Cenk Özbay, Serdar Soydan:
"Lezbiyenlerin erkeksi olması onları daha güçlü ve söz sahibi hale getiriyor"
Yiğit Karaahmet, Milliyet Pazar, 15 Haziran 2003
Bu kitabı yazmaktaki amacınız nedir?

Cenk Özbay: Amacımız Türkiye’de benzeri olmayan gey-lezbiyen çalışmalarından birini yapmaktı. Daha önce böyle kitaplar kurgusal olarak yazılmıştı, literatüre uygun değildi. Bu, Metis’ten çıkan Cinsel Kimlikler serisinin ikinci kitabı. İlki Eşcinsel Erkekler’di.
       
       Nasıl bir araya geldiniz?

C.Ö.: Ben okulda toplumsal cinsiyet sosyolojisi çalışıyorum. Serdar da gey aktivist. Gey hareketler çalışma alanıma giren şeyler olduğu için, ortak arkadaşlarım Serdar’la tanıştırdı.
       
       Bu kadınları kitapta buluşturan şey cinsel eğilimleri. Peki bu kadınların lezbiyenliğe bakış açıları nasıl? Yani varoşta yaşayanla üst düzey bir gelire sahip kadının lezbiyenliği yaşayışı aynı mı?

C.Ö.: Bizim Boğaz’da çok güzel evi olan bir katılımcımız, bir de Maltepe’de varoşta oturan bir katılımcımız da var. İkisi aynı yaşlarda. Varoştaki ciddi problemler yaşıyor. Lezbiyen olmanın getirdiği bazı şeyleri yapamıyor. Bara gitmek, uygun kıyafet giymek, internete girmek gibi... Boğaz’daki kız ise bunları takmadan kendi evinde yaşıyor. Aktivist örgütlere katılmıyor ve yurtdışına gitmeye hazırlanıyor.
       
       Kadınları ikna süreci nasıl geçti? Çok zorlandınız mı, yoksa hemen kabul ettiler mi?

Serdar Soydan: Direkt kabul edenler de istemeyenler de oldu. Kişisel çevremden bazı arkadaşlarım hemen destek verip kabul ettiler.
       C.Ö.: Tabii, muhalefet eden de oldu. Serdar’ın en yakın arkadaşlarından biri röportaj vermeyi kesinlikle reddetti. Öte yandan hiç tanımadığımız bir kadın röportaj vermeyi hemen kabul etti. Sırf erkek olduğumuz için muhalefet edenler de oldu. Onlara böyle davranarak dışlandıkları sistemi baştan yarattıklarını anlattık.
       
       Kitaptakilerin hayatlarında küçük yaşta yaşanan sorunlar gibi farklı bir durum yok...

C.Ö.: Lezbiyenlik gerçeğini tam da bu sokakta, yan dairede, otobüste olabilecek hayatlarla anlatmayı tercih ettik. İlginç hikayeler var ama biz bunları cımbızla seçip kitabı onların üstüne kurmak istemedik. Bu kitaptaki 24 kadın öyle bir ele alınabilir ki, hepsiyle tek tek röportaj yapıldığında inanılmaz sansasyona malzeme olurlar.
       S.S.: Zaten eşcinsel bireyler sürekli marjinalize ediliyor.
       
       Neden iki büyük şehirle sınırlı kaldınız? Anadolu’ya ulaşmaya çalıştınız mı?

C.Ö.: Çok çalıştık. Ama ulaşamazsın. İzmir’deki lezbiyenler bile toparlanıp da röportaj verecek hale gelemediler. Biz büyük şehir-taşra farkını ortaya koymaya çalıştık. Ama yapamadık. Şu anda Diyarbakır’da yaşayan kadına ulaşamazdık çünkü orada "Ben lezbiyenim" diyen, röportaj verecek bir kadın yok.
       S.S.: Zaten çok kapalı yaşamlar bunlar.
       
       Toplumun eşcinsel erkeklerle kadınlara bakışı arasında fark var mı?

C.Ö.: Eşcinsel kadınlar daima sayıca az olduklarını iddia ediyorlar. Bu yüzden de güçsüz ve az görünür olduklarını söylüyorlar. Bir mesele çok önemli, o da erkeksilik. Erkeklerin kadınsılığı onlara daha çok saldırı getirirken, lezbiyenlerin erkeksi olması onları daha güçlü ve birçok alanda söz sahibi haline getiriyor.
       
       Lezbiyenlerle geyler iyi anlaşabiliyor mu?

C.Ö.: Ben pek iyi anlaştıklarını düşünmüyorum. Bu kadar röportaj yaptık. İyi anlaştıklarını, iyi çalıştıklarını, beraber güzel işler çıkardıklarını, iyi zaman geçirdiklerini sanmıyorum.
Okuyabileceğiniz diğer Cenk Özbay söyleşileri
▪ "Kadıköy Direniyor"
Gökçe Uygun, Gazete Kadıköy, 27 Haziran 2018
▪ "Komşunuz lezbiyen olabilir"
Efnan Atmaca, Akşam, 25 Haziran 2003
 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2024. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X