 | ISBN13 978-975-342-997-9 | 13x19.5 cm, 152 s. |
Liste fiyatı: 192.00 TL İndirimli fiyatı: 153.60 TL İndirim oranı: %20 {"value":192.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"1155","item_name":"Şehrin İtirazı","discount":38.40,"price":192.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için |  |
|
| | Şehrin İtirazı Gezi Direnişi Öncesi İstanbul Filmlerinde İsyan Eşiği Kapak Tasarımı: Semih Sökmen |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Mart 2015 | 3. Basım: Eylül 2024 |
İstanbul’un itirazı var: Kamu alanlarının özel çıkara teslim edilmesine, ağacın, suyun ve toprağın yağmalanmasına, birçok dünya şehrinde yapılmış hataların tekrarlandığı sıradan bir kopya haline gelip kişiliğini kaybetmeye, yaşam biçimlerinin gayri insani bir hal almasına ve yaşamın ataerkil değerlerle boğulmasına itirazı var. Feride Çiçekoğlu Vesikalı Şehir’den yedi yıl sonra bu kez, şehri isyanın eşiğine getiren bu itirazın Gezi Direnişi öncesinde üretilen filmlerdeki izlerini takip ediyor ve bu filmleri daha önceki örneklerle, 68 öncesinin Paris’indeki ve İtalyan Şehirlerindeki imar hareketleriyle ve oradaki değişimin bir kuşak filmlerine yaptığı yansımalarla ilişkilendiriyor: Şehir sıkıntısı, hiçlik, boşluk, değer ve hafıza kaybı, depresyon, değersizlik duygusu ve öfke patlaması. Gezi Direnişini bugün “kırmızılı” kadın, “dans eden”, “sapan atan” kadın imgeleriyle hatırladığımızı ve hem sayıca hem varoluş tarzlarıyla kadınların yoğun katılımını düşündüğümüzde, bu itirazın asıl olarak erkekler şehrine bir karşı çıkış olduğunu anlıyoruz..  | İÇİNDEKİLER |
Dolmuşta, yine... Başlarken
"Bütün Fenerbahçe’yi yıkacaklar!" 1. Vinçler Şehri "Bir Yüz gibidir Peyzaj" Hiçbir-Yer Hiçbir-Kimse
"Canım sıkılıyor" 2. Şehir Sıkıntısı Şehrin bir Hapishane olarak Portresi Şehrin Hiçbir-Yer olarak Portresi Ha İstanbul, ha İzmir, ha Yozgat...
Hayalet Semt 3. Erkekler Şehri Amerika, Amerika Açık Denize Kaçmak... Artık Hiç Korkmuyorum...
"Benim Kararım!"
Notlar Kitapta Kullanılan Görseller Kaynakça  | OKUMA PARÇASI |
Dolmuşta, yine... s. 11-12 Bu kitabın çıkış noktası olan soruların doğum yeri ve tarihi en ince ayrıntısına kadar belli: İstanbul, Taksim, AKM önündeki Bostancı dolmuş durağı, 15 Ocak 2014, tam gece yarısı, Reha Erdem’in Şarkı Söyleyen Kadınlar (2013) filminin ön gösteriminden hemen sonra. Dolmuşa binerken geçmiş ile geleceğin bir anlığına buluştuğu Janus yüzlü eşik hallerinden birini yaşıyorum: Vesikalı Şehir (Çiçekoğlu 2007) kitabına önsöz olan öbür dolmuş yolculuğunu hatırlıyorum ve kendimi o günden bu yana hem İstanbul’da, hem de İstanbul’u anlatan filmlerde nelerin değiştiğini düşünürken buluyorum. İstanbul yedi yıl önceki İstanbul değil artık. 2013 Gezi direnişi ile isyanı tanıdı. Direniş günlerinde dev bir afiş panosuna dönüşen AKM’nin şimdi bir polis karakolu olması, İstanbul’un yeni kimliğini yok etmiyor, tam tersine onu sürekli hatırlatan bir işarete dönüşüyor. İstanbul “Asi Şehirler” arasındaki yerini aldı. "Vesikalı Şehir" kitabını yine bir Reha Erdem filmi olan Korkuyorum Anne (2004) ile bitirirken demiştim ki: “Sinemada yeni bir İstanbul imgesi inşa etmenin zamanı gelmiştir belki de, kim bilir? Erkekleri alışılmış gramerin dışına çıkaran ve farklı İstanbul’ları anlatan Korkuyorum Anne bize yeni bir kapı açıyor. Bu kapıdan geçtiğimizde ne bulacağımızı henüz bilemesek de.” İstanbul’un sinemasal suretinde kadın cinselliğinin ikiye bölünmüş (bakire/fahişe) kimlik hallerine ba... Devamını görmek için bkz. |  |
 | ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Nilüfer Kuyaş, "İsyanımızın sineması", T24, 26 Mart 2015 Bu kitabın kendisi bir direniş. Feride Çiçekoğlu’nun kadife sesi, kadife kişiliği, ipek gibi direnme gücüyle, onun o eşsiz yumuşaklığıyla hem de. Kitabın adı, Şehrin İtirazı. Alt başlığı, Gezi Direnişi Öncesi İstanbul Filmlerinde İsyan Eşiği. Metis Yayınları’ndan çıktı. Bir paradigmanın yapısökümüne katılıyoruz kitapta. Erkek egemen, buyurgan, çıkarcı ve ezici bir siyasetin yapısökümüne, sanatsal ve fikirsel bir el veriş var. Şehirde olmanın, var olmanın yeni bir şeklini tasavvurda birleşiyoruz. Kitabın kendisi de bir isyan. Gezi olaylarına giden yolu, çok farklı bir açıdan yorumlayıp, onun mirasına sahip çıkarak, anlamlandırma girişimi. Üstelik kavramsal bir inceleme dilini, görsel bir dille, sinemayla bütünleştirerek aydınlatıyor yolumuzu. Kitap uzunluğunda deneme türünde, son zamanlarda okuduğum en güzel kitap. Zeki Demirkubuz’un C Blok filminden Reha Erdem’in Hayat Var filmine kadar, Türk sinemasının son döneminden birçok filmin, şimdi geriye bakınca, Gezi direnişine yol açan öfke ve çaresizlik birikimini, şehirde yaşanan hayatlardaki çıkışsızlık ve yabancılaşma kıskacını nasıl etkili yansıttığını belgeliyor, bize “Hayır” demeyi öğreten deneyimlerin o filmlerde nasıl temsil edildiğini çözümlüyor, hatta neredeyse filmlerin Gezi isyanını adeta haber verdiğini gösteriyor Çiçekoğlu. Giriştiği yorumlama çabası aynı zamanda yeni açılım... Devamını görmek için bkz. |  |
Esra Ertan, "Güneş Batarken Şehirde", Post Dergi, 28 Nisan 2016 İstanbul’un baştan başa simasını kaplayan/değiştiren kentsel dönüşüm hareketini, hem gündelik hayatı, hem sosyal ve özel ilişkileri hem de bahsedildiği üzere ekonomik büyüme/küçülme hareketlerini etkileyen başka bir parametre olarak, sinemasal üretimi de biçimlendirerek sembolik düzenimize dahil etti. Şehrin İtirazı tam da böyle bir okumanın pratiğini yapmak üzere kaleme alınmış bir sinema kitabı. Feride Çiçekoğlu bu toplumsal parametrelerin etkilerini, Fenerbahçe’de uzun yıllar yaşadığı apartmanının bu sürece girmesini ve de Gezi olaylarının başladığı tarihlerde bu parkın bir direniş/alternatif yaşam alanına dönüşmesinde etkili olan politik/bürokratik kararların tahlilini sinema filmleri üzerinden yapıyor. Sinema seçkisi ise 1960 ve 1970’lerin Fransız Yeni Dalga ve İtalyan Yeni Gerçekçiliği akımlarının örnekleri. Elbette bu akımların işaret ettiği meseleleri, itirazın ve isyanın eşiğinde olan bir kenti yani İstanbul’u anlamak için okura zihinsel bir etüt yapmasına olanak tanıyan filmler ve yönetmenlerden seçmiş. Üç bölümden oluşan kitabın ikinci ve üçüncü bölümünde Avrupa sinemasının bu örnekleriyle Türkiye Sinemasının muadilleri arasında ufuk açıcı paralel bir okuma yapıyor Çiçekoğlu. Ve aslında kitabın sinemasal değerini göz ardı etmemekle birlikte çok daha güncel ve mühim bir tespitle okuru baş başa bıraktığını söylemek mümkün. Uzun süredir hızlı bir büyümeyle gelişen k... Devamını görmek için bkz. |  |
|