ISBN13 978-975-342-760-9
13x19,5 cm, 200 s.
LİSTE DIŞI
BASILMAYACAK
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
Roberto Bolaño diğer kitapları
Vahşi Hafiyeler, 2007
Uzak Yıldız, 2008
AYIN ARMAĞANIAYIN ARMAĞANI
Diğer kampanyalar için
 
Katil Orospular
Özgün adı: Putas asesinas
Çeviri: Peral Bayaz
Yayıma Hazırlayan: Müge Gürsoy Sökmen
Kapak Tasarımı: Emine Bora
Kitabın Baskıları:
1. Basım: Şubat 2010

"Kadınlar katil orospulardır, Max, hasta bir ağaçtan ufku seyreden soğuktan donmuş maymunlardır, karanlıkta ağlayarak, hiçbir zaman söyleyemeyecekleri sözlerin peşinde, seni arayan prenseslerdir. Yaşamımızı yanlışlıklarla planlıyor ve yaşıyoruz." -Böyle diyor bu kitaba adını veren öykünün kahramanı (Katil mi? Orospu mu? Yoksa ikisi birden mi?)

"Yeryüzünde Son Günbatımları" öyküsünde giderek cehennem azabına dönüşen bir Acapulco yolculuğu anlatılıyor. "Dişçi", gizemli bir delikanlı ile onu uçurumun tepesinden seyreden görmüş geçirmiş iki yetişkinin öyküsü. "Buba"da üç bölümde bir futbol öyküsü anlatılıyor: Bir Latin Amerikalı, bir Afrikalı ve bir İspanyol oyuncunun içine kara büyü sızan maceraları. "Dans Notları"nda Pablo Neruda ile dans etmemek için 69 neden öne sürülüyor.

"Lalo Cura'nın Tasavvurları"nda ise kendimizi uyuşturucu kaçakçıları ile porno film yönetmenlerinin arasında buluyoruz. "Fotoğraflar"da, Vahşi Hafiyeler'in kahramanı Arturo Belano yeniden karşımıza çıkıyor.

İspanyol dilinin vazgeçilmez seslerinden biri olarak kutsanmış bir yazardan göz kamaştırıcı on üç öykü.

İÇİNDEKİLER
Göz Silva
Gómez Palacio
Yeryüzünde Son Günbatımları
1978 Günleri
Fransa’da ve Belçika’da Bir Aylak
Lalo Cura’nın Tasavvurları
Katil Orospular
Dönüş
Buba
Dişçi
Fotoğraflar
Dans Notları
Enrique Lihn’le Buluşma
OKUMA PARÇASI

Dönüş’ten, s. 116-118.

Bir iyi bir de kötü haberim var. İyi haber: Ölümden sonra hayat (ya da benzer bir şey) var. Kötü haber: Jean-Claude Villeneuve bir ölüsevici.

Ölüm beni Paris'te bir diskotekte sabaha karşı dörtte buldu. Doktorum beni uyarmıştı ama akıl her zaman üstün gelmiyor. En tehlikeli tutkularımın dans ve içki olmadığına inanmıştım, yanılmışım (bundan hâlâ pişmanlık duyarım). Ayrıca, FRACSA'daki rutin meşguliyetim, işimde ve insanların çok kullandıkları bir deyimle iç dünyamda bulamadığım o şeyi, aşırılığın verdiği doyumu, her gece Paris'in o günlerde moda olan eğlence merkezlerinde aramama neden oluyordu.

Ama bundan söz etmemeyi, ya da bu konulara mümkün olduğu kadar az değinmeyi yeğliyorum. Kısa bir süre önce boşanmıştım, otuz dört yaşındaydım, ölümüm birden gerçekleşti. Ne olduğunu anlayamadım bile. Kalbimde bir anlık bir sancı, hayallerimin kadını Cecile Lamballe'nin sakin yüzü ve dans pisti, pistteki insanları ve gölgeleri yutarcasına çılgınca dönmeye başladı ve bir an her şey karardı.

Sonrası tıpkı bazı filmlerde görüldüğü gibi oldu, bu noktada bazı açıklamalar yapmak istiyorum.

Hayattayken öyle akıllı, parlak biri değildim. Hâlâ değilim (gerçi son zamanlarda epey düzeldim). Akıllı derken düşünerek hareket eden demek istiyorum. Ama belli bir girişkenliğim ve zevkim var elbette. Demek istediğim, kaba saba biri değilim. Nesnel olarak söylemek gerekirse, kaba insanlardan her zaman uzak durmuşumdur. Doğru, işletme okudum, ama bu z...

Devamını görmek için bkz.
ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER

Zeynep Heyzen Ateş, “Güzel kelimelerin ve mistik gerçekçiliğin adamı”, Radikal Kitap Eki, 19 Şubat 2010

Bir yazar, yazarların ülkeleri dilleridir demişti. Kulağa demagojik geliyor ama ona katılıyorum.” Böyle diyordu kendinizi Güney Amerikalı mı yoksa İspanyol olarak mı görüyorsunuz sorusundan sıkılan Roberto Bolano 1999 yılında aldığı Romulo Gallegos Prize’ın ödül töreninde. Venezuela hükümeti tarafından yılın en iyi İspanyolca romanına verilen bu ödülü Vahşi Hafiyeler romanıyla kazanmıştı ve kariyerinin belki de zirvesindeydi. Bundan yaklaşık on yıl sonra 2666’nın İngilizce çevirisi akla hayale sığmayacak bir başarı elde edecek ama ne yazık ki yazar o günleri göremeyecekti.

Latin Amerikalı iki şairin yirmi yıla yayılan hikâyesini anlatan Vahşi Hafiyeler, Bolano’yu edebiyatın meşhur isimleri arasına kattı, Güney Amerika’nın en önemli yazarlarından birine dönüştürdü. Marquez ve Ariel Dorfman gibi yazarların onu ‘yaratıcı’ ve ‘yetenekli’ gibi ciddi iltifatlar olarak değerlendirilmesi gereken sıfatlarla nitelemelerine yol açtı. O dönemde kendisi ne ün ne de ekonomik değer olarak bu iki ismin yakınından bile geçmiyordu ama önünün açık olduğu kesinleşmişti.

Bu yazıya Pessoa’nın sözüyle başlamamın en önemli nedeni, Roberto Bolano’nun en sık karşılaştığı “Nerelisiniz, kendinizi nereli olarak görüyorsunuz?” sorusunun yanıtının Bolano’nun edebiyatında önemli bir rol oynaması. 1953 yılında Şili’de doğan ama yirmi yıldan uzun süre İsp...

Devamını görmek için bkz.

Elif Tanrıyar, “Latin Amerika’nın içli sesi”, Sabah, 30 Mart 2010

Elif Tanrıyar, dünya edebiyatının yeni yükselen değeri Şilili yazar Roberto Bolaño’yu kesfetmek için Katil Orospular kitabının ideal bir baslangıç noktası olduğunu söylüyor.

Roberto Bolaño, kıymeti ölümünden sonra anlaşılan yazarların ilki değil ve sonuncusu da olmayacak kuşkuşuz. Ama bugünlerde tüm dünyada öylesine bir Bolaño rüzgârı esiyor ki dikkatleri çekmeyecek gibi de değil! Edebiyatta yaşanan bu Bolaño kasırgası önce Latin dünyasını ve çok geçmeden de tüm dünyayı vurdu. Ve her geçen gün de artıyor. Roberto Bolaño aslında edebiyata ilk şair olarak adım atmış. Ancak şair olarak istediği başarıyı gösterememiş ve galiba yazdıklarını kendisine bile pek beğendirememiş! Evlendikten sonra para sıkıntısı baş gösterince düz yazıya geçmeye karar vermiş ve ilk romanlarının basıldığı 40’lı yaşlarından itibaren şansı dönmüs. Onun en önemli iki romanından biri olarak gösterilen Vahşi Hafiyeler ile Latin Amerika’nın Nobel’i olarak görülen Venezüella, Romulo Gallegos Ödülü’nü kazanmış. Eh bütün bunlar ona bir şöhret kazandırmış elbette ama mizacı üstünde pek bir değişiklik yaratmamış anlaşılan çünkü o dönem edebiyat çevrelerinde biraz saldırgan ve kural dışı tavırlarıyla tanınmıs. Tıpkı öykülerindeki kahramanları gibi hep biraz ayrıksı, fazlasıyla özgür ve sıra dışı olmuş. Ancak ona bugünkü asıl söhretini kazandıran kitap, ölümünden bir yıl sonra 2004 yılında basılan 2666 ...

Devamını görmek için bkz.

Ceylan Koryürek, “Katil Orospular”, Cumhuriyet Kitap Eki, 8 Temmuz 2010

Roberto Bolaño Şilili bir yazar. Pinochet'nin darbesinden sonra direnişe katıldı, tutuklandı ama kurtuldu. Hayatının geri kalanını sürgün yaşadı. Yazları bağbozumu, gece bekçiliği, bulaşıkçılık, satıcılık gibi çeşitli işlerde çalıştı. 'İnfrarealist şiir hareketi'ni başlattı, sonra düzyazıya döndü. İlk romanları kırk yaşında basılmaya başlandı. Katil Orospular'la beraber Türkçeye çevrilmiş üç kitabı var.

Azrail'in namlusundan çıktı mı kurşun, ölüm karşısında sıfır yerine geçen hayat, işte denkleşti her şey. Roberto Bolaño, ölü bir ozana verilen ödülle, alkışlarla dünyada kendini 'suskunluğa adayan' ölüme karşı. Katil Orospular kitabının ismi beni dehşete düşürdü, ilerleyen sayfalarda ismin hayatın acımasızlığıyla özdeşleştiğini gördüm, sanki insanlar buharlaşıyor gölgeleri kalıyor, gölgeleri onların katili oluyordu.

Yaşama kavgası içinde ilerleyen zamana karşı kuşkuyla bakarken ikna edilmeyi bekleyen düşünceler ile yalnızlık denizinde açılıp karadaki insanları gözleyen Roberto Bolaño'yu görüyorum. Kıyıdaki yalnız ve sürgün insanlara bakıyor. Hikâyeleri sanki fotoğraf karesinde canlanan karakterler, söylemek istediği yarıda kalmış şeyler, yalnızlığı uyuşturan aşksız seksler, sonrasında soğuk duvarlar.

Peki, bu hikâyeleri bu kadar canlı kılan ne? Sürgündeki insanların yaşama çabasında, hayatlarına karşı oynadığı kumar. Ölüm acısı gibi taşıdıkları geçmiş, yeni...

Devamını görmek için bkz.
 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2025. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X