| ISBN13 978-975-342-159-1 | 13x19,5 cm, 144 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | Salim Şahin, “Tekeşlilik”, Virgül, Sayı 2, Kasım 1997 Son yıllarda istatistik, demografi gibi sosyolojinin alt dallarının en gözde araştırma alanlarından birinin de aile kurumu olduğu söylenebilir. Evlenme-boşanma oranları gibi istatistiki bilgilerin, bazı eğilimler ya da kestirilebilir sonuçlar ortaya çıkarabileceği de düşünülür hatta. Ama, bu tür araştırmaların göz ardı ettiği ya da daha doğrusu açıklanan vargıların "bilimselliğinden" kuşkulanmamıza yol açması gereken bir boyut daha var; bireysel alanın ve bireylerarası ilişkilerin psikolojisi. Phillips’e göre, "şurası kesin: Tekeşlilik hakkında konuşmak, önemli olabilecek hemen hemen her şey hakkında konuşmak demektir." Dürüstlük'ten görev'e, arzu'dan aşk'a, gizlilik'ten ihanet'e, suç'dan ceza'ya kadar pek çok etik, psikolojik ve sosyal kavramı kadın erkek ilişkisindeki anlamlarıyla ele alan kitap, kısalı uzunlu aforizmalar biçiminde yazılmış. Okumayı da kolaylaştıran bu biçimin arkasında tekeşliliğin psikanalitik çözümlemesi bulunuyor. Tekeşliliğe inanmak Tanrı'ya inanmak gibi bir şeyse, Tanrı'nın öldüğünün çoktan beridir ilan edildiğini hatırlayacağımızdan olsa gerek, belki de sadakatsizliği veri alarak tekeşlilik hakkında düşünebiliriz, diyor A. Phillips. Tekeşlilik veri alındığında ise, sadakat gibi tanımı epey güç bir sorunla karşılaşılırdı tabii ki. Bir de, kişinin kendisini beslediği, kendisine karşı olan türden bir sadakatsizlikten söz eder. Ama, kişi kendine çok fazla ihanet etmez çünkü asla kaçamayacağı kendi içinde gelişen ölü bir gövde de vardır. Modern toplum içindeki bireyin, iletişim teknolojilerinin harika (!) aletlerinin çok da işe yaramadığı, ama asıl, dil işaret etmesi gereken kendi nesnesinden dolaysızca koptuğu için, yalana ya da doğru-olmayana sığınarak iletişim kurmaya çabaladığı koşullardaki tekeşliliği, yine benzer bir handikapla karşılaşır; yalan söylemek. Adam Phillips, "sadakatsizlikten korkmak, dilden korkmaktır" der. Zenginler mi, yoksullar mı tekeşliliğe daha uygundur? Arzu mu, taklit mi kolay? Dostlar mı, sevgililer mi daha çok şey paylaşır? Tekeşlilik gerçekçilik mi, hayalcilik mi? Eğer seçmek zorundaysam ne kaybedeceğim? Sevgilim mi yoksa yaşlılık ve ölüm arkadaşım mı? İhanet, dans etmek değil mi? Sevgilim eşimden çok daha sadık değil mi? Bu ve benzeri pek çok soruyu Adam Phillips, bazen tuhaf bazen de acımasız bile olsa yanıtlar. Okursanız, hep düşünmeye devam edeceksiniz. |