| ISBN 975-342-333-0 | 13X19,5 cm, 248 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et |
Ayet ve Slogan, 1990 | Vatan Millet Pragmatizm, 1991 | Resmi Tarih Sivil Arayış, 1991 | Sol Kemalizme Bakıyor, 1991 | Ne Şeriat Ne Demokrasi, 1994 | Direniş ve İtaat, 2000 | Derin Hizbullah, 2001 | Nereye Gitti Bu Ülkücüler?, 2003 | Türkiye’nin Kürt Sorunu, 2004 | 100 Soruda Erdoğan x Gülen Savaşı, 2014 | Ji Realîteya Kurd Ber Bi Realîteya Kurdistan ve Serencama Meseleya Kurd, 2016 | Gomaşinen, Hatırlıyorum, 2024 |
Diğer kampanyalar için | |
|
| | Recep Tayyip Erdoğan Bir Dönüşüm Öyküsü Yayıma Hazırlayan: Haldun Bayrı Kapak Fotoğrafı: Ali Ekeyılmaz Kapak ve Grafik Tasarım: Emine Bora, Semih Sökmen |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Eylül 2001 |
"Demokrasi bir tramvaydır, gittiğimiz yere kadar gider, orada ineriz." "Demokrasi ve cumhuriyetimizin temel nitelikleri, üzerlerinde asla pazarlık kabul edemeyeceğimiz hususlardır." "Elhamdülillah şeriatçıyım." "Şeriat devleti lafını ciddiye almıyorum" "Tutturmuşlar laiklik elden gidiyor. Yahu, bu millet istedikten sonra tabii elden gidecek!" "Laiklik, özgürlük ve toplumsal barış ilkesidir." "Emperyalist Batı’nın karşısında İslam’ın haklı çıkışının yer alacağı yeni bir dünyaya doğru gidiyoruz." "Amerikan Başkonsolosu ile Türkiye ile ilgili konuları ve ekonomiyi konuştuk." Türkiye, bir süredir Recep Tayyip Erdoğan’ı ve onun değişip değişmediğini tartışıyor. "Yenilikçilerin neresi yeni?" sorusu hâlâ ortada duruyor. Recep Tayyip Erdoğan, Bir Dönüşüm Öyküsü, bu ve benzeri soruların cevabını vermek için, Erdoğan’ın Kasımpaşalı İslamcılıktan globalist muhafazakarlığa uzanan serüvenini, ilginç ayrıntılarla anlatıyor. Kitap, Erdoğan’ı ve onun kısa süre önce ikiye böldüğü Milli Görüş hareketini en yakından takip eden iki deneyimli gazeteci, Ruşen Çakır ile Fehmi Çalmuk’un ortak ürünü. Yazarlar bir siyasetçinin portresini çizmenin dışında Türkiye’de İslami hareketin son otuz yılını irdeliyor ve bundan sonra olabilecekler hakkında önemli ipuçları sunuyorlar. | İÇİNDEKİLER |
Sunuş
Kasımpaşalı İslamcı Kasımpaşa Dedikleri İmam-Hatip Yılları Tebliğ, Cihad ve Şiddet Flört Etmeden Evlilik Emine Erdoğan Tayyip Erdoğan'ı Anlatıyor Şu Kışlanın Kapısına Refah'lı Yıllar Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan Şiirle Gelen Ceza Karargâh Gibi Cezaevi Fazilet'e Taşınan Mücadele Ne Zaman, Ne Hakkında, Ne Dedi? Bülent Arınç Röportajı
Globalist Muhafazakar Geç Kalmış Liberal Giderayak Niyet Beyanı Sistemle Anlaşma Peşinde Erdoğan Amerikancı mı? Cemaatlerin Tercihi Elveda Cihad Elveda Biat Fazilet'le Birlikte Nikâh da Bitti Erdoğan Kürtlere Bakıyor mu? Erdoğan Post-İslamcılığın Neresinde? Kaset Savaşları Erdoğan Oligarşiye Karşı mı? Değişmedi, Dönüştü
Ek: Dört Metinde Laikliğin Serüveni | OKUMA PARÇASI |
Sunuş, s. 7 Recep Tayyip Erdoğan, 1994 yılında İstanbul Belediye Başkanlığı'na seçildikten sonra parti içinde ayrışma ihtimalini soranlara, bunun medyanın kasıtlı bir propagandası olduğunu söylüyordu: "RP'yi kendi içinde bölme, parçalama çabası. Düşmanca... Maalesef öyle değerlendiriyorum. Zira benim böyle bir iddiam, bu yönde bir adımım yok. Bana, Rabbimin kader planı içinde takdir ettiği rol neyse, bugüne kadar o rolü oynadım." Necmettin Erbakan ile hep usta-çırak ilişkisi içinde olduğunu vurgulayan Erdoğan için Erbakan bir ustaydı ve ustaya vefasızlığı düşünemezdi ve düşünmeyecekti de: "Kaldı ki siyasette benim hocamdır Erbakan. Usta-çırak ilişkisidir bizimki. Şu anda da böyle bir vefasızlığın, yanlışın içinde olmayı hiçbir zaman düşünmedim; istemem." (Tempo dergisi, 28 Kasım 1996) Fazilet Partisi'nin laikliğe karşı eylemlerin odağı olduğu gerekçesiyle kapatılmasından sonra 14 Ağustos 2001 tarihinde Adalet ve Kalkınma Partisi'ni (AK Parti) kuran Erdoğa... Devamını görmek için bkz. | |
Ruşen Çakır, "Geç Kalmış Liberal", s. 139-148 27 Mart 1994 yerel seçimlerinden önce yazdığım bir yazıda, RP içindeki üslup farklılıklarına ilk kez dikkat çekmiş ve bunun ucunun ayrışmaya kadar varabileceğini söylemiştim: "RP içindeki bu ikiliğin ciddi çatışmalara dönüşmemesinin başta gelen nedeni Erbakan'ın mahareti ve karizması. Ancak 'çağdaşlar'ın parti içindeki yükselen grafiklerine denk gelecek yetki talebinde bulunmaları, yani MNP-MSP-RP'yi 22 yıldır yöneten 'nomenklatura'nın iktidarını tehdit etmeleri durumunda bir iç hesaplaşma kaçınılmaz gözüküyor." Kısa bir süre sonra, o ana kadar "Çağdaşlar" diye tanımladığım kanada "Yenilikçiler" adının daha uygun düştüğünü gördüm. 27 Mart seçimleri öncesi, çalışmakta olduğum Milliyet gazetesindeki haber ve röportajlarım ve Pazar Postası'ndaki yazılarımla Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki yenilikçilerin varlığını ve gelenekçilerden farklarını kavramsallaştırmaya çalıştım. Örneğin o dönem Milli GazeteDevamını görmek için bkz. | |
|