| ISBN13 978-975-342-058-7 | 13x19,5 cm, 168 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | Yurdanur Salman, "Çevirmenin Önsözü", s. 7-8 Çevirmenlerin çevirdikleri yapıtlarla tutkulu bir sevgi nefret ilişkisi yaşadıkları söylenebilir. Bu güzel kitabı okurken bir yandan özel adların uyarlanması, yinelemeler, uyaklar, kısaltmalar vb. gibi sorunlar nedeniyle çevirinin getireceği güçlükleri düşünürken bir yandan da böylesine zengin bir dille örülmüş metni çözmenin vereceği (patolojik?) zevki kestirmeye çalışıyordum. Her yeni, yaratıcı metnin çevirmenler için birer serüven oluşturması gibi Harun ile Öyküler Denizi'ni Türkçe'ye aktarma uğraşı da benim için depdeğişik bir serüven oldu. Bu yapıt, Jaguar Gülüşü: Nikaragua Gezi Notları adlı inceleme kitabından sonra Salman Rushdie'nin Türkçe'de yayımlanan ikinci kitabı. Rushdie'nin daha önce Türkçe'de Shame (Utanç), Midnight's Children (Geceyarısı Çocukları), The Satanic Verses (Şeytan Ayetleri) gibi ödüllü (fetvalı?) romanlarıyla tanınmaması bir bakıma çok yazık. Harun ile Öyküler Denizi, Salman Rushdie'yi zengin düşgücü, usta kurguculuğu ve dil kullanma ve yaratma ustalığı ile Türkiye'deki okurlara tanıtan ilk yaratıcı metin olma özelliğini taşıyor. Özgün metni okurken sonsuz tatlar veren bu özellikler, çeviri aşamasında çeşitli düzeylerde ve boyutlarda sorunlar yaratıyor. Harun ile Öyküler Denizi, Hint kültüründen ve İslam dininden gelen bir yazarın öz kaynaklarını hem de ikinci bir dilde ne büyük bir yaratıcılıkla kullanabildiğine somut ve renkli bir örnek. Gerçekten de metinde geçen ve bazıları sondaki özel adlar dizininde verilen adlandırmalardan anlaşılacağı gibi Salman Rushdie Hint kültürünün, İslam'ın, çocukluğunda dinlediği zengin doğu masalları geleneğinin tüm öğelerinden ve çağrışımlarından bin bir değişik biçimde yararlanarak rengârenk, zengin çağrışımlar ve titreşimlerle dolu nitelikli bir yazın yapıtı yaratıyor, çağdaş ve bilinçli iletiler taşıyan çok özgün bir metin örüyor. Hint kültürü ve dilinin sunduğu adları, kavramları ve değerleri yaratıcı biçimde uyarlamakta hiç güçlük çekmemesi onun üstün yazarlık yeteneğinin ve yaratma gücünün en büyük kanıtı kuşkusuz! Ne var ki bu gibi metinler başka bir dile çevirilirken özel adlarda, kavramlarda, deyimlerde vb. büyük ölçüde uyarlama yapılmasını gerekli kılıyor, çünkü metnin toplam iletisi ve anlamı bu özel ad, kavram ve deyimlerin düz ve yananlamlarıyla iç içe örülerek oluşturuluyor. Hem bu soruna bir çözüm getirmek, hem de metni Türkçe'de rahat okunur kılmak üzere, özgün metinde İngilizce olarak verilen ad ve sözcüklerin çoğunu Türkçeleştirme, Hintçe verilen ad ve kavramlardan bazılarını –metnin toplam anlamını zedelemeden aktarabilmek açısından– açımlama ve Türkçe'ye uyarlama yolunu yeğledim. Başka bir çevirmen başka yollar benimseyebilirdi kuşkusuz. Bunu yaparken amacım, İngilizce özgün metnin okunuş hızında ve hazzında okunacak bir Türkçe metin üretmek oldu. Bu yolla, metnin taşıdığı çağrışım zenginliğinin, dil oyunlarının ve örülmesindeki ustalığın daha iyi korunabileceğini düşündüm. Bu Türkçe metni okurken Salman Rushdie'nin İngilizce metnini ilk kez okurken aldığım titreşimleri, renkleri ve kokuları sizin de almanızı dilerim. |