ISBN13 978-975-342-372-4
13x19,5 cm, 264 s.
Yazar Hakkında
Okuma Parçası
Eleştiriler Görüşler
Yazarın Metis Yayınları'ndaki
diğer kitapları
Har, 2006
Bazuka, 2011
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
 

A. Ömer Türkeş, "İsyanın Kürtçesi", Virgül, Sayı 56, Kasım 2002

Toplumsal ve siyasal tarihimizin yakın dönemini Murat Uyurkulak da fantastik bir kurguyla anlatmış. Kürtçede isyan anlamına gelen Tol, etkileyici cümlelerle başlıyor: "Devrim, vaktiyle bir ihtimaldi ve çok güzeldi. Saraylara merakla bakan sivil çocuklar hatırlıyorum. Geniş caddeler arşınlayan kavruk adamlar, böğürtlen yiyen kara kadınlar, sert laflar gezdiren kuru ağızlar... Annemin ağzı fazla bozuktu. Herhalde sadece benim korkmadan bakabildiğim, baştan başa izlerle kaplı yüzünün ortasında, buruşuk bir yaraya benzeyen ağzını açar ve her seferinde aynı şeyi söylerdi: ‘Bizi düzdüler. Çocuklarımızı da düzecekler. İçlerinde ne kadar tarih, dua, silah ve dahi şan varsa üzerimize kusacaklar...’ Annem biraz kaçıktı. İlkokula başlamıştım, intihar etti. Ben babasız da bir Yusuf’tum."

Okuduğumuz Yusuf’un "annesinin öngörüsünü haklı çıkaran" trajik hikâyesidir. Okuyucu Yusuf’la, o otuzlu yaşlarını sürerken, "bin kapıdan kışlanmış bir tavuk halindeyken," yani yıllardır aynı ayakkabıyı, aynı gömlek ve ceketi giydiği, çaycıya bir kez bile çay ısmarlayamadığı, öğünlerini kuru simitle geçiştirdiği, her mesafenin yayası olduğu günlerde tanışır. Parlak şiirlerin şairi olarak bilindiği yirmili yaşları çoktan geride kalmış, bir tesadüf eseri bulduğu işini de yitirmiştir; hayat mağluplarındandır o!.. Büyük kenti tüketerek terk eder, Diyarbakır’a giden trenin yük vagonlarından birine cebinde tabancası, yüreğinde isyanıyla atar kapağı... Gözlerini rakı kokusuna açtığında, vagonda yalnız olmadığını anlayacaktır. Takıldığı meyhaneden aşina gelen bir yüzdür karşısındaki; romanın sonuna kadar sürecek bir hesaplaşma başlamıştır...

Kolaylıkla özetlenebilecek bir hikâye anlatmıyor Murat Uyurkulak; çoğu kez zamanların, kentlerin, insan ve mekânların iç içe geçtiği, yakın tarihin siyasi faillerinin savrulup giden hayatlarının öne çıktığı, şiddetin, işkencenin, direnişlerin bir görünüp bir kaybolduğu romanda, zihni alkolle bulanmış Yusuf ve yol arkadaşı, kişisel tarihlerinden yola çıkarak bugüne geldiklerinde, Yusuf’un babasının isyanıyla başlayan dairesel zaman tamamlanıyor. Yusuf’un kayıp babası Oğuz, ihtiyarın elindeki defterdeki hikâyelerle katılıyor onlara. Bu andan sonra hikâye yitik bir devrimcinin hayatına, Oğuz’a odaklanıyor ve yol boyunca mola verilen istasyonlarda ülkenin dört bir yanında patlayan bombaların, önemli şahsiyetlere düzenlen suikastların haberleri yayılıyor. İsyan günlerindeyiz artık...

Kendilerini o vakitler bir ihtimal olan devrime adayan birkaç kuşağın, Oğuz'un, Canan'ın, Adnan, Şadi ve diğerlerinin İstanbul'un gecekondu mahallelerinde, Doğu'nun dağlarında, İsmail gibi işkencecilerin ellerinde sönüp giden hayatlarını, parçalanmış bir bilincin içerisinden yansıtan Murat Uyurkulak, zaman zaman yaşanan şiddeti bütün çıplaklığıyla resmetmekten de kaçınmamış. O şiddet ki romana adını veren isyanın meşruiyetini kanıtlıyor. Çünkü onlar "sabahı ezip geliyorlar. Toplarıyla, tüfekleriyle, kasaturalarıyla, hınçlarıyla geliyorlar. Hepsi çok iri, hepsi çok haki. Başlarına yeşili sarılı bezler sarılı, yüzlerine siyah yağlar sürülü, postalları kocaman, bir karış eninde palaskaları, kn kırmızı madalyonları, yüzkleri, kn donduran gülüşleri..." İşte gecekondu mahallesine darbe sonrası yapılan bu çevirme harekatını anlatırken bilinci giderek silikleşiyor Oğuz'un, belleğinden silip atmak istediği kelimeler birbirine dolanıyor, bölük pörçük dökülüyor ağzından; "Vhşi bir dörthen çiziyorlr.. Komutahne, şkenchan, myhne, tecavha.. Yakaladıkları gnçlri kurşn diz.. Esmr'i, Sle2i, KMam'yı, Burc'yu ve dğrlern mydna sürkl.. parç.. soyy.. sryla... dflrc.. dövrk satlrc... bcklrmn arsndan kn... gğslr lm lm.. Şr srünerek şknchndn... biri klna giriyor, salih, kamyonet az ileride.. Hadi... hd... Esm... ğzındn kn kn... gözleri bembeyaz... gzlr bmbyz... Aaaaaaaaaaaaaa......."

Latife Tekin'in Sevgili Arsız Ölüm'de kullandığı fantastik anlatıyı hatırlatan Tol, siyasi ve toplumsal olayları, o olayların mağduru kitlelerin perspektifinden aktarırken, mekân da doğal olarak yoksul mahallelerden, yetimhanelerden, bitirimlerin kol gezdiği meyhane ve randevu evlerinden seçilmiş. Böylelikle o alıştığımız bıkkınlık verici Beyoğlu manzaralarından da, küçük burjuva entelektüelinin varoluş sorunlarından da uzaklaşıyoruz. Üstelik ele aldığı hiç kimseye iltimas geçmiyor Uyurkulak; yoksulluk ve açlığın yarattığı acımasızlığa da tanık oluyoruz.

Fantastik bir tarzda, işlenmesi kolay olmayan meseleleri içinden çıkılması zor bir kurguyla, üstelik hiç aksamayan bir tempo ve dille anlatan Murat Uyurkulak, roman kariyerine iyi bir başlangıç yapıyor, umarım ikinci romanı için dört yıl daha bekletmez okuyucusunu...

 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2024. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X