| ISBN13 978-975-342-760-9 | 13x19,5 cm, 200 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | Elif Tanrıyar, “Latin Amerika’nın içli sesi”, Sabah, 30 Mart 2010 Elif Tanrıyar, dünya edebiyatının yeni yükselen değeri Şilili yazar Roberto Bolaño’yu kesfetmek için Katil Orospular kitabının ideal bir baslangıç noktası olduğunu söylüyor. Roberto Bolaño, kıymeti ölümünden sonra anlaşılan yazarların ilki değil ve sonuncusu da olmayacak kuşkuşuz. Ama bugünlerde tüm dünyada öylesine bir Bolaño rüzgârı esiyor ki dikkatleri çekmeyecek gibi de değil! Edebiyatta yaşanan bu Bolaño kasırgası önce Latin dünyasını ve çok geçmeden de tüm dünyayı vurdu. Ve her geçen gün de artıyor. Roberto Bolaño aslında edebiyata ilk şair olarak adım atmış. Ancak şair olarak istediği başarıyı gösterememiş ve galiba yazdıklarını kendisine bile pek beğendirememiş! Evlendikten sonra para sıkıntısı baş gösterince düz yazıya geçmeye karar vermiş ve ilk romanlarının basıldığı 40’lı yaşlarından itibaren şansı dönmüs. Onun en önemli iki romanından biri olarak gösterilen Vahşi Hafiyeler ile Latin Amerika’nın Nobel’i olarak görülen Venezüella, Romulo Gallegos Ödülü’nü kazanmış. Eh bütün bunlar ona bir şöhret kazandırmış elbette ama mizacı üstünde pek bir değişiklik yaratmamış anlaşılan çünkü o dönem edebiyat çevrelerinde biraz saldırgan ve kural dışı tavırlarıyla tanınmıs. Tıpkı öykülerindeki kahramanları gibi hep biraz ayrıksı, fazlasıyla özgür ve sıra dışı olmuş. Ancak ona bugünkü asıl söhretini kazandıran kitap, ölümünden bir yıl sonra 2004 yılında basılan 2666 olmuş (meraklısına not, 2666 maalesef Metis’in yayın planında bulunmuyor!). Bolano’nun sırrı, melankolik dilinde ve post modernistlerin bile hızla demodeleştiği günümüz edebiyat dünyasında, ayakları hâlâ yere basan, hayatın içinden kopup gelen yazım tarzında saklı. Latin Amerika denilince akla büyülü gerçekçilik gelir, Bolaño ise tam tersine aşırı gerçekçilik akımını savunan ve insanın suratına çarpan sıkı bir gerçekçilikle yazan bir yazar olmuş her zaman. Emine Bora tasarımı, müthiş güzel kapağıyla da dikkat çeken Katil Orospular da yine yazarın diğer eserlerinde olduğu gibi onun yaşamından ve politik geçmişinden izler taşıyor. Kitapta yer alan toplam 13 öykünün hepsi de mistik ve melankolik bir iklime sahip. Kendi hayatıyla benzer paralellikte Meksika, Barselona ve Paris’te geçen öyküler, son derece sade bir üslup ve yalın bir dille yazılmış. Bolaño’nun asıl ustalığı ise sıradan dünyaların sıradan insanlarının içinde saklı duran gizli ruhu bulup çıkarmasında yatıyor. Neredeyse kıpırtısız bir atmosferle açılış yapan kimi hikâyeler her an bir tekinsizliğin baş göstereceği saklı bir duyguyla gittikçe tırmanan bir gerilim yaratırken, kimileri de akla hayale gelmeyecek sefalet ve şiddet dolu dünyaları anlatarak gerçeğin en çiğ halini tokat gibi çarpıyor. Yabancı ülkelerdeki sürgün yaşamı ve diğer sürgünlerle olan ilişkiler, hep bir kaçaklık hissi, yollardaki özgürlük duygusu, şiddet ve sefaletin yanı sıra tarihin unutulan melankolik şairleri, filmler, resimler, şarkılar ve sanat da hemen her öyküde en çok yinelenen ortak konuları oluştururken; bir anda mizah yüklü bir çağdaş hayalet öyküsü ya da büyülü bir futbolcu hikâyesiyle de beklenmedik bir şekilde karşılaşabiliyoruz. Bolaño, neredeyse sihirli bir şekilde hiç tatmadığınız iguana etinin lezzetini duyumsatmayı da hiç dinlemediğiniz yerel bir sarkının tınılarını hissetmenizi de başarıyor. Dilinin sadeliğinden bahsetmiştik ama kimi öykülerde kurgu sizi çok zorlayabiliyor. Gerçeklerle kâbusların birbirine karıştığı ortamlar zihninizi yorarken, anlatılmak isteneni çoğu zaman gözlerinizle değil de hislerinizle kavrıyorsunuz. Merak duygusu ise hep sürüyor, ancak çoğu zaman ucu açık biten öyküler bulmacayı çözmenize asla izin vermiyor. Ve o merak hissiyle birleşen öykülerden kopup gelen kimi resimler, okuduktan çok sonra da öyküleri tekrar tekrar hatırlamanıza neden oluyor. Bir söyleşisinde edebiyatı ‘orospu’ olarak tanımlayan ama ölene dek de ona sadık kalan Bolaño, ölümünden sonra keşfedilen yeni eserlerinin de gün yüzüne çıkmasıyla belli ki uzun süre daha yeni gözde olmayı sürdürecek ve büyük ihtimalle gelecekte büyük ustaların arasında yer alacak. |