| ISBN13 978-975-342-326-7 | 13X19,5 cm, 136 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | A. Ömer Türkeş, “Kolici”, Virgül, Sayı 43, Eylül 2001 Polisiye edebiyatın zekice kurgulanıp estetize edilmiş cinayet hikâyelerinin yanında, gerçek hayatta yaşanan cinayet vakaları da belki heyecan yaratmış, ancak merak duygularımızı fazlaca zorlamamıştır; katil, cinayetin nedeni ve işleniş biçimi genellikle pek şaşırtıcı değildir. Oysa insanları cinayete kadar sürükleyen olayların ardında mutlaka ciddi insanî trajediler vardır. Sevinç Yavuz’un hazırladığı Kolici’de yakın zamanda tanık olduğumuz seri cinayetler var. Orhan Aksoy adını duyana kadar, ABD ve Avrupa’da vuku bulduğunu işittiğimiz ve daha çok da Hollywood filmleriyle best-seller romanlardan izlediğimiz seri cinayetlere Türkiye’de tanık olmamıştık, psikopat katiller bizim için seyirlik olmaktan başka bir anlam ifade etmemişti. Ne var ki bir akşam TV haberlerinde bir kişinin nedensiz yere beş kişiyi benzer yöntemlerle öldürdüğünü öğrendiğimizde Batıdan yaptığımız ithalatın bilgi, teknoloji ve birtakım metalarla sınırlı kalmadığını anladık. İşte Yavuz bu ilk seri cinayetin hikâyesini araştırıyor Kolici’de. Sadece Orhan Aksoy’la sınırlamamış incelemesini; Türkiye’de tespit edilebilmiş diğer altı seri cinayetle dünyada “nam” salmış önemli katillere de yer veriyor. Bunlar arasında, arkasında yüzden fazla ceset bırakanların sayısı bir hayli fazla. Üstelik içlerinde kurbanlarını yiyenler bile var. İncelemenin bir başka ilginç yönü, yazarın seri cinayet diye adlandırılan suç biçiminin toplumsal ve psikolojik kökenleri, suçlu tipolojisi ve Türkiye’deki gecikmişliğin nedenleri üzerinde duruyor olması. Her ne kadar aleyhindeki kanıtlar çok güçlü görünse de Orhan Aksoy’un söz konusu cinayetleri üstlenmediğini, ifadesini baskı altında verdiğini söylediğini ve davanın henüz bir sonuca ulaşmadığını da eklemeliyim. |