| ISBN13 978-975-342-799-9 | 13x19,5 cm, 392 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | Önsöz, s. 11-13. Metafizik(1) yasaklandı. Oysa tüm insani ilgilerimizin ve meraklarımızın temelinde metafizik sorular yer alır ve bunlar iddia edildiği gibi anlamsız, saçma ya da yanıtlanamaz değildir. Bu kitap bilinçli ve kararlı bir şekilde metafiziğe dönmek ve çağımızın metafizik ufkunun diyalektik materyalizm olduğunu göstermek için yazılmıştır.(2) Bununla beraber kitabı okuyanların en azından bir bölümü burada söz konusu olan "diyalektik materyalist" anlayışın Engels'in Doğanın Diyalektiği'nde ortaya koyduğu tezlerle isim benzerliği ya da uzak bir akrabalıktan fazla yakınlığı olmadığını, hatta kitabın bazı bakımlardan Engels'den çok Spinoza'ya yakın olduğunu düşüneceklerdir sanırım. Doğrusu böyle bir yoruma iki bakımdan karşı çıkmazdım. İlk olarak bu kitabın tezlerinin filizlendiği fondaki metafizik kavrayış Hegel, Marx ve Engels kadar Spinoza'ya da dayanıyor gerçekten. Zaten Spinoza'nın Marksizmle ilişkisinin 19. yüzyılda Hegel'den, 20. yüzyıldaysa Althusser'den kalkarak kurulabileceğini de biliyoruz. İkinci olarak Marksizmi son tahlilde üretim araçlarının özel mülkiyetinin yol açtığı iktidar oyunlarına ve adaletsizliğe karşı politik mücadeleyle sınırlı görmediğimi belirtmek isterim. Bizzat 19. ve 20. yüzyıl sınıf pratiklerinin de gösterdiği gibi böyle bir mücadele Marksist bir çerçevenin ötesinde, çok daha geniş bir ligin ortak politik sorunudur. Marksizmin bu mücadeledeki özgün konumu bir ölçüde politik radikalizminden kaynaklansa da onun esas ayırt edici yönünü vurgulayan özellik bilim, sanat ve felsefede geleceğin toplumunun kültürüne bugünden kalkarak adım adım katkıda bulunulması çabası olmasıdır. Zaten bu çabanın öncülerinden biri Marx olduğu için Marksizmden söz ediyoruz yalnızca. Demek ki geleceğin kültürüne bugünden bir katkı olma yolundaki her çalışma 19. yüzyıldaki öncü çalışmalardaki fikir ve tezleri tekrarlamak, geliştirmek ya da günün koşullarına uygulamak gibi dini bir vazife üstlenemez. Gerçi elbette Marksist geleneği bu yöndeki başka çabalardan ayırt eden bazı yönlerin olması gerekir. Ancak bunların keskin hatlarla belirlenmiş dışlayıcı kurallar haline gelmesi sadece güncel politik kaygılarıyla sınırlandırılamayacak büyük bir kültür hareketini dinamik gelişiminden yoksun bırakarak dondurmak, atıllaştırmak anlamına gelecektir. Önsöz çerçevesinde belirtmek istediğim bir başka nokta daha var: Marksist olduğum için bu kitapta savunduğum tezler çerçevesinde düşünmüyorum; tersine böyle düşündüğüm için Marksistim. Şöyle açıklayayım. Bu kitabı hazırlayan fikirler Marksist sorunsallarımdan bağımsız bir şekilde, bu dünyada yaşayan ve ne olduğunu anlamaya çalışan bir varlık olmamdan kaynaklanan tasalarıma yanıt aramaya çalışırken oluştu. Çalışmalarımın Marksizmle ilişkisiniyse fikirlerim belli bir olgunluk düzeyine geldikten sonra, biraz da şaşırarak fark ettim. Ama bu farkına varışın tezlerimi ve ulaştığım sonuçları daha iyi şekillendirmeme yol açtığını da kaydetmem gerek. Varlıkta bir "kıpı" olan bizler ne de olsa uzun erimli bir başka hareketin parçası olarak zamandaki konumumuzu aldığımızı fark ettiğimizde bu "dünyaya atılmış" çaresiz bir organizmadan ibaret olmadığımızı kavrarız. Marksizmden umudu kesmek insanlıktan umudu kesmektir. Notlar (1) "Metafizik (fizikötesi): (Alm. Metaphysik) (Fr. Metaphysique) (İng. Metaphysics) (Yun. Meta ta physika) (es. t. mabad-ed-tabiiye): Varlığın son temelleri, özü ve anlamı üzerine öğretiler// Aristoteles'in ilk felsefe (prote Philosophia) adını verdiği 'bütün var olanlar için ortak ilkeleri' araştıran yapıtı, sonradan Aristoteles'in yapıtları bir araya toplanırken Fizik'ten (Physika) sonraya konduğu için 'fizikten sonra', 'fizikten öte' anlamına gelen fizikötesi (Meta ta physika) adını almıştır. İlkin Yeni Platoncular, rastlantıyla verilen bu adın, içerik bakımından doğayı aşan anlamına işaret etmiştir. Fizikötesi türlü biçimlerde ortaya çıkar: a. Var olanların kendisi üzerine öğreti (varlıkbilim, ontoloji). b. Evrenin özü üzerine öğreti (evrenbilim). c. İnsan üzerine öğreti (insanbilim ve varoluşçu felsefe). d. Tanrı'nın varoluşu ve özü üzerine öğreti (Tanrıbilim). e. Kant'ın bilgi bakımından fizikötesini eleştirip 'kılgılı usun üstünlüğü' ilkesi ile ahlak alanında kurduğu ahlak fizikötesi.
Fizikötesi a. Spekülatif olabilir: En yüksek bir genel ilkeden tüm gerçekliği çıkarmak ister. b. Tümevarımsal olabilir: Tek tek bilimlerin sonuçlarından bir bileşime varmaya çalışarak bir evren tablosu ortaya koymak ister." (Felsefe Terimleri Sözlüğü, Ankara: Türk Dil Kurumu, 1975.) Yukarı (1) Bu kitabın bazı bölümlerinin ilk taslakları Baykuş Felsefe Yazıları dergisinde yayımlanmıştır. Yukarı |