| ISBN13 978-605-316-194-3 | 13x19,5 cm, 280 s. |
Liste fiyatı: 300.00 TL İndirimli fiyatı: 240.00 TL İndirim oranı: %20 {"value":300.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"11403","item_name":"Beckett","discount":60.00,"price":300.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Beckett Özgün adı: Beckett Çeviri: Nesrin Demiryontan Yayıma Hazırlayan: Savaş Kılıç Kapak Tasarımı: Emine Bora |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Mayıs 2020 |
Samuel Beckett pek tanınmayan İrlandalı bir yazarken, Wilfred R. Bion’la Londra’da gerçekleştirdiği bir psikanaliz tedavisinden yıllar sonra yirminci yüzyılın en büyük yazarlarından, Bion da psikanalizin en özgün kuramcılarından biri olacaktı. Yaratıcı sürece ilgi duyan psikanalist Didier Anzieu, bu tedavinin seyrini, girdiği çıkmazı, bir otoanaliz biçiminde yeniden ele alınışını ve bu aşamanın hem yazar üzerindeki tedavi edici etkisini hem de yazarda edebi açıdan nasıl bir verimliliğe yol açtığını anlatıyor. Anzieu’nün kitabı denemeden, klinik gözlemden, seyir defterinden ve biyografiden izler taşıyor. Yazar yeri geldiğinde, hakkında yazdığı yazara da öykünüyor, onun üslubunu yakalamaya çalışıyor. Bazen okumanın, bazen de yazının bir savunusuna girişiyor. Neredeyse kırk yıl boyunca büyüsüne kapıldığı yazar hakkında kitap yazan bir psikanalistin bu sıradışı okuma, yorumlama ve yazma günlüğünün edebiyat, psikanaliz ve yazmakla ilgilenen okurların ilgisini çekeceğine inanıyoruz. | İÇİNDEKİLER |
Çevirmenin Notu Birinci Bölüm İkinci Bölüm Üçüncü Bölüm Dördüncü Bölüm Beşinci Bölüm Altıncı Bölüm Yedinci ve Sonuncu Bölüm Not 1: Watt’ın Sam’e Yönelik Anlatılarındaki Tersine Çevirmeler Üzerine Not 2: Palindrom Üzerine Not 3: Beckett Filmolojisi Üzerine Not 4: Müziğe Uyarlama Üzerine Not 5: Beckett’ın Yapıtında Alkolizmin Çalışması Not 6: Daha Kötüsünü Daha İyi Yapmak Not 7 Bitiş Kronoloji Kaynakça | OKUMA PARÇASI |
Birinci Bölüm, s. 11-13 Özet. Bu ilk bölümü okur için özetlemek zor çünkü okurun kim olduğunu ve okumanın hangi duygulanıma dayandığını pek bilmiyoruz. Yazar –peki uygun ad bu mu?– kendini “tutkulu” bir Beckett okuru ve tedavi etmeye çalışan bir psikanalist olarak sunuyor... kimi, neyi? İş işten geçtikten sonra Beckett’ı ve onun yıkıcı yazma düşkünlüğünü mü? Kendini ve kendi tedavi edici okuma düşkünlüğünü mü? Yazar, Beckett’ta kendini mi psikanalize tabi tutuyor? Sonunda Beckett bir psikanaliste teslim olmasa da en azından bu psikanaliste gelecek mi? Yani olay birliğini oluşturan şeyi anlamakta oldukça yetersiz kalıyoruz. Zaman birliği hem geniş, hem de anlaşılması kolay: Biri için verili bir anda var olan şey ile başka biri için başka bir anda var olan şey arasında fark yok; daima şimdiki zaman; tabii temsil edilebilir olması koşuluyla. Ama, her biri kendi tarzında olmak üzere, yazı ve psikanalizin yaptığı şey de bu değil mi? Buna karşıl... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
İbrahim Varelci, "Yaratıcı Süreçle İlgilenen Bir Psikanalistin Samuel Beckett Okuması", edebiyatburada.com, 29 Haziran 2020 Yazmak bir tedavi biçimi midir? Peki ya konuşmak? “Ben buna inanmıyorum, konuşmak başka şeylerden daha çok acı veriyor.” Kitapta geçen bu kısacık diyalog, bana kalırsa, kitabın özeti. Konuşmayı, bir tedavi şekli olarak, yazmaya tercih ettiğinin kanıtı elimizdeki bu kitap. “Beni bu kadar boğmasına rağmen neden Beckett okumaya devam ediyorum? Beni rahatsız eden yazıları okumaya neden bu kadar düşkünüm?” Bu soruları yazar kendine yöneltiyor. Beckett okumaktan kendini alamayanlar adına yapılan bir sorgulama bu. Kişi kendisine ıstırap veren metinleri neden okur? İnsanlar neden kendileri için zararlı kişilere, yaşam biçimlerine bağlanırlar? İnsanlar ilk yaşam deneyimlerine bağlanırlar. Burada psikanaliz devreye girer. İnsanın kendisiyle kökensel bir karşılaşmaya girişmesi. Kitabın özü burada yatıyor. Psikanalist talimat vermez. İzler... Devamını görmek için bkz. | |
Emek Erez, "Didier Anzieu, Beckett ve başka şeyler", Gazete Duvar, 30 Mayıs 2020 Metinler üzerine düşünmenin, yazarlarla yapıtları üzerinden ilişki kurmanın türlü yolu var. Kitaplarla düşünerek, onları yaşamının parçası hâline getirenler için bir yöntem bulmanın, bir şekilde metni açmanın, yorumlamanın, heyecanlandırıcı olduğu kadar zahmetli bir yanı olduğu da tartışılmaz. Bu durum yıllarca üzerine kafa yormayı, emek harcamayı, geceyi gündüze eklemeyi beraberinde getiriyor. Çünkü ortada bir metin var ki -bu bir sinema, dizi, video veya kitap fark etmez- ondan kendi metnini ortaya çıkarmanın hazzı epey tatmin edici olsa da o âna ulaşana kadar geçen süreç, onu gerçekleştirme çabası veren için çoğu zaman zorlu bir deneyim olabiliyor. Foucault bir yerde şöyle diyordu: “Yargılamaya değil; bir eseri, bir kitabı, bir düşünceyi hayata geçirmeye çalışan bir eleştirinin düşünü kurmaktan geri duramıyorum. Bu eleştiri ateşi harlayacak, çimenlerin büyümesini izleyecek, rü... Devamını görmek için bkz. | |
|