| ISBN13 978-975-342-372-4 | 13x19,5 cm, 264 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | Sezai Sarıoğlu, 'Devrim vaktiyle bir ihtimaldi ve çok güzeldi', Yeniden Özgür Gündem, 13 Şubat 2003 Genç yazar Murat Uyurkulak Tol kitabına bu cümleyle başlıyor. Tol"u ikinci kez okurken devrimin ihtimal hesaplarının yapıldığı günleri düşünüyorum. Devrimle oturup, kalkan bir kuşak için "devrim" sözcüğü hala sihirli ve efsunlu. Ne ki, dünyanın hali kötü. Bizim mahallenin çocukları için de uzun bir zamandır "Devrim"in "D"si önce dipnota sonra da "tarih dışına" düştü. Sadece devlete değil, kendi savlarına ve kendi devrimlerine de yenilen bir kuşak şimdilerde "evrim"i başarmaya çalışıyor. Geçmişin "profesyonel devrimci"leri "profesyonel evrimci" olarak kerte kerte sisteme eklemleniyor. Kendini devrimin birinci tekil öznesi kabul eden bir gelenekten olan, yıllardır sistem içi yaşayan birinin, "Pazartesi günü devrimciliğe başlayacağım!" sözü bence tarihimizin bütün tuhaflıklarını açıklayacak kadar ironik bir cümle. Zaman zaman sosyalist olmak, hayatı, "Rivayet olunur ki kaçamak bir aşkmış devrim/ rivayet olunur ki, kaçamak bir devrimmiş aşk" gibi birşey. "Devrim vaktiyle bir ihtimaldi ve çok güzeldi." Eskiden uzak ülkeler bilirdik. Onlar için yakın sözler söylerdik. Dünyanın bir ucunda bir halkın burnu kanasa, bizi ilgilendirirdi. Yani, bütün ülkelerin işçileri ve dünyanın bütün ezilen hakları devrime dahildi. Uzaklar, gitmeler devrime dahildi. Alıntılarımızı, dipnotlarımızı uzaklara da nişan alırdık. Uzaklara bakarken yakını, yakındakileri unuttuğumuz, dayanışmada imla hatası yaptığımız da olurdu. Çünkü yakın halklar devrime dahildi ama, o halk başka bir siyasi geleneğin sözünü dinliyorsa halklığından şüphe edilirdi. O halk gerekirse iptal edilip yeni bir halk seçilebilirdi. Çünkü biz halkın/halkların bilgili, bilinçli ve bizim siyasetimizden olanını severdik. Yine de, zaman zaman önce dilimizi, sonra yüreğimizi düzeltir, bir çaresini bulurduk dayanışmanın. |