| ISBN13 978-975-342-368-7 | 13x19,5 cm, 328 s. |
Liste fiyatı: 264.00 TL İndirimli fiyatı: 211.20 TL İndirim oranı: %20 {"value":264.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"131","item_name":"Ayet ve Slogan","discount":52.80,"price":264.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et |
Vatan Millet Pragmatizm, 1991 | Resmi Tarih Sivil Arayış, 1991 | Sol Kemalizme Bakıyor, 1991 | Ne Şeriat Ne Demokrasi, 1994 | Direniş ve İtaat, 2000 | Derin Hizbullah, 2001 | Recep Tayyip Erdoğan, 2001 | Nereye Gitti Bu Ülkücüler?, 2003 | Türkiye’nin Kürt Sorunu, 2004 | 100 Soruda Erdoğan x Gülen Savaşı, 2014 | Ji Realîteya Kurd Ber Bi Realîteya Kurdistan ve Serencama Meseleya Kurd, 2016 | Gomaşinen, Hatırlıyorum, 2024 |
Diğer kampanyalar için | |
|
| | Ayet ve Slogan Türkiye'de İslami Oluşumlar Kapak Fotoğrafı: Manuel Çıtak Kapak ve Grafik Tasarım: Semih Sökmen |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Kasım 1990 | 13. Basım: Mayıs 2022 |
Ayet ve Slogan, ilk kez 1990 yılında yayımlandı ve kısa sürede konusunda bir klasik haline geldi. Ruşen Çakır, gazeteci ve araştırmacı olarak İslami oluşumlara bakarken, alışılmış bakış açılarını ve klişeleri reddetmiş, konusuna dokunmayı, konusuyla gerçekten ilişkiye geçmeyi tercih etmişti. Ayet ve Slogan'ı böylesine başarılı kılan da bu oldu... Şerif Mardin kitabın 9. basımı için kaleme aldığı Sunuş'ta şöyle yazıyor: "Çakır'ın araştırmaları en az altı özgün araştırma alanına ışık getirmiştir: Türkiye'de İslamlığın liderliğinin kimler tarafından oluşturulduğu; siyasetle olan ilişkileri; İslami teşkilatlanmanın sınırında etkili olan ancak 'icazetli' sayılması mümkün olmayan aydınların fikirlerinin ülkemizde İslamı nasıl etkilediği; liderlerin, bu aydınların da fikirleriyle dini inançları bugünkü bilgi çerçevemizi kullanarak yeni ve 'ideolojik' bir söylemle nasıl yoğurdukları; Türkiye'de ancak bölük pörçük bilgilerle yazıya aktarılan tarikatların yaygın etkisi... "Bu açıdan Çakır'ın kitabı hepimiz için çok önemli bir referans kaynağı olmuştur. Konunun herkesin anlayabileceği bir dille anlatılması, okuyucunun bu yeni bilgi ve süreçleri izlerken duyduğu heyecanı ve kitabı sonuna kadar okuma hevesini azaltmamıştır. Yıllar geçmesine rağmen kitap bu özelliklerini korumuştur. Ayet ve Slogan, Türkiye'de İslami hareketleri anlamak için vazgeçilmeyen bir katkı olarak karşımızda durmaktadır..." | İÇİNDEKİLER |
Önsöz, Şerif Mardin
Bu Kitabın Öyküsü Tarikatlar: Çağla Karşılaşan Tarih Türkiye Cumhuriyeti'nin Ürünleri: İslami Ekoller Yaşanan Dine Karşı "Hakiki" İslam, Düzene Karşı Radikalizm Cemaatten Partiye Güçlenen İslam'ın Sıradışı Yankıları Modern Çağın Hikmet Avcıları: Müslüman Entelijansiya İslam'a Karşı İslam
Kaynakça | OKUMA PARÇASI |
"Bu Kitabın Öyküsü", 1990, s. 11-17 Ben bir gazeteciyim. Ama Ayet ve Slogan son yılların popüler tanımlamasıyla bir "gazeteci kitabı" değil. Çünkü daha önce bir gazete ya da dergide çıkan yazıların, olduğu gibi (ya da ufak tefek rötuşlarla) bir araya getirilmiş hali değil. Dolayısıyla hiçbir basın kuruluşunun koruyucu kalkanına sahip değil. Sorumlulukları yalnızca yazarına (bana) ait. Bu kitabın hatasız ve eksiksiz olduğunu iddia edecek değilim. Ancak bütün bunlara rağmen yayımlanmalıydı, yayımlandı. Hatta geç bile kalındığı söylenebilir. Çünkü böyle bir çalışmanın mükemmelliği yakalayabilmesi, koşullar ne olursa olsun imkânsız. Türkiye'de herhangi bir ideolojik kesimin birçok düzlemde, birçok boyutta ele alındığı çalışmalar yok denecek kadar az. Bazı katıksız anti-komünistlerin soğuk savaş ruh haliyle döktürdükleri dehşetengiz "komünist hareketler raporları" ile "içeriden" yazıldığı için tüm hayati noktalara eğilemeyen, yumurta küfelerinin hep sırtlarda ... Devamını görmek için bkz. | |
Genişletilmiş Yeni Basıma Önsöz, s. 15-20 Bundan on yıl önce Derin Hizbullah adında bir kitap kitapçı raflarında yerini aldığında birçokları bunu Hizbullah ile "derin devlet" arasındaki bağları ifşa eden bir çalışma olduğunu düşünmüştü. Hizbullah'a o zamana dek yüklenen anlamlar akla geldiğinde pek de haksız sayılmazlardı, ancak o kitabın yazarı olarak, Hizbullah'ın derinliğinin devlet içindeki bazı odaklarla var olduğu ileri sürülen ilişkilerden değil, toplumun belli kesimleriyle olan bağlarından kaynaklandığını savunuyordum. Son Ergenekon soruşturmaları bağlamında Hizbullah'ın aslında bir "derin devlet projesi" olduğu iddialarının tekrarlandığını görüyoruz. Fakat bu iddiaların doğru olduğunu kabul etsek bile Hizbullah'ın, bu ülkenin önde gelen toplumsal ve siyasal hareketlerinden biri olduğu gerçeğini reddetmek mümkün olamıyor. On yıl önce bu kitapta Hizbullah'ın geleceğini tartışırken Fransız araştırmacı Gilles Kepel'in "selefi cihadcılar" ... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Mehmet Tezkan, “20 yıl sonra Ayet ve Slogan”, Vatan Kitap, 9 Şubat 2011 Bir kitabı okurken hiç bu kadar heyecanlanmamıştım. Niyesine geleceğim.. Önce kitaba içine girelim. Ruşen Çakır, tarikatları, İslami cemaatleri, oluşumları, dergilerini, hedeflerini, kadrolarını, partilerini anlatmıştı. 20 yıl önce. Dedikleri çıkmış mı? Hem de nasıl. Peki, ne anlatmış; Modernleşen gelenek demiş; İskender Paşa Dergahını anlatmış. Mehmet Zahit Kotku’dan, Mahmut Esat Coşan’a uzanan Gümüşhaneli Dergahı’nı... Daha doğrusu, Nakşibendi tarikatının en büyük kolunu. O dönem işleri zordur. Niye mi? Osmanlı’da, İslam’ın ön planda tutulduğu toplumlarda bireyler nice aşama ve zorluklardan geçerek, elene elene bu tarikatlarda yer alıyorlardı. Bir nevi toplumsal hayatta girme, yer tutma, mevki alma kanalıydı. Cumhuriyet döneminde İslam olmasa bile İslam’ın Ortodoks yorumları baş engel görünüyordu. Bu sebeple işleri zordu. Meşhur İslam dergisini çıkarırlar. Ders, vaaz, sohbet, konfe... Devamını görmek için bkz. | |
|