| ISBN13 978-975-342-705-0 | 13x19,5 cm, 200 s. |
Liste fiyatı: 178.00 TL İndirimli fiyatı: 142.40 TL İndirim oranı: %20 {"value":178.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"415","item_name":"İç İçe Girişler: İslam ve Avrupa","discount":35.60,"price":178.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | İç İçe Girişler: İslam ve Avrupa Özgün adı: Interpénétrations, L'Islam et l'Europe Çeviri: Ali Berktay Kapak Tasarımı: Emine Bora |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Mart 2009 | 3. Basım: Ekim 2020 |
"Basit bir saptamadan yola çıkıyor bu kitap: İslam bugün modern dünyanın çağdaşı haline geliyor. Yanı sıra modern dünyanın bilincini sorgulayan bir yüzleşme sürecini de beraberinde getiriyor. İslam'ın tarih sahnesine girişi her zaman barışçı yollardan gerçekleşmiyor; kendini Batı modeline benzetecek, onun içinde asimilasyonunu sağlayacak bir mantığı da izlemiyor. İslam ile modernitenin bu karşılaşması, karşılıklı olarak her ikisinin de dönüşümüne yol açarken modernliğin mevcut tanımlarını da iyice karıştırıyor. "Bugün bu çatışmalı karşılaşma en iyi Avrupa'da gözlemleniyor: İslam gerek bireysel pratiklerde gerek kamuya açık tartışmalarda gündeme yerleşerek bir Avrupa meselesi haline geliyor. Hem İslam hem Avrupa daha önce bilmedikleri bir yakınlık ve eşzamanlılık içine girdiler. Bir iç içe giriş söz konusu. Biyo-politik bir anlamı da var bunun, çünkü bu iletişimsel karşılaşmada, cinsiyete dair ve aynı zamanda zorla, hatta şiddetle gerçekleşen bedensel bir yan var. Müslümanlar Avrupa'nın bağrında var olma imkânını zorluyorlar. "Herkesi bir araya getirebilecek bir alanı, mekânı, projeyi hayal etmek gerekiyor. Ancak bunu yaparken artık eskiden olduğu gibi araya konacak bir mesafenin rahatlığının mevcut olmadığını akılda tutmak, böyle bir mesafeden medet ummadan yeniden düşünebilmek gerekiyor. Bugün artık Avrupa için söz konusu olan, İslami farklılığın tanınması ya da tanınmaması değil, tam tersine ikisi için ortak bir mekânı, kültürel havzayı yeniden düşünmeye, yeniden oluşturmaya ve çatışma üzerine kurulu diyaloğun dışına çıkmaya gücünün ve kabiliyetinin olup olmadığıdır. Kuşkusuz bu yaklaşım, en başta her iki tarafta da kimliklerin aşılmasını, 'saflık' ve 'bozulma' kaygılarından kurtulunmasını şart koşar." —Nilüfer Göle | İÇİNDEKİLER |
1 Öteki Avrupa 2 Terörist Enstantane 3 İstanbul Saldırıları ve İslami Sahne Düzeni 4 İslam ve Küreselleşme, Benzeşme mi, Ötekileşme mi? 5 Modernite, Tasnifler: Küresel ve Yerel 6 Ekstra-Moderniteler 7 Cumhuriyetçi Laiklik ve Kamusal İslam 8 Kadın ve Medeniyet Eşliği 9 Yurttaşlık ve Kamusal Siyaset 10 Tesettür, Damganın Tersyüz Edilişi ve Kadınların Kavgası 11 Türkiye: Rahatsız Edici Bir Avrupa Arzusu 12 Avrupa Kimliği ve Ötekileştirilen Türkiye 13 Avrupa "Saflığı" Kaygısından Kurtulmak | OKUMA PARÇASI |
Öteki Avrupa, s. 37-47. Duvar ve Köprü Birlikte nasıl yaşanır? Her toplum bizi neyin birleştirdiği yönündeki kadim soruyu, bizi birleştirenin din mi, bellek mi, devlet mi, çıkar mı, ortak bilinç mi olduğunu sürekli sorar kendisine. Bu soru günümüzde özellikle Avrupalıları esir almış durumda ve bunun iki nedeni var. Birincisi, Avrupa Birliği tasarısının ve bizatihi fikrinin varlığı Avrupalılar arasındaki toplumsal bağı –ulus-devlet çerçevesinin ötesinde– yeniden düşünmenin yeni bir yolunu bulmak anlamına geliyor. İkincisi, İslam'ın Avrupa'daki varlığı, Avrupa uluslarının yerleşik, alışılmış birlikte yaşama kategorilerine meydan okuyan yeni bir boyutu, kültürel, dinsel ve medeni bir farklılığı gündeme getiriyor. İslam, çağdaş Avrupa bilinci üzerinde oluşturucu anlamda en büyük etkileri yapan toplum tartışmalarını, bireyin tanımında laik değerler, cinsiyetler arası eşitlik, feminizm ve eşcinsellik, sanatsal ve edebi alanda ifade özgürlüğü gibi konularda sür... Devamını görmek için bkz. | |
| ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Halime Biray, “Birbirine bağlı ama habersiz İslam ve Avrupa”, Yeni Şafak Kitap Eki, 6 Mayıs 2009 Küreselleşen dünyada artık sınırlar eskisi kadar keskin değil. Farklı etnik, kültürel ve dini yapıya sahip toplumlar ne kadar kaçmayı deneseler de birbirleriyle yüzleşmek zorunda kaldıkları alanları paylaşıyorlar. Doğulu ve Batılı, Hıristiyan ve Müslüman, göçmen ve yerli, kendini tehdit altında hissedenler ve ötekiler, terörist saldırılar ve işkence hapishaneleri gibi karşıtlıkların yarattığı bir sorun yumağı ile karşı karşıyayız. Tüm bu sorunların temelinde, İslam ve modernitenin etkileşimi ve yeni kültürel formların ortaya çıkması yatıyor. Avrupalılar yaşamlarına dahil olan İslam kültürünü nasıl algılıyor ve ne gibi bir tepki gösteriyor? Nilüfer Göle'nin İç İçe Girişler: İslam ve Avrupa kitabında, bu soru ve ona eklemlenen pek çok sorunun yanıtı aranıyor. ‘Öteki’ne karşı hissedilen yitirme duygusu Göle, İslam ile aynı zaman ve mekânı pay... Devamını görmek için bkz. | |
|