| ISBN13 978-975-342-326-7 | 13X19,5 cm, 136 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Kolici Bir Seri Katilin Öyküsü Yayıma Hazırlayan: Haldun Bayrı Kapak ve Grafik Tasarım: Emine Bora, Semih Sökmen |
Kapak ve İç Baskı Yaylacık Matbaacılık Ltd. Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Temmuz 2001 |
Seri katillerle Kuzuların Sessizliği, Yedi, Hannibal gibi Hollywood ürünlerinde karşılaştık. Çok etkilendik, "İyi ki bizde çıkmıyor" dedik. Yanıldık! Suçlar konusunda uzman bir gazeteci olan Sevinç Yavuz, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdi: Kolici, Bir Seri Katilin Öyküsü ile ilk "yerli" seri cinayet kitabını kaleme aldı ve bu olgunun sadece ABD’ye özgü olmadığını açık bir şekilde gösterdi. Bu kitabın merkezinde kamuoyunun "kolici katil" diye tanıdığı Orhan Aksoy ve onun işlediği cinayetler var. Sorgusu sırasındaki soğukkanlılığıyla deneyimli polis şeflerini bile dehşete düşüren Aksoy’un dışında, İstanbul’da sadece mobilyacıları öldüren Seyit Ahmet Demirci ile Kayseri’de su kanalı boyunca, tüfeğiyle insan avına çıkan Hamdi Kayapınar da inceleniyor. Bu üç "yerli" seri katil, dünya çapındaki örnek vakalarla kıyaslanıyor; onları seri cinayet işlemeye iten dürtüler uzmanlarla tartışılıyor. En önemlisi, akıl hastası olup olmadıkları sorgulanıyor. Ürkütücü ama sahici... | İÇİNDEKİLER |
İlksöz Büyüteç
Kolici Katil Kolici Katil Sahnede Koliciyi Anlatıyorlar Aksoy Cezaevinden Nasıl Kurtulur?
Diğer Yerli Seri Katiller Mobilyacı ve Avcı Av, Avcı ve Ganimet Emniyet'in Resmi Seri Katilleri
Seri Cinayet Olgusu Seri Katil Kime Denir? Onlar Deli Değil Travma İnsanı Cani Yapar mı? Şiddet ve Haz Bir Araya Gelince Tarih Seri Katil Dolu Osmanlı İmparatorluğu’nda Seri Cinayetler Seri Katillerin Kare Ası Her Ülkede Var Doktorlar ve Hemşireler de Öldürür Modern Kelle Avcıları Bugüne Kadar Türkiye'de Neden Yoktu?
Ek: Aksoy'un Mektubu Kaynakça | OKUMA PARÇASI |
“İlksöz”, s. 7-13 Bir gazeteci ne yapar? Haber yapar. Bazen de biriktirdiklerini kitap yapar. "Ben de öyle yaptım," diyebilmeyi çok isterdim. Ama elinizdeki kitabın, bugüne kadar biriktirdiklerimin bir ifadesi olduğunu söyleyebilmek zor. Ruşen Çakır, "Metis Yayınları için seri katillerle ilgili bir kitap hazırlamak ister misin?" diye sorduğunda karar vermek çok da uzun sürmemişti oysa. Nasıl olsa yıllardır suç ve suçlularla ilgili yüzlerce haber yapmıştım. Suçluların her türlü davranışına tanık olmuştum. Katiliydi, hırsızıydı, mafyasıydı derken, birçoğu haberlerime konu olmuştu. Nasıl olsa seri katiller de, "suç" denen büyük şemsiyenin altındakilerin yalnızca bir bölümü değil miydi? Bu muhteşem ego döneminin uzun sürdüğünü sanmayın. Ruşen Çakır'a "Tamam" derken, nasıl bir dipsiz kuyuya düştüğümü henüz bilmiyordum kuşkusuz. Elime aldığım ilk belge, Türkiye'nin "kolici" katil diye tanıdığı Orhan Aksoy'un dokuz sayfalık polis ifadesiydi ve pek çok bilinmeyenli bir ... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
A. Ömer Türkeş, “Kolici”, Virgül, Sayı 43, Eylül 2001 Polisiye edebiyatın zekice kurgulanıp estetize edilmiş cinayet hikâyelerinin yanında, gerçek hayatta yaşanan cinayet vakaları da belki heyecan yaratmış, ancak merak duygularımızı fazlaca zorlamamıştır; katil, cinayetin nedeni ve işleniş biçimi genellikle pek şaşırtıcı değildir. Oysa insanları cinayete kadar sürükleyen olayların ardında mutlaka ciddi insanî trajediler vardır. Sevinç Yavuz’un hazırladığı Kolici’de yakın zamanda tanık olduğumuz seri cinayetler var. Orhan Aksoy adını duyana kadar, ABD ve Avrupa’da vuku bulduğunu işittiğimiz ve daha çok da Hollywood filmleriyle best-seller romanlardan izlediğimiz seri cinayetlere Türkiye’de tanık olmamıştık, psikopat katiller bizim için seyirlik olmaktan başka bir anlam ifade etmemişti. Ne var ki bir akşam TV haberlerinde bir kişinin nedensiz yere beş kişiyi benzer yöntemlerle öldürdüğünü öğrendiğimizde Batıdan yaptığımız ithalatın bilgi, teknoloji ve birtakım ... Devamını görmek için bkz. | |
Ali Ergur, “Koliden çıkanlar ve çıkmayanlar”, Virgül, Sayı 50, Nisan 2002 Seri cinayetler ve seri katiller bugüne dek toplumsal yaşamımızda pek sık rastlamadığımız bir olgu. Bu olguyu gündeme getiren Sevinç Yavuz, gazetecilik normlarına uygun bir anlatım benimsemiş olsa da, kitabın birçok yerinde betimsel, belgesel anlatımdan sıyrılıp sorunun felsefi ve sosyolojik temellerini sorguluyor. Bu açıdan bildik polisiye, hatta cinai üslubun olayların sosyolojik özünü neredeyse kasten göz ardı etmesine kapılmayarak takdir edilecek bir çaba gösteriyor. Yavuz, bugüne dek bize çok uzak duran, bir anlamda gerçekdışı (bu nedenle de inandırıcı olmayan) dehşet öykülerinin değişen toplumsal koşullarla birlikte Türkiye gündeminin de bir parçası olabileceğini saptıyor. Seri cinayet olgusunun yalnızca ABD’ye özgü olmadığını, başka ülkelerde ve başka kültürel bağlamlarda da gözlemlendiğini belirtmek, ancak bunların asla ABD’deki kadar yaygın bir hal almadığını vurgulamak gerek. Bu kon... Devamını görmek için bkz. | |
|