| ISBN13 978-975-342-317-5 | 13x19,5 cm, 144 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| Resmen İşkence TBMM İnsan Hakları Komisyonu Raporları Yayıma Hazırlayan: Haldun Bayrı Kapak ve Grafik Tasarım: Emine Bora, Semih Sökmen |
Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Haziran 2001 |
DSP Aydın Milletvekili Sema Pişkinsüt başkanlığındaki TBMM İnsan Hakları Komisyonu, 1998 ve 2000 yıllarında değişik cezaevlerinde, yetkililerin bulunmadığı bir ortamda tutuklularla yüz yüze görüşmeler yaptı. Komisyon, tutukluların dile getirdiği işkence ve kötü muamele iddialarının doğru olup olmadığını, bu tanıklıklarda adı geçen karakol ve emniyet müdürlüklerinde araştırdı. Bütün bu incelemeler sonucunda hazırlanan raporlar, binlerce sayfa tutan dokuz cilt halinde yayımlandı. Pişkinsüt, "Bu raporlardaki TBMM mührünü kimse silemez," sözüyle, Türkiye'nin bu ilk "kendisiyle yüzleşme" girişiminin önemini vurguladı. Bütün bu raporlar milletvekillerinin, yetkililerin ve ilgililerin dikkatine sunuldu. Ve tabii ki unutuldu! Daha doğrusu unutturulmak istendi. Resmen İşkence, bu önemli çalışmanın hiç olmazsa bazı bölümlerini kamuoyuna ulaştırma kaygısıyla hazırlandı. Gazeteci Devrim Sevimay, bütün bu raporları satır satır okudu. En anlamlı, çarpıcı ve düşündürücü bölümlerini seçti. Pişkinsüt ile görüştü. Sonuçta, Türkiye'de gözaltına alınan ya da cezaevine düşen her türlü zanlı ve suçlunun yaşamak zorunda bırakıldığı insanlık durumunu birinci ağızdan aktaran bir belgesele imza attı. Konusu gibi çok can acıtıcı bir kitap. | İÇİNDEKİLER |
Önsöz İşkence Tutanakları Karakol Tutanakları Sema Tutar Pişkinsüt ile Röportaj: "Bu Mührü Kimse Silemez" Yayıncının Notu | OKUMA PARÇASI |
Önsöz, s. 7-10 Resmen İşkence, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nun 1998-2000 yılları arasında 8 bin 500 tutuklu ve mahkûmla görüşerek yaptığı "soruşturma, kovuşturma, yargılama, ceza ve infaz sistemi" araştırmasının çarpıcı bölümlerinden oluşan bir derlemedir. Uluslararası hukuktaki anlamıyla kötü muamelenin abc'sine girmemeye baştan kararlı olan bu kitabın amacı, ne işkenceye yönelik korku filmi izleyicisi düzeyindeki merakın giderilmesi, ne de Sokrates'le başlayıp 12 Eylül Darbesi'ne sövgüyle biten bir iman tazelemesidir. Tek çabası, Türkiye'nin 2000'li yıllarına ilişkin el altında tutulabilecek küçük bir not düşmek olan Resmen İşkence'nin çarpıcı yanı tam olarak kendisidir. En kaba haliyle "Dayak cennetten çıkmadır," anlayışını yalayıp yutmuş dalgın bir toplum... İşkenceyi "töresi" kabul eden bir devlet... İtaate her koşulda hazır olanların yüzyıllara dayanan bu ortaklığını kutsayan yasalar manzumesi... Victor Hugo'nun "Düzeni celladın elleri ... Devamını görmek için bkz. | |
Sema Pişkinsüt ile Söyleşi, "Bu Mührü Kimse Silemez", s. 133-140 • İşkenceyi ilk kez Meclis'e taşıyan bu çalışmaya nasıl karar verildi? TBMM İnsan Hakları Komisyonu 1990 yılında özel bir yasayla kuruldu. Meclis'teki diğer kurulu komisyonlarda hükümetin getirdiği yasa tasarıları görüşülür. Ancak bu araştırma komisyonu olduğu için gündemine kendisi karar verebilir. Ben de Aralık 1997'de Komisyon Başkanı seçilince, daha ilk gün bu görevin adam yeme yeri olduğu bana söylenmişti. Geldiğim zaman, Komisyon çalışmalarının gelen dilekçeleri ilgili kurumlara göndermekten ibaret olduğunu gördüm. Burada bir başka tespitte daha bulunmak gerekiyor. Türkiye'de insan haklarını araştırmak devlet düşmanlığı gibi gösteriliyor. "İnsan hakları insanlar içindir," diyenler, mandacılar, siyasi İslamcılardan farklı, gerçekten insan hakları sorunu olan geniş bir kesim bulunuyor. Ben o kesimin temsilcisi olmaya çalıştım. Bizi bu çalışmada harekete geçiren de yurttaşın kendisi... Devamını görmek için bkz. | |
|