| ISBN13 978-975-342-486-8 | 13.5x21.5 cm, 432 s. |
Liste fiyatı: 348.00 TL İndirimli fiyatı: 278.40 TL İndirim oranı: %20 {"value":348.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"306","item_name":"Rüya Âlemi ve Felaket","discount":69.60,"price":348.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Rüya Âlemi ve Felaket Doğu'da ve Batı'da Kitlesel Ütopyanın Tarihe Karışması Özgün adı: Dreamworld and Catastrophe The Passing of Mass Utopia in East and West Çeviri: Tuncay Birkan Yayıma Hazırlayan: Semih Sökmen, Bülent Doğan Kapak Resmi: Aleksandr Kosolapov |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Ekim 2004 | 2. Basım: Ekim 2023 |
Yirminci yüzyılın kitlesel ütopyaları başarısız oldu. Bu ütopyalara bağlanmış rüyalar, hayaller de öyle. Yeni bir yüzyıla girdiğimiz şu günlerde, sanayi üretiminin maddi kıtlığı aşmayı sağlayarak herkese mutluluk ve refah getireceği inancının yerinde yeller esiyor. Gezegenin bu süreçte uğradığı tahribatın ayan beyan ortaya çıkması ve sosyalizmin yenilgisi kolektif bir ütopya hayalini itibarsızlaştırdı. Artık ütopya sadece özel hayat içinde mazur görülebiliyor, kolektif mutluluk kavramı ezici bir çoğunluğa hiçbir anlam ifade etmez oldu. Buck-Morss, Walter Benjamin'den aldığı "rüya âlemi" kavramını hem kolektif bir zihin durumunun şiirsel bir tasviri hem de analitik bir kavram olarak kullanarak, çöküş de denebilecek bu dönüşümün izlerini sürüyor. Yerleşik totalitarizm/demokrasi karşıtlığını reddedip Doğu ve Batı bloklarının (SSCB ile ABD'nin) rüya âlemleri arasındaki tekinsiz benzerliklerin altını çiziyor, sosyalist tahayyülün kapitalizminkine fazla sadık kaldığı için başarısız olduğunu gösteriyor. Bunu da geleneksel akademik metinlerin yaptığı gibi baştan sona kesintisiz akıp giden bir argüman geliştirerek değil, son derece deneysel bir tavır benimseyerek yapıyor: Yine Benjamin'in icadı olan "diyalektik imgeler" kavramını yaratıcı bir biçimde uygulamaya koyarak, 20. yüzyılın kitle ütopyasını, ilk bakışta önemsizmiş gibi görünen küçük görsel ayrıntılardan, tarihin büyük anlatısı içinde pek de bir yere oturtulamayan anekdot parçalarından hareketle, kitle kültürünün görsel enkazını eşeleyerek sorguluyor. Buck-Morss'un atıldıkları yığının içinden kurtarıp bize yeniden kazandırdıkları arasında neler yok ki: Lenin'in mumyalanması kararı ile başlayan dehşet verici sürecin bir kronolojisi, avangard sanatta "kare"nin kullanılmasının tarihi, tepesinde dev bir Lenin heykeli olması planlanan ama inşa edilmeden kalmış Sovyetler Sarayı projesi ile Amerikan pop kültürü ikonu "King Kong" filminden bir kare arasındaki benzerlik, Melnikov'un aylaklığı yüceltiyor diye reddedilen "Uyku Enstitüsü" projesi, 20'li ve 30'lu yılların Amerikan ve Sovyet sinemasında "kitlelerin" kullanım tarzı ve makine fantazileri. Tarihi, artık hiçbir bütün içine tıkıştırılamayan fragmanlara hakkını veren sağlam bir teorik zemine yaslanarak görsel imgeler üzerinden anlamaya çalışan ve hâlâ kolektif bir ütopya mümkün diyorsak dersimizi iyi çalışmamız gerektiğine dikkat çeken bu güzel kitabın sizi de heyecanlandıracağından eminiz. | İÇİNDEKİLER |
Önsöz
I Demokrasi ve Rüya Âlemi
1 Siyasi Çerçeve 1.1 Kitle Egemenliği ve Düşman İmgesi 1.2 Hipermetin Soğuk Savaş Yılları Fransız Devrimi Ekonomik Olan ile Siyasi Olan Arasındaki Ayrım Egemen Parti / Sosyalist Devlet Mekân Zaman
II Tarih ve Rüya Âlemi
2 Zaman Üzerine 2.1 Devrimci Zaman 2.2 Zaman Fragmanları Mitik Zaman Fragman 1: Mitik Zaman: Bir Kronoloji Fragman 2: Ters Çekim Fragman 3: Zamana Karşı (Maleviç) Fragman 4: Karenin Kısa Tarihi
III Kitle Kültürü ve Rüya Âlemi
3 Sağduyu 3.1 Ekolojik Devre 3.2 Şok 3.3 Makinelerin Doğası
4 Kitlelere Kültür 4.1 Kitleler 4.2 Yüzey Estetiği 4.3 Kozmopolit Bir Proje
5 Rüya ve Uyanış 5.1 King Kong ve Sovyetler Sarayı 5.2 Ev Alanı 5.3 Uyanış
IV Sonrası
6 Yaşanan Zaman / Tarihsel Zaman 6.1 Düşmanı Kaybetmek 6.2 Tek Dünya 6.3 Küresel Bir Ekonomide Bilgi Üretimi
Notlar Kaynakça Dizin | OKUMA PARÇASI |
Önsöz, s. 7-13. Yirminci yüzyılın rüyası kitlesel ütopyalar inşa etmekti. Hem kapitalist hem de sosyalist biçimleriyle sınai modernleşmenin yol gösterici ideolojik gücü buydu. Rüyanın kendisi, doğal dünyayı dönüştüren, sanayi tarafından üretilmiş nesnelere ve inşa edilmiş ortamlara kolektif, siyasi arzu yatırımında bulunan çok büyük bir maddi güçtü. Bireylerin geceleyin gördükleri rüyalar, toplumsal düzen tarafından ketlenmiş ve geriye, çocukluktaki biçimlerine itilmiş arzuları ifade ederken, bu kolektif rüya kişisel mutlulukla uyumlu bir toplumsal dünya tahayyül etme cüretini gösteriyor ve yetişkinlere, gerçekleşmesi halinde kıtlığın herkes tarafından alt edilmiş olacağını vaat ediyordu. Yüzyılımız sonuna yaklaşırken, bu rüya terk edilmektedir. Sınai üretimin kendisi azalmış değildir. Metalar hâlâ üretilmekte, pazarlanmakta, arzulanmakta, tüketilmekte, sonra bir kenara fırlatılıp atılmaktadır – hem de dünyanın gittikçe daha fazla bölgesinde, her zamankinden daha bü... Devamını görmek için bkz. | |
|