| ISBN13 978-975-342-193-5 | 11x18 cm, 168 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Pısırıklar Çağı Özgün adı: The Age of Pussyfoot Çeviri: Mehmet Moralı Yayın Yönetmeni: Bülent Somay Kapak Tasarımı: Semih Sökmen Kapak İllüstrasyonu: Tim White |
Kapak ve İç Baskı Yaylacık Matbaacılık Ltd. Mücellit Sistem Mücellithanesi Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Haziran 1998 |
Bir yangında kahramanlık yapmaya kalkışan çağdaşımız Forrester, duman ve ateş soluyarak ölmüştü. Cesedini dondurup sakladılar ve beş yüz yıl sonra yeniden canlandırdılar. Yeniden doğmak güzel bir şeydi mutlaka, ama milyonlarca insanın yeniden diriltilmek için sırasını beklediği, savaş meraklısı Siriuslular'ın Dünya'ya saldırmak için fırsat kolladığı bir çağda, ciddi uyum sorunları da olabilirdi insanın. Özellikle "ölüm korkusu" üzerine kurulu bir uygarlıkta ölüp, bildiğimiz anlamda "ölüm"ün olmadığı bir uygarlıkta uyanıyorsanız... Sıvı helyum ısısında kimya durur. Bu gerçeğe ve mantıklı bir varsayıma dayanılarak yirminci yüzyılın en büyük endüstrisi doğmuştu. Mantıklı varsayım şuydu: Tıp geçmiş yıllardaki mucizevi ilerlemesine gelecekte de devam edecek ve günün birinde, ölüm nedeni ne olursa olsun, bunun tedavisi, telafisi veya tamiri yolu bulunacak veya hiç olmazsa hayatın fazla etkilenmeden sürdürülmesi sağlanacaktı (tabii dondurmanın etkilerinin giderilmesinin yöntemi de buna dahildi). Önemli olan nokta dondurma işleminin zamanı durdurmasıydı. Ve sanayi de Ölümsüzlük A.Ş.'ydi. | OKUMA PARÇASI |
Açılış bölümü, s. 5-9 Odadaki –yoksa orası bir park mıydı?– herkesin üzerinde ışık değişik biçimlerde renkler yansıtıyordu. İncecik bir elbise giymiş olan kızın bir an için parıldayan pembe gözleri vardı, hemen sonrasında gümüşi saçlardan bir haresi oluştu. Forrester' ın yanındaki adamın teni altın rengiydi ve yüzüne maske gibi bir gölge düşüyordu. Dalga dalga belirsiz birtakım kokular –adaçayı, hemen arkasından gül goncası– uçuşuyordu. Derinden ama berrak bir müziğin nağmeleri ara ara duyuluyordu. "Zenginim!" diye haykırdı, "üstelik hayattayım!" Kimse ilgilenmemişti sanki. Forrester, Hara'nın önerdiği renksiz üzümden bir tane kopardı, doğruldu, ince elbiseli kıza hafifçe bir şaplak attı, sallanarak havuzda çıplak bir karmaşa halinde eğlenen gruba yaklaştı. Yeni âdetleri öğrendiği ve eski, lüzumsuz bilgilerden kurtulduğu canlandırma sonrası eğitimine rağmen Forrester o eski âdetinden vazgeçememiş olduğu için, çıplaklığa ilgi duyuyordu. "İşte zengin adam, Fo... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Zühtü Bayar, “Ölümsüzlük ideali”, Cumhuriyet Kitap, 12 Kasım 1998 Ölümsüzlük teması, bilimkurgu bilimkurgu olalıberi bu alanda kalem oynatan yazarların bellibaşlı ilgi odaklarından birini oluşturmuştur. Denebilir ki, ilk bilimkurgu eserlerinden: Frakenstein or, The Modern Prometheus (1813) yazarı Mary Shelly'le başlayan; ''ölümsüzlük ideali peşinde koşmak'' ya da yaşama tekrar dönme teması, o tarihten bu yana pek sık aralıklarla moden bilimkurgunun adeta bir leitmotiv'i haline gelmiş bulunmaktadır. Bu alanda Shelley'in, sonradan birçok film yapımcısına sinema alanında ölümsüz eserler yaratma olanağı sunan Frankestein'dan başka bir iki klasik ad daha saymak gerekirse: Heny Bernay'ın Yüz Sene Uyuyan Adam'ı (1939) ile Curt Siodmak'ın Donovan's Brain (1943) adlı eserlerini anarak; Frank Herbert'ten Robert Silverberg'e, Edmund Cooper'dan Edmond Hamilton'a kadar uzanan çok geniş bir listeyi de buna eklemeliyiz:(1) Doğal olarak bunların arasınd... Devamını görmek için bkz. | |
|