ISBN13 978-975-342-111-9
13x19,5 cm, 224 s.
Liste fiyatı: 252.00 TL
İndirimli fiyatı: 201.60 TL
İndirim oranı: %20
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
AYIN ARMAĞANIAYIN ARMAĞANI
Diğer kampanyalar için
 
Son Tiryaki
Kapak Tasarımı: Semih Sökmen
Kapak İllüstrasyonu: MariLynn Flynn
Kitabın Baskıları:
1. Basım: Nisan 1996
4. Basım: Temmuz 2023

Bir türlü çalıştırılamayan aile yadigârı bir transfer makinası, dünyayı dev bir et besi çiftliği olarak gören uzaylı bir yaratık, sigaranın tamamen yasaklandığı Dünyadan kaçan bir tiryaki, insanoğluna âşık olan bir peri kızı, tüm yaşayanların acısını çekmesi için yapılmış bir robot, başka bir olasılık düzeyinden gelen ve Dünyalı erkeklere bayılan bir kadın, uzaydan geldiğini iddia eden bir ayyaş, dünyanın yok olan yüzeyinden yeraltına kaçan ve orada “mükemmel” bir düzen kuran insanlar...

Son Tiryaki'nin masal-bilimkurgu evreninde tanışacaklarınızdan bazıları. “Hardcore” bilimkurgudan peri masalına, Aziz Nesin hikâyelerinin tadını andıran ve son derece Türkiye’ye özgü mizahi bilimkurgu öykülerinden karanlık bir anti-ütopyaya kadar değişik alt türlerde yirmi üç öykü.

İlk kez 1996’da yayımladığımız kitabın bu genişletilmiş basımı özellikle yeni kuşak okurlarımız için...

İÇİNDEKİLER
İki Kısa Bir Uzun
Vesvese Gazı
Krrçiysk
Zoltrak 
Peri Kızı Nurcihan
Tunguska
Beşinci Boyutta Aşk
Havvâ Anamızın Pipisi
Haşarı Kuzu
Karasevda
Love.Exe Destanı
Kimin Ağrır O Bağırır
Çirkin Prenses
Telek Dün Gece Öldü
Külkedisi
Karanlık Korkular
Nergisler Kan Kızılı
Yin ile Yang
Nostura’nın Öyküsü
Niyazi
Firar
Son Tiryaki
Yeraltı İnsanları 
OKUMA PARÇASI

"Son Tiryaki", s. 165-179

"İşte onaylı göç izniniz," dedi bankonun ardındaki genç kadın, yüzünü buruşturarak. Selim'in kokusundan tedirgin olmuşçasına sandalyesini biraz geri itmiş, arkaya yaslanmış ve burnunu hafif yana çevirmişti. "Bu da pasaportunuz. Rousseau'ya giriş vizeniz içinde. Aşı kâğıtlarınız. Sayın lütfen, on dört tane olması gerekiyor. Tamam mı? Nüfus kaydı örneğiniz, adli sicil örneğiniz... Bunların hiçbirini sormayacaklar aslında, belki bir tek pasaportunuzu... Pek laçkaymışlar duyduğuma göre Proxima gezegenlerinde, hele şu sizin gideceğiniz Rousseau'da."

Selim gözünü Avrupa Birleşik Devletleri Dış Göçler Dairesi İstanbul Bölge Müdürlüğünün evrak teslim bürosunda gezdirdi. Büyücek bir salondu bu ve zevkle döşenmişti. Sentetik camdan bir banko, salonu tam ortadan ikiye bölüyordu. Bankonun öte yanında şık şıkıdım memurlar önlerindeki kâğıtlarla uğraşıyor, bilgisayarda birşeyler yapıyor, bir yandan da aralarında şakalaşıyorlardı. Arasıra biri kalkıp bankoya yürüyor, beri yanda bekleyenlerden birine seslenerek evraklarını teslim ediyordu.

Bankonun beri yanında ise, Proxima Centaurus gezegenlerine göç izni alan ve gerekli belgelerin kendilerine teslimini sabırla bekleyen vatandaşlar vardı. Birkaç genç ve sağlıklı erkek ve kadın, yaşlı bir karı koca, durmadan dudaklarını kemiren ortayaşlı, gözlüklü bir kadın ve bir de Selim.

"Fakülte belgeleriniz, lise notlarınız, sağlık koleji notlarınız... hıh, bir de sağlık kolejine gitmişsiniz!....

Devamını görmek için bkz.
ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER

Zühtü Bayar, “Türk bilimkurgusu kıpırdanıyor”, Matbuat, Mart 1997

Müfit Özdeş, dikkat edilmezse, Ursula K. Le Guin gibi okurun atlayabileceği küçük mantık oyunları kuruyor, bunları ince bir mizah anlayışının süzgecinden geçirerek, temiz bir anlatım dili ve tekniğiyle okura sunuyor. Fantastik ya da bilimkurgu; bütün öykülerinde, açık, aydınlık ve demokratik bir dünya görüşünden yana olduğu seziliyor. Hemen hemen bütün öykülerinde emeğin önplana alındığı, sömürünün ve disiplinsiz teknolojik gelişmenin mizah neşteriyle eleştirildiği, insanın alınteri kutsallığının belirtildiği, emeğin, düşüncenin ve sevginin yüceltildiği, genç kafaların dinamizmine yeni ivmeler kazandıracak, yaşlı kafaları ise içlerinde yitip gittikleri tozlu örümcek ağları arasından sarsarak uyandıracak öyküler bunlar. Birtakım yazarların Türk bilimkurgu edebiyatında, uzayda domates ve hıyar yetiştirmekle ve ışık hızının on beş katına varabilmek için iman güçlerini bilemekle zaman harcadıkları bugünlerde Müfit Özdeş, öyküleriyle çağdaş ve konformist insanın bilim ve teknoloji karşısındaki tavrıyla, bu tavrın getireceği özel durumları sorguluyor. Dünyadışı bir uygarlığın, dünyayı istila edeceği parodisini çizerken, teleportation aygıtı üstüne çalışan bilimadamını betimlerken ya da sigara içme alışkanlığı yüzünden başka bir gezegene göç etmek zorunda kalan İstanbullu bir genci anlatırken, bir yazar olarak tavrı ve endişesi teknolojik gelişmeler karşısındaki insandır. Masal tanımlamasının sınırları...

Devamını görmek için bkz.

Ceyhan Usanmaz, “Rousseau’nun dumanlı hava sahası”, Virgül, Temmuz 2008

19 Mayısta yürürlüğe giren sigara yasağına “karşı” bir şeyler söylemek pek mümkün değil. Hatta, okul ve hastane bahçelerinde, taksi, minibüs ya da dolmuşlardaki yasak, şehirlerarası otobüslerdeki uygulamayla birlikte başlamalıydı, denebilir. Yasağın sigara tiryakiliğini sona erdirmekte başarılı olup olmadığını belki bir süre sonra yapılacak anketlerden izleyebileceğiz, ya da kapsam genişlediğinde, etrafa bir göz gezdirmek yeterli olacak, ama şimdilik, sigara içenlerin bazı “gelenek”leri sürdüremeyecekleri aşikâr; özellikle İstanbullular için, vapur yolculuğu sırasında denize karşı sigara içme ya da sinemalarda on dakikalık aralara sığdırılan sigara seansları gibi (örnekler hayli çoğaltılabilir) “gelenek”lerin tarihe karışmış olması, günlük sigara tüketimini azaltma yolunda etkinlik gösterebilir.

Bilimkurgu dipsiz bir kuyu, ama örnekler genellikle Jules Verne’den verilir. Verne’in yıllar öncesinden haber verdiği gibi insanoğlu Ay’a ayak basmıştır, denizlerin fersah fersah altına inmiştir, değil seksen günde seksen saatte bile devriâlem yapabilir durumdadır vs. Sigara konusundaki “kehanet”i ise, 1996’da yayımlanan Son Tiryaki isimli hikâye kitabıyla Müfit Özdeş’ten almıştık.

Kitaba da adını veren hikâyede Özdeş, “son tiryaki” Selim’le tanıştırıyordu bizi, daha doğrusu İstanbul üzerinden, gelecek bir zamandaki Dünya’yla... Sıkı bir sağlık politikası uygulanıyordur; et ye...

Devamını görmek için bkz.

Banu Yıldıran Genç, "Yerli bilimkurgu nasıl olur?", Agos Kitap/Kirk, 18 Kasım 2018

Metis Yayınları’nın 90’lı yıllarda en önemli serilerinden biri ‘Metis Bilimkurgu’ydu. Yıllarca kötü ve özensiz, hatta bazen eksik çevrilmiş bilimkurgu klasiklerinin bazılarını yeniden, hiç çevrilmemişleri ise bildiğimiz Metis özeniyle ilk kez yayımlıyordu. 1996’da yayımlanan Son Tiryaki, bu serideki tek yerli bilimkurguydu. Aslında yazıya belki de miş’li geçmiş zaman ekiyle başlamalıydım çünkü o yıllarda hemen ilerideki Küçükparmakkapı Sokak’ta başka bir yayınevinde çalışırken, işte ergen ukalalığı mı demeli bilmiyorum, bilimkurguya hiç yüz vermiyor, burun kıvırıyordum, bu nedenle bu seriyi tabii ki biliyordum, hatta kitabevinde satıyordum ama başka bir ilgim yoktu.

Tabii ki hayat büyük konuşmamak gerektiğini, zevklerin hiç durmadan değiştiğini öğreten bir büyük öğretmen. Yıllar içinde tahmin edilebileceği üzere bilimkurgu okumaya başladım ama yine de Müfit Özdeş’i okumak bu yeniden basıma kısmetmiş.

‘Bizden’ ve özgün

Müfit Özdeş aslında bu öyküleri Bülent Somay’ın ısrarıyla göz önüne çıkarmış ki Somay’a da bu isabetli ısrarı için teşekkür etmek gerekir. 2000’ler sonrası sık sık yerli bilimkurgu okuduysak da Özdeş’in öyküleri “gerçekten ‘yerli bilimkurgu nasıl yazılır’ın cevabı olmuş sanki. Yeni kuşak okurlar cep telefonunun zenginler tarafından yeni yeni kullanılmaya başlandığı, metronun olmadığı, Matrix’in bile vizyo...

Devamını görmek için bkz.
 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2025. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X