| ISBN13 978-975-342-271-0 | 13x19,5 cm, 84 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Terazinin Hüznü ve Diğer Burçlar Özgün adı: Tristesse de la Balance et Autres Signes Çeviri: Roza Hakmen, Haldun Bayrı Yayın Yönetmeni: Müge Gürsoy Sökmen Kapak Tasarımı: Emine Bora |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Kasım 1990 | 2. Basım: Mayıs 2000 |
Koç açık kapıları zorlayan şuursuzlardan değildir: Sadece kapalı kapıları zorlar. Boğa kapitalisttir. İstisnai olarak anti-kapitalistse, kafası hep kapitalizmle meşguldür. Bu durumda –Karl Marx takma adıyla– Kapital'i yazar. İkizler'in ağzı iyi laf yapar, ara sıra çığırtkanlığa kaçabilir. Oyunlardan en çok sevdiği, tereyağından kıl çekmektir. Yengeç'in alçakgönüllülüğü genellikle yapmacıktır. Alaycılıktan hoşlanır - belki de mizah gücünün zayıflığını örtmek için. Aslan'da büyük bir demokrasi tutkusu vardır; yalnız o sözünü bitirdikten sonra birinin çıkıp da hâlâ söyleyebilecek bir şey bulmasını anlayamaz. Başak yanılmaz, başak genellikle haklıdır, başak her zaman haklıdır, başak çok çabuk çekilmez olur. Terazi huzur ve barış ister. Aşırı vakalar (Gandhi), işi pasifizme kadar vardırır. Akrep her tür sapıklığı yapar ama bunu mesele yapmaz. Yay konuşmaya ve toplantılar örgütlemeye bayılır. Konuşabilmek için toplantılar düzenler. Oğlak, genel olarak insanlık hakkında ne düşündüğü sorulduğunda, çok insan olduğu cevabını verir. Kova basitlik peşinde olan karmaşık bir burçtur. Balık barışçı ve bekleme yanlısıdır; ama bazen gafil avlanır, sonra da kokmaya yüz tutar. | İÇİNDEKİLER |
Belirsizlik Koçun Heyheyleri Boğanın Dönüşsüzlüğü İkizlerin Şaşkınlığı Yengecin Sığınağı Aslanın Uzaklığı Başağın Çilesi Terazinin Hüznü Akrebin Başdönmesi Yayın Gerginliği Oğlağın Uçurumları Kovanın Payı Balığın Boğulması | OKUMA PARÇASI |
"Belirsizlik", s. 9-11 "Müsbet bilimler üzerine olur olmaz hayaller kuruluyor." Bir sabah traş olurken aklıma geldi bu; düşündükçe de daha çok hoşuma gidiyor. Babam da zaten, "Anlaşıldı, sen hep idealist kalacaksın" derdi. İdealizm üzerine de olur olmaz hayaller kuruluyor. İyi niyetli insanların bilginin en ücra köşelerinde bile kesinlik peşine düşmeleri, hayatlarını buna adamaları gereksizdir demiyorum. Gereklidir. Hatta vazgeçilmezdir. Fakat –alınacağı varsayılan kesin ve nihai sonuçları beklemekteyken– ille de kesinliğe ihtiyacımız olduğunu sanmıyorum. Bilim, gerek sonsuz büyüklüklerde gerekse sonsuz küçüklüklerde evreni araştırdıkça her şeyin hareket olduğu çıkıyor ortaya. Aslına bakılırsa kesinlik kazanmış bilgilerimizin çoğu, hayatımızdaki belirsizliklerden daha fazla bunaltır bizi. Belki de yapılacak tek şey, bu belirsizliği iç huzuruyla yaşamayı öğrenmektir. Güneş sistemiyle diyalog kurma çabası diyebileceğimiz astroloji –"nesn... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Hümanur Bağlı, “Terazinin Hüznü”, Virgül, Sayı 32, Temmuz-Ağustos 2000 Burçlar aracılığıyla çizilen karakterlerin, yaratılan anlatıların ve bu özelliklerin gerçek insanlar üzerine fal açar gibi, ama çiçeklendirilerek oturtulmasındaki yaklaşımın tam olarak edebiyatın alanına girdiğini düşünüyorum. Bu edebî, belirsiz, kaygan ama doğrudan gerçeklik ve insana yönelik aktivitedeki lezzeti, bilimsel gözlem yapıyormuş havasındaki ukala burç kitaplarında bulamadım şimdiye kadar. Bu lezzetsizliğin çok da farkına varmıyordum ki, ince, narin ve esrarengiz Terazinin Hüznü’nü eve getirdi terazi ablam... Astrolog tiplemelerinin her zaman ‘astroloji’ ve ‘astrolog’un sonundaki ‘loji’ ve ‘log’ hecelerine yaptıkları vurgu ve sanki karşılarında her zaman bütün bu olan bitenle dalga geçen ve meseleyi iplemeyen bir hayalet varmış gibi hep bir savunma hali içinde bulunmalarından da rahatsız oldum. Bıraksaydık, inansaydık, ya da inandığımıza kendimizi inandırsaydık, bizi inandı... Devamını görmek için bkz. | |
|