| 11x18 cm, 200 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| Paslanmaz Çelik Sıçanın İntikamı Özgün adı: The Stainless Steel Rat's Revenge Çeviri: Metin Çetin Yayın Yönetmeni: Bülent Somay Kapak Tasarımı: Semih Sökmen Kapak İllüstrasyonu: Tim White |
Baskı Yaylacık Matbaacılık Ltd. Mücellit Örnek Mücellithanesi Kapak Baskı Ayhan Matbaacılık Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Mart 1997 |
“Kaypak” Jim diGriz, yine huzurlarınızda! Bu kez galaksiyi militarist Cliaand’lıların istila seferberliğinden kurtarması gerekiyor. Ancak işler o kadar da kolay değil: Herşeyden önce Jim artık evli barklı, ikiz çocuk sahibi bir aile babası! Üstelik Cliaand’lılar son derece iyi hazırlanmış dahice bir plan uyguluyorlar. Bu yıldızlararası istila planına karşı “Paslanmaz Çelik Sıçan” tek başına mücadele etmek zorunda. Belki tam olarak “tek başına” demek doğru olmaz. En azından önce ailesinden, sonra da bir gezegen dolusu güzel kadından yardım aldığı söylenebilir. "'Ne yapıyorsun sen? Dur!' diye ani bir korkuyla bağırdım. Bir süre baltayı öylece tuttu. Bu sırada ben, manzaranın ürkütücülüğü karşısında kıvranıyor, Kraj'ın elindeki o korkunç şeye bakmaktan başka hiçbir şey yapamıyordum. Sonra kolunu tüm gücüyle şiddetli bir biçimde indirdi. Sanırım vurduğunda bağırdım. Bunu yapmış olmalıyım, çünkü duyduğum acı tarif edilemeyecek kadar büyüktü. Sağ elimin, bileğinden koparak hareketsiz bir biçimde masanın üzerinde kaldığını ve oluk oluk kanın fışkırmakta olduğunu görmek de bir o kadar tarifsizdi. Balta bir daha havalandı ve hızla aşağı indi. Sol elim de diğeri gibi kopmuş, vücudumdaki tüm kan masanın üzerine, oradan da yere akıp gitmişti ve bu sefer ben, tüm bunlar olup biterken avaz avaz bağırdığımdan, haykırdığımdan emindim." | OKUMA PARÇASI |
Açılış Bölümü, s. 5-9 Önceden doldurmuş olduğum formlarımı ve paramı sıkıca elimde tutarak sıraya geçmiş, diğer vergi mükellefleri gibi sabırla bekliyordum. Nakit, para, bunlar modası geçmiş şeylerdi. Bu yerel alışkanlığı onlara pahalıya ödetmeye niyetliydim. Önümdeki adamın işini bitirip çekilmesiyle vezneye ulaştığımda fena halde kaşınmakta olan takma sakalımı tırmalamakla meşguldüm. Parmaklarıma yapıştırıcı bulaşmıştı ve bu yapıştırıcıdan kurtulmak, ama bunu yaparken de sakalımın çıkmasına engel olmak gibi zor bir işi başarmak durumundaydım. "Gel, gel, ver bakalım," diyerek sabırsızca elini uzattı veznedeki memure. Hafif yaşını almış, ince ve uzun yüzlü, suratsız bir cadalozdu. "Tam aksine," dedim, "Asıl sen ver." Bu arada da, elimdeki 75 kalibrelik muazzam silahı gizlemekte kullandığım paraları ve evrakları bir kenara fırlattım. "Bu geri kalmış gezegeni dolduran aptal koyun sürüsünden topladığınız vergi parasının hepsini istiyorum." Söylediklerimde ne kada... Devamını görmek için bkz. | |
|