| ISBN13 978-975-342-114-0 | 13,5x21,5 cm, 464 s. |
Liste fiyatı: 372.00 TL İndirimli fiyatı: 297.60 TL İndirim oranı: %20 {"value":372.0,"currency":"TRY","items":[{"item_id":"115","item_name":"Hayatımı Yaşarken, Cilt I","discount":74.40,"price":372.00,"quantity":1}]} |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Hayatımı Yaşarken, Cilt I Özgün adı: Living My Life Çeviri: Beril Eyüboğlu Yayıma Hazırlayan: Müge Gürsoy Sökmen Kapak Tasarımı: Semih Sökmen |
Kitabın Baskıları: | Birinci Cilt İlk Basım: Mayıs 1996 | 5. Basım: Ağustos 2024 |
Emma Goldman 1869’da Litvanya’da doğdu. 20 yaşında Amerika’da anarşist harekete katıldı. Adını duyan herkes heyecanlanırdı, herkesin “Kızıl Emma”sıydı o. Ömrü boyunca devletin her türüne karşı çıktı. Birinci Dünya Savaşı sırasında savaş aleyhtarlığı yaptı. Milliyetçiliğe karşıydı. 1919’da devrimin getirdiği coşkuyla Sovyetler Birliği’ne gitti. Lenin’le tartıştı. Hayal kırıklığı büyük oldu. Tam bir dünya vatandaşıydı; Fransa, Britanya, Almanya, İsveç, Hollanda ve Kanada’da yaşadı. Freud’un derslerine katıldı. İspanya İç Savaşı’nda Anarşistlerin yanındaydı. Tanrıtanımazlığı, özgür aşkı savundu. Doğum kontrolü için, eşcinsellerin özgürlüğü için mücadele etti. O bir anarşistti, göçmendi, yahudiydi, kadındı. Yoldaşlarına “Dans edemeyeceksem, devriminiz sizin olsun,” diyen de oydu. 71 yaşında öldüğünde yıllardan henüz 1940’tı, İkinci Dünya Savaşı başlamıştı. Emma Goldman’ın otobiyografisi, özel bir tarihsel kişiliğin tutkulu ve tavizsiz mücadelesini kaydetmenin dışında, yirminci yüzyılın siyasi tarihi açısından da büyük önem taşır: Bir yandan, yüzyıl önce insanların bugüne kıyasla nasıl geniş bir siyasi ufuk ve umut taşıdıklarını görürüz; ama diğer yandan, o dönemde ortaya atılmış sorular bugün bile tam cevaplanamamıştır, aşılamamıştır. İlk kez 90’lı yıllarda Kaos Yayınları ile birlikte yayımladığımız iki ciltlik eserin gözden geçirilmiş yeni basımını 68 Devrimi’nin 50. yılını kutlamak üzere yayımlıyoruz. | ELEŞTİRİLER GÖRÜŞLER |
Nevin Ünalın, “Anarşist Bir Kadın…”, Cumhuriyet Dergi, 7 Aralık 1997 … Bir anda yüreğinden dökülmeye başladı kelimeler; hazırladığı metnin yerini alan coşkulu, inanç ve öfke dolu sözcükler döküldü ağzından. Alkışlar doldurdu kulaklarını. O ana kadar bilmediği bir şeydi bu! Sesinin, yüreğinin, inancının insanları etkilediği. Bu ses hiç susmayacaktı artık. Yarım asrı devirecekti! Hiç kesilmeden. Hapishaneymiş, sürgünmüş, tutuklanmaymış, suçlanmaymış, işverenlerin, yanlı basının öfkesiymiş, siyasi baskıymış aldırmayacaktı. O hangi safta yer alacağını bizzat yaşadığı hayatla zaten öğrenmişti. O gün öğrendiği bir şey daha vardı: Sesi bütün emekçiler için gerekliydi madem; o da hiç bitip tükenmeden, korkmadan, yılmadan bu yolda harcayacaktı her şeyini… Artık toplantıların, konferansların aranılan konuşmacısıydı Emma. Amerika'yı boydan boya, şehir şehir dolaşacak, Dünya Sanayi İşçileri ve diğer işçi örgütleriyle dayanışma içine girerek Amerikan kapitalizmine meydan okuyaca... Devamını görmek için bkz. | |
|