| ISBN13 978-975-342-521-6 | 13x19,5 cm, 160 s. |
|
de ki işte, 1990 | tümceler, 1990 | yürüme, 1992 | hani, 1993 | yakın, 1997 | ile, 1999 | uzak, 1999 | Çengelköy Defteri, 2001 | olmayalı, 2003 | Doğançay’ın Çınarları, 2004 | sayıklamalar, 2005 | Geç Gelen Ağıtlar, 2005 | kesik esin/tiler, 2005 | ol/an, 2005 | Meşe Fısıltıları, 2007 |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | benlik, s. 12-13 [...] das Problem einer Weltbeschaffenheit ohne Rücksicht auf unserer wahrnehmenden seelischen Apparat [ist] eine leere Abstraktion, ohne praktisches Interesse. Freud, Die Zukunft einer Illusion, X (1927) [...] dünyanın nasıl bir yapısı olduğu sorunu, bizim algılayan ruhsal düzeneğimiz hesaba katılmaksızın, boş bir soyutlamadır, kılgısal bir önemi de yoktur. Başlığı sonradan düşünüp koydum. — Gerçi başından beri, düşündüklerimin "ben"in (ben'im...) çevresinde döneneceği belliydi; ama, verimli olacağa benzer bir eğretilemeden yolaçıkan ilk irdeleme, ana metinde, her ele alışımda, kendi kendine biçimlendi; yıllar içinde de, kendi 'önce'sini ve 'sonra'sını bularak, en eski yazdıklarıma —yaşadıklarımın 'arka'sına ve 'önü'ne— kadar geri gitti — bir de, tabiî, kendisinden önceki dokuz cilt içinde kapsanmış şu kadar kitabın onuncu cildi olmanın ağır sorumluluğunu yüklenmeğe kalkıştı — 'üzerine vazife'ymiş gibi!... Halbuki, her seferinde, o anda ('şimdi-burada') içinde bulunduğum konum belirleyici olmalıydı, yazdığım üzerinde — öyle de oldu gerçi; ama, gene, her seferinde de, metinler 'genel-geçer' bir niteliğe bürünmeğe yeltendiler. Buna izin vermemeğe çalıştım — ne kadar becerebildim, bilmem : başından beri —biraz belirsiz bir biçimde; belki yalnızca bir tür ses içeren bir 'gramer' yapısı olarak— kendime koyduğum yazış biçiminden sapmamağa çalıştım; ama, metinlerin, birçok noktada, hem de çok sık, benim denetimimi de, kendime koyduğum ölçüleri de, zorladıklarının farkındayım. (Özellikle, kitabı bütünlemek işleminde kullandığım 'motto'ları belirlemek; seçmek ve ayıklamak, konusunda (hele, Edip Cansever'den alıntılamak istediklerimde), beni zorlayan kararsızlıkların (: acaba yalnızca alıntıları verip metinden vaz mı geçmeli?...) —ve sonunda verdiğim kararların— okuru da, benim kadar 'fazla' yormayacağını —yormamasını— umuyorum...) — Bütün bunlara karşın, bu başlık altında biraraya gelen metin toplamı, gene de, alışılmış anlamında, 'özyaşamöyküsel' değildir : dikkatli okur, bu kitap içindeki metinlerin 'birinci şahıs'ta olduğunu; ama, "benlik" sözcüğünün —bir kavram niteleyici anlamında— geçmediğini, görecektir. — Bir de şunu: bu metinlerde ne görürse görsün, ya da gördüğünü sansın, bunun, kendi gördüğü —göreceği, görebildiği; kendine ait— birşey olduğunu : yani, kitabın, aslında 'ikinci —yani, işte, 'üçüncü— şahıs'ta olduğunu... o.a. Gümüşsuyu 23 Eylül 2002/23 Mart 2005 |