| ISBN13 978-975-342-111-9 | 13x19,5 cm, 224 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et | | Zühtü Bayar, “Türk bilimkurgusu kıpırdanıyor”, Matbuat, Mart 1997 Müfit Özdeş, dikkat edilmezse, Ursula K. Le Guin gibi okurun atlayabileceği küçük mantık oyunları kuruyor, bunları ince bir mizah anlayışının süzgecinden geçirerek, temiz bir anlatım dili ve tekniğiyle okura sunuyor. Fantastik ya da bilimkurgu; bütün öykülerinde, açık, aydınlık ve demokratik bir dünya görüşünden yana olduğu seziliyor. Hemen hemen bütün öykülerinde emeğin önplana alındığı, sömürünün ve disiplinsiz teknolojik gelişmenin mizah neşteriyle eleştirildiği, insanın alınteri kutsallığının belirtildiği, emeğin, düşüncenin ve sevginin yüceltildiği, genç kafaların dinamizmine yeni ivmeler kazandıracak, yaşlı kafaları ise içlerinde yitip gittikleri tozlu örümcek ağları arasından sarsarak uyandıracak öyküler bunlar. Birtakım yazarların Türk bilimkurgu edebiyatında, uzayda domates ve hıyar yetiştirmekle ve ışık hızının on beş katına varabilmek için iman güçlerini bilemekle zaman harcadıkları bugünlerde Müfit Özdeş, öyküleriyle çağdaş ve konformist insanın bilim ve teknoloji karşısındaki tavrıyla, bu tavrın getireceği özel durumları sorguluyor. Dünyadışı bir uygarlığın, dünyayı istila edeceği parodisini çizerken, teleportation aygıtı üstüne çalışan bilimadamını betimlerken ya da sigara içme alışkanlığı yüzünden başka bir gezegene göç etmek zorunda kalan İstanbullu bir genci anlatırken, bir yazar olarak tavrı ve endişesi teknolojik gelişmeler karşısındaki insandır. Masal tanımlamasının sınırlarını zorlayan fantastik öykülerinde ise Özdeş, bilim yerine büyü ve mucizeleri işletiyor. Ancak, bütünüyle teknolojik etmenlerden sıyrılmış bir büyü ve mucizeler dizisi değildir bunlar. |