ISBN13 978-975-342-221-5
13X19,5 cm, 200 s.
Liste fiyatı: 232.00 TL
İndirimli fiyatı: 185.60 TL
İndirim oranı: %20
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et
Ortega y Gasset diğer kitapları
İnsan ve "Herkes", 1995
AYIN ARMAĞANIAYIN ARMAĞANI
Diğer kampanyalar için
 
Tarihsel Bunalım ve İnsan
Ortega y Gasset'ten Seçme Yazılar
Çeviri: Gül Işık
Yayıma Hazırlayan: Gül Işık
Kapak ve Grafik Tasarım: Semih Sökmen
Kitabın Baskıları:
1. Basım: Ekim 1992
5. Basım: Ocak 2023

"Kavşak noktasındaki adamdır" Ortega y Gasset: XIX. yüzyıl ile XX. yüzyılın, geleneksel İspanyol kültürü ile çağdaş Avrupa kültürünün, basın dünyasıyla akademik ortamın, felsefeyle politikanın, Krallık'la Cumhuriyet'in, Dikta'yla Demokrasi'nin, İç Savaş'la Dünya Savaşı'nın, bireyin kültürel konumunu belirleyen ve zenginleştiren çeşitli ve çelişkili tarihsel toplumsal yönelişlerin kavşağında gelişmiştir kişiliği.

...Böylesine olağanüstü bir yer tutmak için Ortega, İspanyol kültüründe neyin temsilcisiydi acaba? Her şeyden önce bir tutumun, bir tavır koyuşun. "Düşünen insanı" temsil ediyordu; insanı çevreleyen, onunla bağlantısı bulunan, ilgi alanını oluşturan her şeye "düşünceli bir dikkatle" yönelmeyi öneriyordu.

Düşünme eylemini bir "zihinsel sevgi çabası" olarak tanımlar Ortega, düşünceye "kurtarış" der: Olup bitenlerin anlamını çıkarabilmek, yaşamın olaylarını gerçeğin ışığı altında incelemek, onun için insanı kurtarmak yolunda bir çabadır çünkü. – Neyire Gül Işık

İÇİNDEKİLER
Sunuş, Neyire Gül Işık

Önsöz [1932]
Ölüm ve Diriliş
Tarihin Galilei'ciliği
Yine Kuşak Kavramı
Devrimlerin Günbatımı
Yaşamı Değerlendirme Biçimleri
İki "İroni" ya da Sokrates ile Don Juan
Sistem Olarak Tarih
"Fikir Tarihi" Diye Bir Şey Yok Aslında
Düşünceler ve Kanılar
Avrupa Üstüne Düşünceler
Akdeniz Kültürü
Goethe'ye Bir Yüzbaşı Ne Demişti
Almanlar İçin Önsöz
Su Geçirmez Bölmeler
Üniversitenin Misyonu
İnsan ve "Herkes"
Sanatın İnsanı Dışlaması

Kaynakça
Tarihsel Tablo
OKUMA PARÇASI

Neyire Gül Işık, Sunuş, s. 8-31

Ortega yüzyılımızın ilk yarısında, yakın tarihin tüm dönemeçlerine tanık olmuş, bir aydın, sorumlu bir İspanya ve Avrupa yurttaşı olarak, o tanıklığın bedelini düşünsel –kimi zaman da toplumsal– yalnızlığın acısıyla ödemiştir. Ama o ayrıcalıklı konumunun gururunu da bilinçle yaşamıştır.

Her şeyden önce, "düşünen adam"dır Ortega: Tarihin ve yaşanılan günün, toplu yaşamın ve bireysel yaşantının getirip yığdığı sorunları salt kendi zihinsel yetisiyle göğüslemeyi seçen, toplumunda edilgenlikle benimsenen alışılmış kavramları sorunsallaştıran; insanoğlunun, özellikle de İspanyol ve Avrupa insanının uygarlığın hangi aşamasından gelip hangi aşamasına yönelmekte bulunduğunu arasız irdeleyen; özgün yanıtlar veren, ama verdiği hiçbir yanıtla uzun süre yetinmeyen biri. Batı'nın düşünce tarihinde iki bin beş yüz yıl çeşitli biçimlerde varlığını sürdürdükten sonra, yirminci yüzyıl sonlarının kalabalık dünyasının kitlesel kültüründe artık tükenen bir türün temsilcilerinden.

Ortega'nın düşünsel çabasının sonuçları size yabancı kalabilir, hiç benimsemeyebilirsiniz de onları; ama insanı ve tarihsel bunalımını irdelemedeki tutarlılığına, yaşamıyla düşüncesinin özdeşleşmesine, irdeleme ve anlama doğrultusunda bir ömür boyu gösterdiği sabra saygı ve hayranlık duymadan edemezsiniz.

Yalnız anlama doğrultusunda değil, anlatma doğrultusunda da: Avrupa'nın tanıdığı en büyük eğiticilerdendir Ortega. Eğitiminin konusu da, ereği de insan'dır; e...

Devamını görmek için bkz.

"Avrupa Üstüne Düşünceler", s. 121-124

İlkçağ dünyası yıkıldıktan sonra, tarihin üstünde kuş sürüsü gibi uçuşmaya başlayan şu Batılı halkların başlıca özelliği her zaman ikili bir yaşam sürmeleri olmuştur. Çünkü bir yandan, yavaş yavaş her biri kendi özgün dehasını oluşturuyorken, bir yandan da aralarında ya da üstlerinde kendiliğinden bir ortak düşünceler, davranışlar, coşkular repertuvarı oluşmaktaydı. Dahası da var: Onları aynı zamanda giderek hem tekdüzeleştiren, hem farklılaştıran o yazgı, çelişkinin doruğu olarak algılanmalıdır. Çünkü o halklarda tekdüzelik farklılığa yabancı değildi. Tam tersine, her yeni bir örnek ilke farklılaşmayı besliyordu. Hıristiyanlık düşüncesi ulusal kiliseleri yarattı; Roma İmparatorluğu'nun anısı değişik devlet biçimlerini esinledi; XV. yüzyılda "klasik yazının yeniden canlandırılması"ndan, birbirinden apayrı yazınlar doğdu; bilim ve "mutlak akıl" olarak birlikçi insan ilkesi, matematiğin en ileri soyutlamalarına bile değişik biçimler veren farklı zihinsel tutumlara yol açmada. Üstüne üstlük, XVIII. yüzyılın ortaya attığı, tüm halkların aynı anayasaya uymaları gerektiği gibi tuhaf bir fikir bile, romantik çağda birbirinden farklı ulusallık bilinçlerini uyandırdı, herkesi kendi özel yönelimini geliştirmeye özendirme sonucunu doğurdu.

Durum şu ki, Avrupalı denilen bu uluslar için yaşamak –tabii XI. yüzyıldan, III. Otto'dan başlayarak– hep aynı alanda ya da aynı ortamda dolaşmak anlamına geldi. Yani, yaşamak, her biri için ö...

Devamını görmek için bkz.

"Akdeniz Kültürü", s. 125-128

İzlenimler yüzeysel bir örtü oluştururlar, daha derin bir başka gerçeğe ileten görünmez yollar buraya açılır gibidir. Düşünme eylemiyle, o yüzeyleri sağlam kıyı toprakları gibi geride bırakıp, insana somut destek noktaları vermeyen örümcek ağı gibi bir öğenin içine atıldığımızı duyarız. Bir kendimize güvenerek ilerleriz, ağırlıktan yoksun kalıpların yer aldığı havadan bir ortamda; bir kendi çabamızla boşlukta asılı kalmayı başarırız. İçimizden sipsivri bir kuşku dürter: En ufak sarsıntımızla her şey yıkılacak, bizi de birlikte alaşağı edecektir sanki. Düşüncelere daldığımızda, ruhumuz her türlü gerilime dayanmak durumundadır; insanın tüm benliğini kaplayan, acılı bir çabadır bu.

Düşüncelere daldığımızda, fikir yığınları arasından bir yol açarız kendimize, kavramları birbirinden ayırt ederiz, bakışlarımızla birbirlerine en yakın duran kavramlar arasındaki görünmez yarıktan içeriye süzülür, her birini yerli yerine koyduktan sonra, bir daha birbirlerine karışmalarını önleyecek görünmez kıskaçlarla tuttururuz. Ondan sonra, artık siluetlerini apaçık, pırıl pırıl sergileyen idea'ların doğasında gönlümüzce gezip tozabiliriz.

Neyleyim ki o çabayı gösteremeyen kimseler de vardır yeryüzünde; idea'lar ülkesinde kürek çekmeye zorlandıklarında zihinsel bir deniz tutmasına uğrayan kimseler. Girift olmuş kavramlar sürüsü onların yolunu keser. Hiçbir yandan çıkış yolu bulamazlar; çevrelerinde yoğun bir karışıklık, dilsiz, boğucu bir siste...

Devamını görmek için bkz.
 
 

Kişisel Veri Politikası
Aydınlatma Metni
Üye Aydınlatma Metni
Çerez Politikası


Metis Yayıncılık Ltd. İpek Sokak No.5, 34433 Beyoğlu, İstanbul. Tel:212 2454696 Fax:212 2454519 e-posta:bilgi@metiskitap.com
© metiskitap.com 2025. Her hakkı saklıdır.

Site Üretimi ModusNova









İnternet sitemizi kullanırken deneyiminizi iyileştirmek için çerezlerden faydalanmaktayız. Detaylar için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
X