Metis Ajanda 2007: Cadılar Kapak ve Grafik Tasarım: Emine Bora Hazırlayan İsim: Emine Bora, Müge Gürsoy Sökmen |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Kasım 2006 | 2. Basım: Ocak 2007 |
İlk defa 2004 yılında yılbaşı armağanı olarak hazırlamıştık Metis Ajandası’nı. Metis okurlarının beğeni ve ilgilerinin sonucu artık gelenekselleşen Metis Ajandası kitapçılarda yerini aldı. Ajanda’nın bu yılki teması Cadılar. Yataklarımızın altında vatan hainlerinin saklandığı, çekmecelerimizden bölücülerin fırladığı bu dönemde, siz sevgili okurlarımızın çeşit çeşit öcülere hazırlıksız yakalanmaması için tarihin en uzun soluklu sürek avlarından birini konu aldık ajandamızda. Zındık, münafık, muhalif, haddini bilmez, halk düşmanı cadılar kimlerdi, nelere maruz kaldılar, günümüze kadar hangi efsanelerle sürdüler, bugün bize normal gelen nice görüşün oluşmasında, nice sistemin kurulmasında bu cadı avlarının nasıl bir etkisi oldu? Daha çok hurafeye değil daha çok eleştirel akla ihtiyacımız olan bugünlerde, yeni sürek avları için çağrılar çıkartılıyor. Haçlı Ruhu canlandırılmaya çalışıldıkça aklın yerini giderek duygusal bir tepkicilik alıyor, müslüman mahallelerinde de cadı avları, linç kışkırtmaları başlıyor. Oysa bizim atalarımız değil şunu diyen Engizisyoncular: Şeytan, okuyabildiğimizden daha hızlı yazıyor! Hıza devam! Metis Yayınları | İÇİNDEKİLER |
Takvim (2007/2008) Yıllık Plan ...ego mortale perficiat Çok kadının olduğu yerde çok cadı olur Cadılar ve modern çağ: Evkadınlaştırma Şu ebeler yok mu!.. Tıp ve cadılık Cadıların katli ve modern toplumun doğuşu “Selam Macbeth, selam sana...” “Size cadı diyorlar... Cadı Mediha Hanım!” Kabilelerde cadı inanışları Türk edebiyatında cadı kavramı Üzerimize sanki camız çökmüş... Bir zamanlar Çin’de... Uğursuz hayvanlar vesaire... Bir varmış, bir yokmuş Ortaçağ ve cadılar Elemtere fiş kem gözlere şiş Süt büyüsü / Tereyağı cadısı Bu cadı, bu değil, bu cadı, bu değil... Merhametinize sığınırım... “Ne desem bilmiyorum...” Lilith efsanesi Mönüyü görebilir miyim lütfen... Ustalardan cadılar galerisi Salı sallanır, çarşamba allanır
Kaynakça İlgili Kurumlar Önemli Telefonlar Hastaneler Telefon Kodları Saat Farklılıkları Büyükelçilikler / Konsolosluklar Telefon Defteri Notlar | ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Gökhan Akçura, “İki erkek konuşuyor”, Radikal Kitap Eki, 29 Aralık 2006 (...)
A- İşin gücün yok mu senin? Kitap ekinde bir ajanda mı tanıtacaksın? B- Evet ama, bu sadece bir ajanda değil. A- Ne peki? B- Ne bileyim... Cadılar icin rehber, bir nevi akıl defteri... Öyle bir şey. A- Yani bildiğimiz gibi bir ajanda değil mi? Hani günbegün bölümleri olan? B- O da var tabii... Ama bir ajandadan çok daha fazla bir şey bu... A- Anlatmaya çalış, B- Hazırlayanların mutlaka tarihi bağları var bu cadılarla. Bakalım kimlermiş: Emine Bora, Müge Sökmen. Aile ağaçlarını incelemeliyiz... A- Yani bir çeşit cadı kumpasıyla karşı karşıyayız... B- Maksat kapaktan belli zaten. "Şeytan okuyabildiğimizden hızlı yazıyor" motto! Lakin altındaki imza biraz akıl karıştırıcı: Engizisyon. A- Onu bile amaçları için kullanıyorlar belli ki... B- Bu da bir şey mi? Kendi tarihlerini yazıyorlar çaktırmadan. Mesela 13 Şubat neyin yıldönümü? A- Bilmem, neyi... Devamını görmek için bkz. | |
Gülenay Börekçi, “Zamane Cadısının El Kitabı”, Akşam, 24 Aralık 2006 Ajanda dediğin cicili bicili olur. Şöyle çiçekli böcekli bir şey. Ya da sayfaları modern sanatın başyapıtlarıyla süslenmiş olanlardan... Ama renkli. Ama şık. Kenarına köşesine şirin notlar iliştirirsin. Güzel şeyler yazar, neşeli cümleler kurarsın. Çok çok yazarsın. Dolu dolu, boş boş yazarsın. Minicik kediler, kalpler filan çiziktirirsin şuraya buraya. Yazarken esnemezsin. Sıkılmaya bile vaktin yok ki! Bense tersim işte, huysuzum. Başka türlü ajandalarım oluyor o yüzden. Bir tanesi 'öykücü cadı' Sibel Ateş'ten. Dilek ağaçları vardır ya, kumaş bağlarlar dallarına, kapağı tam öyle işte, deli kızın bohçası gibi... Bir minik kumaş parçası da ben bağlayabilirim mesela, o derece tahrik ediyor insanı 'gel, dilek dile' diye. Öteki, Metis Yayınları'ndan. Kitap görünümünde. Emine Bora ile Müge G. Sökmen hazırlamış. Adı 'Cadılar'. Kapağı mor. 'Şeytan, okuyabildiğimizden daha hızlı yazıyor' ibaresi kışkırt... Devamını görmek için bkz. | |
Sevim Gözay, “Cadıya her gün bayram”, Nokta, 21-27 Aralık 2006. Geçen gün, hayatım boynca sahip olduğum en güzel ajandayı satın aldım 2007 için. Üstelik yine hayatım boyunca satın aldığım en ucuz ajanda bu galiba. Metis Yayınları’nın, “Cadılar” ajandası. Tüm cadıların çantası için, vazgeçilmez aksesuar. Bir mini ajandada arayacağınız her şey var içinde: Telefon defteri, önemli günler, ayrıntılı 2007-2008 takvimleri, yıllık plan çizelgeleri… Ve tabii ki her gün için, dört-beş satır not alabileceğiniz kutucuklar. Ama en güzel yanı, adı üstünde, “Cadılar” teması… Kapağında Ortaçağ’a ait bir cadı çizimi ve Engizisyonun uyarısı var. “Şeytan okuyabildiğimizden daha hızlı yazıyor.” Sayfalar arasına cadılarla ilgili bol bol bilgi, çizim serpiştirilmiş. Ortaçağ’da cadılık suçlamasıyla yakılan kadınlardan tutun da, günümüzde bile kadınlara yakıştırılan “cadılık”lar ve ıslah etme çabaları. Tabii en önemlisi, satır aralarına sinen hem eğlenceli hem de “uyandırıcı” bakış açı... Devamını görmek için bkz. | |
|