| ISBN13 978-975-342-667-1 | 13x19,5 cm, 216 s. |
Liste fiyatı: 190.00 TL İndirimli fiyatı: 152.00 TL İndirim oranı: %20 {"value":190.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"388","item_name":"Pamuk Ülkelerine Yolculuk","discount":38.00,"price":190.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Pamuk Ülkelerine Yolculuk Küreselleşme Üstüne Küçük Elkitabı Özgün adı: Voyage aux pays du coton Petit précis de mondialisation Çeviri: Sosi Dolanoğlu Yayıma Hazırlayan: Tuncay Birkan Kapak Tasarımı: Emine Bora Kapak Deseni: Marty Ittner |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Nisan 2008 | 2. Basım: Nisan 2023 |
“Bu hikâye çok eski çağlarda başlar. Yoldan geçen biri, dallarının ucunda beyaz yumaklar olan bir ağaççık fark eder. Elini uzattığını tahmin edebiliriz. İnsan türü pamuğun yumuşaklığıyla tanışır böylece... Yıllardır içimde bir şey, tarımdan yola çıkıp biyokimyadan geçerek tekstil sanayiine varan, kıtaları birbirine bağlayan pamuk yollarını izlersem, gezegenimi daha iyi anlayacağımı söylüyordu bana. Beklediğimden de ötesini buldum. Dünün ve bugünün küreselleşmelerini anlamak için, bir kumaş parçasını incelemek en iyi yol.” Günümüzün sanal vurgulu dünyasında, hammaddeler, elle tutulur olan şeyler, günlük emeğin teri, şaşaalı adlarla sunulan uluslararası antlaşmaların ardında yatan hesaplar, pazarlıklar hep gözlerden ırak kalıyor. Oysa dünyada olup bitenleri anlamanın tek yolu belki bu ayrıntılara yeniden yaklaşmak, yakından bakmak. Pamuk Ülkelerine Yolculuk, pamuk üreticilerinin, sanayicilerinin, lobicilerinin, tüccarlarının peşinden Mali'den ABD'ye, Fransa'dan Çin'e, Brezilya'dan Mısır'a, Özbekistan'a dünyanın dört bir yanına seyahat ederken şirket küreselleşmesinin gizli yüzünü, uluslararası platformlarda dikkate alınmayan hayati ayrıntıları bir masal diliyle anlatıyor bize, "Küreselleşme Üstüne Küçük Elkitabı" altbaşlığının hakkını vererek. | OKUMA PARÇASI |
Giriş, s. 13-17. Hammaddeler yeryüzünün bize armağanlarıdır. Saklı veya görünür armağanları. Günün birinde tükenecek olan fosil armağanlar, madeni armağanlar... Ya da, güneşin ve insan faaliyetlerinin her yıl yenilediği bitkisel armağanlar. Hammaddeler konuşan armağanlardır. Yeter ki dinleyelim. Kulağımıza çeşit çeşit hikâye fısıldarlar: Bir varmış bir yokmuş, der petrol; bir varmış bir yokmuş, der buğday. Her hammadde, mitolojisiyle, diliyle, savaşlarıyla, şehirleriyle, iyisi, kötüsü ve renk renk sakinleriyle bir evrendir. Ve her hammadde, kendini anlatırken, kendince gezegeni de anlatır. • Bu hikâye çok eski çağlarda başlar. Yoldan geçen biri, dallarının ucunda beyaz yumaklar olan bir ağaççık fark eder. Elini uzattığını tahmin edebiliriz. İnsan türü pamuğun yumuşaklığıyla tanışır böylece. Büyük İskender'in orduları M.Ö. 326'da İndus'u geçtiklerinde, hiç görmedikleri kadar ince ve hafif giysiler içindeki halklarla karşılaşırlar. Askerler hayretler iç... Devamını görmek için bkz. | |
|