ISBN13 978-605-316-302-2
13x19,5 cm, 136 s.
Yazar Hakkında
İçindekiler
Okuma Parçası
Eleştiriler Görüşler
Yazarla Söyleşiler
Liste fiyatı: 138.00 TL
İndirimli fiyatı: 110.40 TL
İndirim oranı: %20
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
Nermin Saybaşılı diğer kitapları
Sınırlar ve Hayaletler, 2011
Sanat Sahada, 2017
Mıknatıs-Ses, 2020
AYIN ARMAĞANIAYIN ARMAĞANI
Yücel Kayıran
Efsus'a Yolculuk
3. Basım
Liste Fiyatı: 132.00 TL yerine armağan
Diğer kampanyalar için
 
Nermin Saybaşılı
Çam Pürleriyle Namrun
Grafik Uygulama: Emine Bora
Kitabın Baskıları:
1. Basım: Aralık 2023

"küresel pandeminin başlangıcından sonra yıllardır yüzünü göremediğim, yüzüne hasret kaldığım Namrun yaylasına gittim, daha doğrusu çocukluğumun yaylasına, ilk göz ağrıma geri döndüm. Tarsus’un yaylası Namrun, deniz seviyesinden 1100 m yükseklikteki, Çukurova’nın alev topuna benzer havasından kaçacağınız Toroslar’ın en yüksek bölümü olan Bolkar Dağları’nın eteklerinde yeşil, yemyeşil bir dünyadır. yeni, “modern” ismi Çamlıyayla, ama ben bu isme hiç alışamadım. yabancılaştırma efekti taşıyor bu sözcük, resmi tarihin hoyratlığının simge ismi oluveriyor zihnimde. Türkçeleştirmenin hafızayı silme gayretinin bu emareleriyse on altıncı yüzyıldan itibaren kullanılan ismiyle Namrun’un yeşil doğasına uyuyor da uymuyor, neyse ki oraya hiç yerleşemiyor.

"Namrun’a son gidişim bir geri dönüş hikâyesi olacaktı, daha yola çıkmamışken bunu biliyordum. tıpkı eski çocukluk günlerindeki gibi üç ay kaldım Namrun’da, temmuzda gidip ekimde geri döndüm. kısmet o güneymiş, demek isterdim ama değil. kültürel bir karabasanın dünyayı ev bellediği geniş bir zamanda aklıma Namrun’un düşmesi, yüzümü belli bir tarihsel zamanın ve o zamanın vadettiği doğaya çevirişim tesadüfi olamazdı.

"yaylada düşünürdüm. doğa da düşünür. en iyi doğada düşünür insan.

"anneannemlerin yayla evinin büyük odasında koyu ahşap çerçeveli bir ayna asılıydı. televizyonlu odada duran sırları az biraz dökülmüş bu eski aynada kendime bakmaktan çok yüzeyindeki kat kat olmuş çizgileri tarihin çizelgesi gibi dikkatlice okumaya çalışırdım. hayat su gibi mi akmıştı? aksa bile geçip gitmemiş diye düşünürdüm. harelenen aynanın yüzeyindeki çizgileri kaybetmemeye çalışan gözlerim aynadaki sırların kuyusuna düşüverirdi. hayat bir sır mıydı?"

—Nermin Saybaşılı

İÇİNDEKİLER
çam ağacı(m). Toros sediri
dünya beni unutsun!
büyük anahtar
serin yeşil
kale ve kalem
kaplumbağa kabuğu
yol/cu
yeşil kurbağa
sofalar, o yazlık salonlar
sedir
köşk
komşu kapısı
sandık odası, masal odası
şiir
ses seker
şifacı büyükanne
sihirbaz karıncalar
yüksük
resim gibi
dünya bir bahçeymiş
kızılcık
cızzak ve salıncak
hayalet-evler
mavi kelebek
kurbanlık. ötekilik
yılan akar
sarmaşıklı tuvalet
radyonun manzarası
dolmuş pikapları
el feneri
değnek ile baston
sapan
telli mutfak dolabı
yayla simiti
karsambaç
yaylada yaylanır beden
kimlerdensin?
Zevzek Tepesi
suyun aynasında
yol-dere
su yürüyüşü
çın çın tarlalar
dağ-bulut
çocuk imecesi
yaz ve yas
iğne oyası
güz çiçeği
Akdeniz beyazı perdeler
simbeyaz
sır-ayna

OKUMA PARÇASI

çam ağacı(m). Toros sediri., s. 11

küresel pandeminin sürgit günlerinin başlangıcından yaklaşık bir altı ay sonra yıllardır yüzünü göremediğim, yüzüne hasret kaldığım Namrun* yaylasına gittim, daha doğrusu çocukluğumun yaylasına, ilk göz ağrıma geri döndüm. Tarsus’un yaylası Namrun, deniz seviyesinden 1100 m yükseklikteki, Çukurova’nın alev topuna benzer havasından kaçacağınız Toroslar’ın en yüksek bölümü olan Bolkar Dağları’nın eteklerinde yeşil, yemyeşil bir dünyadır. yeni, “modern” ismi Çamlıyayla, ama ben bu isme hiç alışamadım. yabancılaştırma efekti taşıyor bu sözcük, resmi tarihin hoyratlığının simge ismi oluveriyor zihnimde. Türkçeleştirmenin hafızayı silme gayretinin bu emareleriyse on altıncı yüzyıldan itibaren kullanılan ismiyle Namrun’un yeşil doğasına uyuyor da uymuyor, neyse ki oraya hiç yerleşemiyor.

Namrun’a son gidişim bir geri dönüş hikâyesi olacaktı, daha yola çıkmamışken bunu biliyordum. tıpkı eski çocukluk günlerindeki gibi üç ...

Devamını görmek için bkz.
ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER

Emek Erez, "Geri çağrılan geçmiş", Gazete Duvar, 15 Aralık 2023

Giorgio Agamben Çocukluk ve Tarih [1] adlı metnine şöyle başlar: "Günümüzde deneyimi konu eden her söylem, deneyimin artık yaşanılmasına izin verilen bir şey olmadığının kanıtlandığı gerçeğinden hareket etmelidir. Çağdaş insan kendi öz yaşam öyküsünden yoksun kaldığı gibi, deneyimi de elinden alınmıştır; hatta insanın deneyimleme ve deneyimlerini aktarma yetisine sahip olmayışı belki de kendisiyle ilgili nadir verilerden biridir." Deneyimler insana bir "öz yaşam" öyküsü verir. Bu öykü, kişinin ne olduğunu belirleyen bir yerde durur. Agamben’in sözünü ettiği gibi modern dünyanın deneyimleri olumsuz etkilediği fikrine katılabiliriz ancak kişinin "öz yaşam öyküsünü" kurarken hâlâ bir hayat tecrübesiyle hareket ettiğini söylemek gerekir. Burada belki bir biçim değişikliğinden söz edilebilir; yaşamlarımız hıza uygun, sürekli enformasyona maruz kaldığımız, gündelik yaşamın a...

Devamını görmek için bkz.

Funda Şenol, "Eski bir ev olarak çocukluk”, Gazete Duvar, 5 Ocak Cuma 2024

Bu yazım başlığından anlaşılacağı gibi belli bir yaş üzerine hitap ediyor. Yaşlılığa doğru yol alırken fiziken dönüşü olmayan yaşam evrelerinize, çocukluğunuza, gençliğinize, bilinçliyken veya rüyadayken sık sık dönüyor, ya burnunuzun direğinde sızı hissediyor ya da yeniden travmatize olmuş halde buluyorsunuz kendinizi. Çocukluğunuzun iyi mi, kötü mü geçtiğine (ki iyi-kötü de tartışılır) bağlı olarak bu halet-i ruhiye değişse de, genelde nostalji duygusu ve güzel hatıralar galebe çalıyor. Çocukluk travmaları, uyarına gelirse bir uzmana anlatılmak üzere bastırılıyor muhtemelen. Aile sırları olarak empoze edilen tecrübeleri açık etmemek yönündeki ahlaki ketin yanı sıra zihin kendini korumaya mı alıyor ne?

Çam pürleriyle Namrun’dan, ceviz tetiriyle Niğde’ye…

Yakın zamanda Nermin Saybaşılı’nın, Tarsus’un yaylası Namrun’da geçirdiği çocukluk yazlarını andığı, dah...

Devamını görmek için bkz.
 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2024. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X