şehir yaşamından ve onu sarıp sarmalayan ilişkiler ağından bunalan kahramanımız; kendisini ve hayattan beklentilerini sorgulamaya girişir. Anlam arayışının ya da varoluş sıkıntısının neden olduğu bu sorgulama neticesinde nihayet bir gün her şeyi ardında bırakır ve doğada inzivaya çekilerek özgürlüğüne kavuşur. Birçok edebiyat eserinin ve sinema filminin hikâyesi bu şekilde özetlenebilir. Edebiyatta “doğaya dönüş” fikrinin işlenmeye başlaması oldukça eskiye dayanır. Jean-Jacques Rousseau’nun Toplum Sözleşmesi (1762) eserinde dile getirdiği görüşler, bu fikrin düşünürler arasında yaygınlaşmasını sağlar.1 Rousseau, insanların toplum düzenine geçmeden önce yaşadıkları dönemi “doğal durum” olarak adlandırır. İş bölümü ve mülkiyetin ortaya çıkmasıyla doğal durumun bozulduğunu söyleyen Rousseau, medeniyetin insanı özünden uzaklaştırdığını düşünür. Öze dönmek içinse doğaya dönüşü salık verir. Özellikle romantizmi benimseyen yazarların eserlerinde bu görüşten hareketle doğaya dönüş teması sıkça işlenir.

Günümüze geldiğimizde de birçok romanda çeşitli nedenlerle şehri bırakıp doğada yaşamaya karar veren insanların hikâyelerinin anlatıldığını görüyoruz. Örneğin Norveç edebiyatının son yıllarda birçok ülkede okunan ve beğeni kazanan iki yazarı Per Petterson ve Erlend Loe, At Çalmaya Gidiyoruz ve Doppler isimli romanlarında bu izleğin izini sürüyor. Türkiy...

Devamını görmek için bkz.

Dilek Karaaslan, "Geri Dönüşler, Kırılmalar, Yüzleşmeler...", oggito.com, 15 Temmuz 2019

1952'de Oslo'da dünyaya gelen Petterson, kütüphanecilik eğitimi alır. Önceleri bir süre kitapçılık, çevirmenlik ve edebiyat eleştirmenliği yapar. 1987’de öykülerden oluşan ilk kitabı yayımlanır. At Çalmaya Gidiyoruz ile yazar, hem Norveç Kitapçılar Ödülü'nü hem de Norveç Edebiyat Eleştirmenleri Ödülü'ne değer görülür. Romanı İngilizceye çevrildikten sonra dünya çapında ün kazanır. Lanet Olsun Zaman Nehrine adlı romanı ise Kuzey Ülkeleri Konseyi edebiyat ödülünü alır.

Per Petterson’un ülkemizdeki kitapları, At Çalmaya Gidiyoruz, Deniz Canefe çevirisiyle ilk kez 2008 yılında, Lanet Olsun Zaman Nehrine Özde Duygu Gürkan çevirisiyle 2012 yılında, Reddediyorum ise Banu Gürsaler Syvertsen, tarafından çevrilerek 2013 yılında Metis Yayınları tarafından basılmıştır.

Mevsim sonbahar, kasım başları, Norveç’te, ülkenin doğu ucunda, ormanda bir gölün kıyısında, bir ev ya da kulübe. Göle dökülen, sadece sonbahar ve ilkbaharda coşkun akan bir ırmağın yakınında bir yerde, küçük bir kulübede başlıyor hikâyemiz. Hayatının kalanını bu ormanda, bu kulübede geçirmeye karar vermiş olan altmış yedi yaşındaki kahramanımız Tront T, köpeği Lyra ve anıları.

Yazar kitabın henüz ikinci sayfasında Tront’un yaşını sanırım özellikle belirtmiş ama hiç belirtmemiş bile olsaydı, biz bu girişten orta yaşları geçmiş bir kahr...

Devamını görmek için bkz.
 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2025. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X