| ISBN13 978-975-342-270-3 | 13X19,5 cm, 104 s. |
Bu kitabı arkadaşına tavsiye et Diğer kampanyalar için | |
|
| | Yeniversite Bilim Kurumlaşmasında Günümüz İçin Bir Perspektif Kapak Tasarımı: Semih Sökmen |
Kapak ve İç Baskı Yaylacık Matbaacılık Ltd. Mücellit Sistem Mücellithanesi Kitabın Baskıları: | 1. Basım: Nisan 2000 |
Bilim üretim sürecinin temel yönelimi gerçeğin sürekli aranması ve sorgulanması olmalıdır. Önümüzdeki dönem bilgi ile bilgeliğin sentezini ve buna bağlı olarak yeni öğretim ve eğitim amaçlarının geliştirilmesini gerektirecektir. Türkiye'de üniversite eğitimi, mesleki öğretim ağırlıklı yönelimini terketmeli, birey oluşumuna odaklanmalıdır. Üniversite iç örgütlenmesinde açıkça tanımlanmış bir işlevler farklılaşmasına gidilmeli, nitelikli bilim insanı korunmalıdır. Türk üniversitesinin demokrasi gereksinimi yönetim erkinin seçimiyle sınırlı değildir; demokratikleşme üniversitenin içinde aranmalı, yönetim erkinin "üniversite düşüncesinin" devamı yönünde nasıl kullanılabileceği geniş katılımla tartışılmalıdır. Üniversite sisteminin temel sıkıntısı, mevcut statükonun bilim yapılanmasına getirdiği kısıtlamalar artık hiçbir şekilde saklanamaz hale gelmiş olmasına rağmen, sözde akademisyen kadroların bu statükoyu iktidarda tutmakta direnmelerinden kaynaklanmaktadır. Önemli bir bölümü bilimin temel kavramlarına bile yabancı kadrolar tarafından istila edilmiş olan üniversiteler, içinde bulundukları paradigmayı sorgulamak bir yana, bunun gereklerini yerine getirmekten bile uzak kalmaktadırlar. Bu durumda üniversiteye biri bilim yapılanmasını yeniden oluşturmak, diğeri üniversite kurumunun taşıdığı sıkıntıları aşmak şeklinde ikiz bir görev düşmektedir. Ali Menteş'in günümüzdeki bilim kurumlaşması için çizdiği perspektifin temelinde bu görüşler var. Türkiye'de bilim ortamının tartışılması için, önceki yıllarda özellikle "Sosyal Bilimleri Açın!" diyerek yaptığımız çağrı yönünde bir katkı olarak görüyoruz Yeniversite'yi. Yazarın da yayımcının da amacı, tamamlanmış "hazır bir reçete" sunmak değil, bilim ortamına ilişkin benzer kaygılara sahip olan ve akademik ortamın mevcut statükoyu aşması gerektiğini ve aşabileceğini düşünenler arasında tartışma sağlayabilmektir. | OKUMA PARÇASI |
"Bilim İnsanının Nitelikleri", s. 39-49 Üniversitenin sadece kendisi açısından değil, toplum ve bilimin sürekliliği açısından da en önemli işlevlerinden birisi, hatta belki de başlıcası, kendi kendisini yeniden üretmekle yükümlü oluşudur. Üniversitenin kurumsal yapısının sürekliliği herhangi bir dış etkide değil, doğrudan doğruya bu işlevin ne ölçüde ve hangi niteliksel temelde yerine getirildiğine bağlıdır. Tarih boyunca değişik ülkelerde ve değişik zamanlarda bilim üretiminin üniversite dışına kaydığı olmuştur. Ancak bu dönemler soğukkanlılıkla incelendiğinde görülen odur ki, kurumsal temelini kaybeden bir bilgi üretimi süreci ne kadar verimli olursa olsun, ya aydın oluşumunun bir parçası olmuş ya da teknoloji üretimini beslemiştir ama, bizzat bilimsel bilgiyi oluşturmakta niteliksel olarak yetersiz kalmıştır. Tarihsel anlamda gerek Batı üniversiteleri, gerek Doğu'nun medrese ya da darülfünunları, varlık sürdükleri dönemlerin uzun bir zamanında türdeş meslektaşlar... Devamını görmek için bkz. | |
|