| ISBN13 978-975-342-636-7 | 13x19,5 cm, 320 s. |
Liste fiyatı: 256.00 TL İndirimli fiyatı: 204.80 TL İndirim oranı: %20 {"value":256.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"374","item_name":"Sekülerliğin Biçimleri","discount":51.20,"price":256.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Sekülerliğin Biçimleri Hıristiyanlık, İslamiyet ve Modernlik Özgün adı: Formations of the Secular Christianity, Islam, Modernity Çeviri: Ferit Burak Aydar Yayıma Hazırlayan: Bülent Doğan Kapak Resmi: Emîr Husrev Dehlevî Kapak Tasarımı: Emine Bora |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Kasım 2007 | 4. Basım: Ocak 2024 |
Talal Asad, Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın pek çok yerinde sert kamusal tartışmalar yaratan bir kavram olan laikliği ya da sekülarizmi, genellikle dinleri konu almış olan antropolojinin araştırma nesnesi haline getiriyor bu kafa açıcı kitabında. Wittgenstein'dan esinlenen bir perspektif benimseyen Asad, bu kavramın Hıristiyanlık ve İslam tarihi içinde izlediği gelişim sürecini izliyor: Din ve sekülarizm etrafındaki kavramlar "gramer"indeki değişikliklerin, bu tarih içindeki pratik değişiklikleri nasıl dile getirdiğini analitik bir biçimde serimliyor. Ona göre, dini ve seküler gibi kavramlar esasen sabit kategoriler değil, iç içe geçişler ve kopmalarla dolu devingen kategoriler. Modern seküler anlayışların biçimlenişinde faillik ve acı kavrayışlarının, insanın acıyı ortadan kaldırma sorumluluğu hakkındaki fikirlerin çok önemli bir yeri olduğunu gösteren Asad, buradan işkence, zulüm ve savaş konusuna geçerek seküler devletlerde bunların nasıl meşrulaştırılabilmiş olduğunu inceliyor ("İnsan yaşamı kutsaldır, ama yalnızca devletin tanımladığı belirli bağlamlarda"). Ardından insan hakları anlayışının gelişimine değinerek, kimin insan sayıldığı kimin sayılmadığı noktasından hareketle Müslümanlara yönelik önyargıların ve ayrımcılığın altında yatan sömürgecilik mazisini, milliyetçilik-sekülarizm ilişkisini ve bunlarla bağlantılı sekülerleştirme çabalarını inceliyor. Batı ve İslam düşüncesinde dinin yeri konusundaki yetkin araştırmalarıyla tanınan Asad’ın bu kitaptaki analitik, serinkanlı yaklaşımının, laiklik, sekülerlik, din gibi kavramlar konusunda tam bir kafa karışıklığının yaşandığı entelektüel ve siyasi ortamımızda hak ettiği ilgiyi görüp verimli tartışmalar yaratacağını umuyoruz. | İÇİNDEKİLER |
Giriş: Sekülarizm Hakkında Düşünceler
Seküler
1. Sekülarizm Antropolojisi Diye Bir Şey Olsa Neye Benzerdi? Kökenlere İlişkin Bir Okuma: Mit, Hakikat ve Güç "Kutsal" ve "Dindışı" Üzerine Bir Yan Tartışma Mit ve Kutsal?Kitaplar Şamanizm: Esinlenme ve Duyarlılık Mit, Şiir Sanatı ve Seküler Duyarlılık Demokratik Liberalizm ve Mit Sonsöz Yerine: Seküler Üzerine İki Modern Metin
2. Faillik ve Acı Üzerine Faillik Acı Din Tarihinde ve Etnografyasında Faillikle İlgili Acı Ahlaki Faillik, Sorumluluk ve Ceza Bitiriş Yorumu
3. Zulüm ve İşkence Üzerine İşkencenin İki Tarihi İşkenceyi Kaldırmak Dünyayı İnsanlaştırmak "İşkence"nin Sunumu: Kasıtlı Zalimlikle Hareket Etmek Kişinin Kendisini "Zalimce ve Onur Kırıcı Davranışa" Maruz Bırakması
Sekülarizm
4. İnsan Hakları Aracılığıyla "İnsan"ı Kurtarmak Doğal Haklar Üzerine Birkaç Söz Egemen Birey ve Egemen Devlet İnsanın Kurtarılması Kendi Kendinin Sahibi "İnsan" Özneleri "İnsan" Sıfatıyla Dahil Etmek ya da Hariç Tutmak
5. Avrupa'da Bir "Dini Azınlık"?Olarak Müslümanlar Müslümanlar ve Avrupa Fikri İslam ve Avrupa Anlatısı Modern Avrupa'nın Değişen Sınırları mı? Avrupa Liberal Demokrasisi ve Azınlıkların Temsili
6. Sekülarizm, Ulus-Devlet ve Din Milliyetçilik Sekülerleşmiş Din Olarak mı Anlaşılmalıdır? Yoksa İslamcılık mı Milliyetçilik Olarak Anlaşılmalıdır? Bazı Önemli Sorular
Sekülerleşme
7. Sömürge Mısır'da Hukuk ve Ahlak Alanının Yeniden Düzenlenişi Hukuk Reformunun Hikâyesi Niçin Bu Reform? İslam Hukukunda Reform Yoluyla İslamda Reform Ahlaki Özerklik ve Aile Hukuku Modern "Aile" Modern Ahlak Açısından Seküler Hukukun Tanımlanması Ortaçağ "Fıkıh"ı Üzerine Bir Yan Tartışma Geleneksel Bir Disiplin Olarak Şeriat
Sonuçlar
| OKUMA PARÇASI |
3. Bölüm: Zulüm ve İşkence Üzerine, s. 123-130. Sekülarızmin en önemli saiklerinden birisi de, dinin sık sık önayak olduğu ve meşrulaştırdığı zalimlikleri –bu dünyada başkalarının canlı bedenine kasıtlı olarak acı çektirme ve zihinlerinde sıkıntı yaratma eylemlerini– sonlandırma arzusu olmuştur. İddialara göre ancak seküler bir anayasa dini azınlıklara yönelik dini şiddeti ve hoşgörüsüzlüğü –tümüyle ortadan kaldıramasa bile– dizginleyebilir. Kurumsal din ile zalimlik arasında kurulan bu sıkı bağın kökleri Batı Avrupa'nın din savaşları deneyiminde ve seküler Aydınlanma denen karmaşık harekettedir. Fakat bu bakış açısı yirminci yüzyılın dinle zerrece alakası olmayan yıkıcı zalim güçlerini –Nazi Almanyası, Stalin Rusyası, İmparatorluk Japonyası, Kızıl Khemerler, Mao'nun Çin'i– ve on dokuzuncu yüzyılda Afrika ve Asya toplumlarının Avrupalı güçlerce yine dinle hiçbir alakası olmayan zalimce fethini görmezden gelme eğilimindedir. Elbette seküler zalimliğin bu örnekleri k... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Amed Gökçen, "Hıristiyanlık, İslamiyet ve modernlik içinde sekülerlik", Agos Kitap/Kirk, 15 Şubat 2008 “Din” ve onu besleyen, ondan beslenen, onun yapı taşlarını oluşturan mekanizma ve oluşumlara ilişkin söylemlerin her geçen gün farklı mecralarda tartışıldığı görülüyor. Bir şekliyle aslında dini bir fikirden yola çıkarak tavır geliştirmeyen “oluşum”ların ve devletlerin bile artık aşağı yukarı hangi mezhep veya din eksenli politika geliştirdikleri herkesçe biliniyor. Çünkü “din” artık sadece kutsal bir görev değil bir gelenek, bir “ödev” anlamı da taşıyor. Bu sebeple “din” ve onun “yollar”ı gündelik hayatımızda daha fazla yer tutuyor. Tartışma, sadece, doğrudan “din”in yapısına ilişkin konuları içermiyor. Özellikle 19. yüzyılın ortalarından itibaren “ateist” ve “kafir” suçlamalarından kurtulmaya çalışanlar da bu tartışmanın bir tarafı olmaya başladı. Talal Asad Sekülerliğin Biçimleri Hıristiyanlık, Müslümanlık ve Modernlik çalışmasında bu suçlamal... Devamını görmek için bkz. | |
İshak Arslan, "Çare Sekülerlik mi?", Arka Kapak, Ocak 2016 Üçüncü dünyada ve Ortadoğu’da her geçen gün daha da derinleşen belirsizlik ve kaos, 19. yüzyılda Avrupa ve Amerika’da farklı bağlamlarda tartışılan bir soruya yeniden hayat veriyor: Acaba muhtemel ve kalıcı bir barışın teminatı geleneksel dini yapı ve değerlere alternatif oluşturabilecek türden bir sekülerleşme olabilir mi? Modern sayılan toplumların gelişimini, sekülerliğin evrenselleşmesiyle ilişkilendirmeye meyyal taraftarlar, sekülarizmi dinsel ve metafizik tahayyüllerden olabildiğince arınmış, bireysel ve kurumsal hakların şiddete başvurulmaksızın tanzim edilebilmesini sağlayan nötr bir zemin olarak tasarlarken, dini olanın esasen yararlı yahut kaçınılmaz olduğunu hatta her defasında güçlenerek geri döneceğini savunanlar bu türden nötr bir zemine ulaşılması bir yana bizatihi sekülerliğin dini olanın bir veçhesi olabileceğini ileri sürmüşlerdi. Her iki eğilime karşı mesafemizi koruyarak ve bel... Devamını görmek için bkz. | |
|