| 11x18 cm, 170 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| Paslanmaz Çelik Sıçan Özgün adı: Stainless Steel Rat Çeviri: Metin Çetin Yayın Yönetmeni: Bülent Somay Kapak Tasarımı: Semih Sökmen Kapak İllüstrasyonu: Chriss Foss |
Kapak ve İç Baskı Yaylacık Matbaacılık Ltd. Mücellit Örnek Mücellithanesi Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Ekim 1995 |
"Kaypak" Jim diGriz, galaksi uygarlığının paslanmaz çelik kentlerinin tavanaralarında, lağımlarında ve kanun boşluklarnda yaşayan bir "Paslanmaz Çelik Sıçan", yani profesyonel bir soyguncuydu. Kanun güçlerini atlatmak, onları komik duruma düşürmek Kaypak Jim'in en büyük eğlencesiydi. Ama bir gün kanun onu yakaladı. Hapse atmak, idam etmek ya da beynini yıkayarak "iyi bir yurttaş" yapmak için değil (bu sonuncusu Jim için ölümden de beterdi!): Hayır, kanun, yani gezegenlerarası "Özel Birim" onu işe almak istiyordu. Kaypak Jim artık yeteneklerini başka suçluları, canileri yakalamak için kullanacaktı. "Tavanın kirişi çöktü ve üç tonluk bir kasa polisin kafasının tam üstüne düştü. Ezilişi çok güzeldi, teşekkürler. Kaçacak delik arayan bir sıçandım ve hiç delik yoktu. Tüm kapılar kilitliydi; açamayacağımı bildiğim halde hepsini tek tek denedim... Elimin altındaki kapı açılır açılmaz yuvarlandım ve o zaman ne olup bittiğini anladım. Kapıyı arkamdan kilitleyip takatsiz kalmış bir hayvan gibi soluyarak karanlıkta kapıya yaslandım. O anda ışık yandı ve masada oturmuş bana sırıtan adamı gördüm." | OKUMA PARÇASI |
Açılış Bölümü, s. 5-8 Büronun kapısı aniden açıldığında oyunun bittiğini anlamıştım. İyi para kazanmıştım ama herşey geride kalmıştı artık. Polis içeri girerken koltuğumda arkama yaslanıp mutlu bir gülümseme takındım. O da bütün diğer polisler gibi kasvetli ve ağır kanlıydı; espriden de anlamıyordu. Daha ağzını bile açmadan söyleyeceklerini hemen hemen biliyordum. "James Bolivar diGriz sizi tutukluyorum. Suçlarınız–" Burada suç kelimesini özellikle bekliyordum, çünkü böylesinin daha etkili olacağını düşünmüştüm. Onu der demez tavandaki barutun patlamasını sağlayan düğmeye bastım, tavanın kirişi çöktü ve üç tonluk bir kasa polisin kafasının tam üstüne düştü. Ezilişi çok güzeldi, teşekkürler. Odadaki toz bulutu çöktüğünde polisin görebildiğim tek parçası hafifçe yamulmuş olan eliydi. El şöyle bir titredi ve işaret parmağı suçlarcasına bana yöneldi. Sesi kasa nedeniyle biraz boğuk, biraz da kızgın çıkıyordu. Aslında polis bir parça kendini tekrar ediyordu. "–Su... Devamını görmek için bkz. | |
|